logo
29 NİSAN 2024

Diyanet, Papalık ve AB

26.05.2002 00:00:00
Avrupa Konvansiyonu, AB Anayasası'nda "Avrupa'yı Hıristiyan eksenli tanımlama" çalışmalarını sürdürüken, global güçler de dünyayı "Hristiyan merkezli kültürel/dinsel değişim"e tabi tutmayı sürdürüyorlar. Bunun için bir koldan Moon örgütü, bir koldan Vatikan'ın 'dinlerarası diyalog' kadrosu ve kendilerine bağlı yerel misyon piyonları, bir başka koldan ise Dünya Kiliseler Birliği'yle ilişkili sair misyoner teşkilatları seferber oldular.

Türkiye, bu global faaliyette en önemli ve en verimli alandır.

Çünkü Türkiye, Asya'ya açılan kapıdır.

Çünkü Türkiye, kendisi farkında olsa da olmasa da Türk ve İslam dünyasının asırlardan beri ağabeyidir, bölgesindeki ve kültürel coğrafyasındaki tarihi mirasın en güçlü sahibidir.

Çünkü Türkiye'nin bileği bükülmeden Türk ve İslam dünyasını tamamen yutmak mümkün görülmemektedir.

Çünkü Türkiye, bir avuç siyasetçisinin çabalarıyla topyekün milleti AB tuzağına düşürülen tek ülkedir.

Çünkü Türkiye, hiçbir AB adayı ülkede olmadığı üzere her türlü tavizin rahatlıkla kopartılabildiği bir kıvama getirilmiş tek ülkedir.

Çünkü Türkiye, AB'ye adaylığı istenmediği halde istenirmiş gibi yapılıp tavizler kopartılan tek ülkedir.

Çünkü Türkiye, politik destekli din adamları ve aydınları eliyle globalizm adına "dininin temel sabiteleri"nin en rahat biçimde Hristiyanlık tütsüleriyle başkalaştırılabildiği bir ülke haline getirilmiştir.

Çünkü Türkiye, bir taraftan misyonerlere karşı güya tepki konduğu belirtilirken, diğer yandan güya muhafazakâr bilinen ekranlarda bile papazların ve "papaz söylemleri yüklenmiş" ilahiyatçıların arz-ı endam ettiği bir ülke haline getirilmiştir.

Bütün bunları Kuvay-ı Milliye'nin mimarı Prof. Dr. Haydar Baş bey ve BTP kurmayları uzun zamandan beri milletimize anlattılar, yorulmadılar. Anlatmaya devam ediyorlar.

Türkiye şimdi öyle bir kavşağa geldi ki, önceki gün Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu, "Önümüzdeki seçim, AB'den yana olanlarla AB'ye karşı olanlar arasında yaşanacaktır" tespitini yapmak durumunda kaldı.

Bu kıyasıya AB sürecinde siyasi irade, toplumun adeta "dini ve milli bütünlük refleksleri"ni boşaltmak üzere Diyanet İşleri'ni devreye koydu. AB sürecindeki bu yeni misyon çerçevesinde sanki Diyanet, "tağyir ve tahrif edildiği İslam'ın temel kaynaklarında açıkça vurgulanmış olması"na rağmen Hristiyanlığın kutsallığını teyid eden makama dönüştü.

Ekranlara konuşlandırılmış globalist ilahiyatçılar, "Kur'an, kendinden önceki İncil ve Tevrat'ı tasdik eder; İslam da Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e kadarki tüm peygamberlerin getirdiği dinlerin ortak adıdır" türünden "ibaresi doğru, fakat maksudu yanlış" olan, sanki "papazların kaleme aldığı eldeki İncillerin tasdik edildiği ve muharref dinlerin onaylandığı" şeklinde anlaşılan çarpık/demogojik söylemleri sunuyorlar. Diyanet de bu kabil "kapalı ve demogojik söylemler"i cami kürsülerinden müslüman topluma aktarırken, misyonerlere zemin hazırladığını gözardı etmektedir. Dahası, milli bütünlüğümüzü de hedef alan bu "dönüştürülmüş İslam" söylemlerini, AB misyonuyla yoğurarak şûraların gündemi yapmaktadır.

Nitekim Diyanet'in 3-7 Mayıs 2000 günlerinde İstanbul'daki Uluslararası Avrupa Birliği Şûrası'ndaki şu söylemler, bu bağlamda oldukça manidardır:

"Kaynağı aynı olan Semavi din mensuplarının, aynı Avrupa Birliği ailesinde barış, huzur ve kardeşlik duyguları içinde birlikte yaşamaları Avrupa uygarlığının güçlenmesine büyük bir katkı sağlayacaktır. Bu konuda tek yanlı çabaların yeterli olmayacağı açıktır. Ailenin öteki bireylerinin geçmiş dönemlere ait önyargılardan, tıpkı ailenin yeni bireyi gibi kendisini uzak tutması ve bu yönde çaba harcaması da zorunludur..."

"Dinler ve kültürler arası daha sıkı ve doğrudan ilişkilerin kurulduğu bir çağda, insanların birarada ve barış içinde yaşamaları ve dünya barışına katkıda bulunmaları açısından dinlerarası diyaloğa büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak gerçek diyalog için geçmişte yaşanan olumsuzluklarla ilgili olarak din mensuplarının hangisinin daha haklı veya haksız olduğunu belirleme arzusundan vazgeçilmelidir..."

"Tarihin derinliklerine dayanan önyargıların ortadan kaldırılabilmesi için, Türkiye ve AB üyesi ülkeler kendi kendilerini eleştirme cesaretini gösterebilmelidir. Karşılıklı samimi düşünceler, dinlerin birbirlerine karşı olan güvenini sağlamada ilke olmalıdır..."

"Avrupa Birliği bir Hristiyan topluluğu olarak görülmemelidir. Birlik üyesi ülkeler de bu tür düşüncelerin oluşmasına neden olacak tavırlardan sakınmalