Batılılar, Dinlerarası Diyalog kapsamında milletimizin, özellikle de gençlerimizin daha kolay Hıristiyanlaştırılması için, Türkiye'de bulunan diyalogcu yazarlara ve ilahiyatçılara bir takım maksatlı sözler söylettirdiler.
Türk milletinin asırlarca sahip olduğu öz kültür ve inancına ait olmayan bu sözler, daha sonra Batılıların Türkiye'deki hedeflerini uygulama noktasında bir basamak teşkil edecekti.
Kısacası "medyatik" olan bu şahıslar, bu maksatlı ifadeleriyle ve Batının taşeronluğunu yapan mütareke basınının da desteğiyle, milletimizi Hıristiyanlığı kullanarak ülkemizi ele geçirme sevdasında olan Batı dünyasının kucağına atacaklardı.
Şimdi bu diyalogcu ifadeleri sizlere
aktaralım
"Hıristiyanlar da cennetliktir, Yahudiler de cennetliktir"
"Allah'a inanmak kafidir, Hz. Muhammed'e inanmaya hacet yoktur. Kelime-i Tevhid'deki 'Muhammedur Rasulullah' kısmını ikrar etmeye gerek yok."
"Ehli Kitapla Amentüde ittifakımız var."
"3 Hak din"
"Allah katında tek din İslam'dır diyen en büyük dinsizdir."
"Ehli Kitapla aynı Allah'a inanıyoruz"
"Müslüman bir kadının, Hıristiyan bir erkekle evlenmesini yasaklayan ayetleri düzeltmemiz lazım, yoksa bizi AB'ye almazlar"
"Kuran tarihseldir. Yani Yahudiler ve Hıristiyanlarla ilgili ayetler Peygamberimiz zamanındakiler içindir, bugün geçerli
değildir."
Hatta bazı diyalogcu ilahiyatçılar işi biraz daha ilerletip, puta tapanları da cennete koyuyor:
"İslam'ın temel anlayışı, Allah'ın varlığı ve birliğine dayanır. Birliği konusunda değişik spekülasyonlar olsa da, varlığını kabul ettikten sonra, gerisi üzerinde fazla durmaz İslam. Hatta, Allah'ın varlığından da öte, Hz. Peygamber'i kabul etmeyenlere bile hoşgörülü davranır. Nitekim bir hadiste, 'Allah'tan başka ilah yoktur diyenler cennete girecektir' denilir. Bu hadisten dolayı İslam bilginleri Hıristiyanların, Yahudilerin, Zerdüştilerin, hatta Budist gibi herhangi bir şekilde bir tanrıya inananların cennete gireceklerini kabul ederler."
"Misyonerler Müslümanlara zarar
veremez"
"Hacca gitmeye, Oruç tutmaya ne gerek var, sadaka ver hallet"
"Namaz dua demektir."
"Hepimizin atası Hz İbrahim'de
buluşalım."
Yine önceleri "Hadislere ne gerek var, Kuran yeter" diyorlardı, şimdi ise "bazı ayetleri farklı yorumlamalıyız diyerek" onu da değiştirme yoluna gidiyorlar.
Diyalogcular, işi biraz daha ilerleterek, seminerler, toplantılar ve hatta bir takım organizasyonlar düzenlemeye başladılar.
Bunlardan en önemlisi Abant
toplantılarıdır.
Abant toplantılarında "Devlet, vatan, bayrak kutsal değildir.", "akılla vahiy çelişirse akıl tercih edilir" gibi tehlikeli kararların bulunduğu bildirgeler yayınlandı.
Harran'da Müslüman bir kadınla Hıristiyan bir adam, hatta papaz evlendirildi, bunu yasaklayan Kuran'da iki ayet olmasına rağmen.
Fener Rum Patriğinin de katıldığı iftar toplantıları yapıldı, hatta Bartholomeos'a sofra duası yaptırıldı ve dini hükmü bilinmesine rağmen "amin" denildi.
Bütün bu diyalog çalışmaları, ABD'nin, AB'nin ve Vatikan'ın milyarlarca dolar seviyesindeki parasal yardımlarıyla beraber ülkemizin dini ve milli bütünlüğünü tehdit eden ciddi bir tehlike noktasına geldi.
Diyalogcuların sözlerine ve ortaya koydukları fiillere bakarsanız, en temel dini ve milli meseleleri hedef almaktadırlar.
Tek Allah'a inanmayan ve son peygamber Hz Muhammed (SAV) efendimizi kabul etmeyen insanların da kurtuluşa ereceğini ifade etmekteler, peygamberimizi devre dışı bırakmaya çalışmaktalar ve temel dini mevzuları çarpıtmaktalar.
Halbuki Allah (cc) Kuranı Keriminde :
"Allah katında tek din İslam'dır"(Ali
İmran:19)
"Kim kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, Peygamber (Hz Muhammed)'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola tabi olursa, onu saptığı yönde bırakırız ve cehenneme sürükleriz"(Nisa
Suresi:115)
"Ehli Kitaptan herhangi bir gruba tabi olursanız, sizi imanınızdan sonra çevirip kafir yaparlar"(Ali İmran:100)
"Artık kim Allah'a ve Resulü (Hz. Muhammed)'ine karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır"(Cin Suresi:23-24)
"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber (Hz Muhammed)'e itaat edin ki amellerinizi boşa çıkarmayın. Zira inkar edip Allah yolundan alıkoyanları ve de kafir olarak ölenleri Allah asla bağışlamaz."(Muhammed Suresi: 33-34)
Yukarıda bahsettiğimiz gibi tahrifatın bir tarafı da milli meselelerdedir. Milletimizin değer verdiği devlet, bayrak ve vatan anlayışı da yıpratılıyor.
Asırlardır koruyarak ayakta kalabildiğimiz ve bu sebeple sevgi ve hizmet medeniyetlerini kurduğumuz bu değerlerimizi de yok etmeye çalışıyorlar.
Bütün bu yapılanlar, ekonomik ve siyasi olarak bir taraftan bizi yıpratan Batının, Sevr'i tekrar uygulatmak ve memleketimizi paramparça yapmak için, buna karşı koyabilecek aziz milletimizin direncini yok etme gayretleridir.
Çünkü Batı, Türk milletinin neler yapabileceğini Kurtuluş Savaşında gördü.
Unutmayalım ki dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür. Asla bu oyunlara müsaade etmeyelim, değerlerimize sahip çıkalım.
Türk milletinin asırlarca sahip olduğu öz kültür ve inancına ait olmayan bu sözler, daha sonra Batılıların Türkiye'deki hedeflerini uygulama noktasında bir basamak teşkil edecekti.
Kısacası "medyatik" olan bu şahıslar, bu maksatlı ifadeleriyle ve Batının taşeronluğunu yapan mütareke basınının da desteğiyle, milletimizi Hıristiyanlığı kullanarak ülkemizi ele geçirme sevdasında olan Batı dünyasının kucağına atacaklardı.
Şimdi bu diyalogcu ifadeleri sizlere
aktaralım
"Hıristiyanlar da cennetliktir, Yahudiler de cennetliktir"
"Allah'a inanmak kafidir, Hz. Muhammed'e inanmaya hacet yoktur. Kelime-i Tevhid'deki 'Muhammedur Rasulullah' kısmını ikrar etmeye gerek yok."
"Ehli Kitapla Amentüde ittifakımız var."
"3 Hak din"
"Allah katında tek din İslam'dır diyen en büyük dinsizdir."
"Ehli Kitapla aynı Allah'a inanıyoruz"
"Müslüman bir kadının, Hıristiyan bir erkekle evlenmesini yasaklayan ayetleri düzeltmemiz lazım, yoksa bizi AB'ye almazlar"
"Kuran tarihseldir. Yani Yahudiler ve Hıristiyanlarla ilgili ayetler Peygamberimiz zamanındakiler içindir, bugün geçerli
değildir."
Hatta bazı diyalogcu ilahiyatçılar işi biraz daha ilerletip, puta tapanları da cennete koyuyor:
"İslam'ın temel anlayışı, Allah'ın varlığı ve birliğine dayanır. Birliği konusunda değişik spekülasyonlar olsa da, varlığını kabul ettikten sonra, gerisi üzerinde fazla durmaz İslam. Hatta, Allah'ın varlığından da öte, Hz. Peygamber'i kabul etmeyenlere bile hoşgörülü davranır. Nitekim bir hadiste, 'Allah'tan başka ilah yoktur diyenler cennete girecektir' denilir. Bu hadisten dolayı İslam bilginleri Hıristiyanların, Yahudilerin, Zerdüştilerin, hatta Budist gibi herhangi bir şekilde bir tanrıya inananların cennete gireceklerini kabul ederler."
"Misyonerler Müslümanlara zarar
veremez"
"Hacca gitmeye, Oruç tutmaya ne gerek var, sadaka ver hallet"
"Namaz dua demektir."
"Hepimizin atası Hz İbrahim'de
buluşalım."
Yine önceleri "Hadislere ne gerek var, Kuran yeter" diyorlardı, şimdi ise "bazı ayetleri farklı yorumlamalıyız diyerek" onu da değiştirme yoluna gidiyorlar.
Diyalogcular, işi biraz daha ilerleterek, seminerler, toplantılar ve hatta bir takım organizasyonlar düzenlemeye başladılar.
Bunlardan en önemlisi Abant
toplantılarıdır.
Abant toplantılarında "Devlet, vatan, bayrak kutsal değildir.", "akılla vahiy çelişirse akıl tercih edilir" gibi tehlikeli kararların bulunduğu bildirgeler yayınlandı.
Harran'da Müslüman bir kadınla Hıristiyan bir adam, hatta papaz evlendirildi, bunu yasaklayan Kuran'da iki ayet olmasına rağmen.
Fener Rum Patriğinin de katıldığı iftar toplantıları yapıldı, hatta Bartholomeos'a sofra duası yaptırıldı ve dini hükmü bilinmesine rağmen "amin" denildi.
Bütün bu diyalog çalışmaları, ABD'nin, AB'nin ve Vatikan'ın milyarlarca dolar seviyesindeki parasal yardımlarıyla beraber ülkemizin dini ve milli bütünlüğünü tehdit eden ciddi bir tehlike noktasına geldi.
Diyalogcuların sözlerine ve ortaya koydukları fiillere bakarsanız, en temel dini ve milli meseleleri hedef almaktadırlar.
Tek Allah'a inanmayan ve son peygamber Hz Muhammed (SAV) efendimizi kabul etmeyen insanların da kurtuluşa ereceğini ifade etmekteler, peygamberimizi devre dışı bırakmaya çalışmaktalar ve temel dini mevzuları çarpıtmaktalar.
Halbuki Allah (cc) Kuranı Keriminde :
"Allah katında tek din İslam'dır"(Ali
İmran:19)
"Kim kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, Peygamber (Hz Muhammed)'e karşı çıkar ve müminlerin yolundan başka bir yola tabi olursa, onu saptığı yönde bırakırız ve cehenneme sürükleriz"(Nisa
Suresi:115)
"Ehli Kitaptan herhangi bir gruba tabi olursanız, sizi imanınızdan sonra çevirip kafir yaparlar"(Ali İmran:100)
"Artık kim Allah'a ve Resulü (Hz. Muhammed)'ine karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır"(Cin Suresi:23-24)
"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber (Hz Muhammed)'e itaat edin ki amellerinizi boşa çıkarmayın. Zira inkar edip Allah yolundan alıkoyanları ve de kafir olarak ölenleri Allah asla bağışlamaz."(Muhammed Suresi: 33-34)
Yukarıda bahsettiğimiz gibi tahrifatın bir tarafı da milli meselelerdedir. Milletimizin değer verdiği devlet, bayrak ve vatan anlayışı da yıpratılıyor.
Asırlardır koruyarak ayakta kalabildiğimiz ve bu sebeple sevgi ve hizmet medeniyetlerini kurduğumuz bu değerlerimizi de yok etmeye çalışıyorlar.
Bütün bu yapılanlar, ekonomik ve siyasi olarak bir taraftan bizi yıpratan Batının, Sevr'i tekrar uygulatmak ve memleketimizi paramparça yapmak için, buna karşı koyabilecek aziz milletimizin direncini yok etme gayretleridir.
Çünkü Batı, Türk milletinin neler yapabileceğini Kurtuluş Savaşında gördü.
Unutmayalım ki dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür. Asla bu oyunlara müsaade etmeyelim, değerlerimize sahip çıkalım.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024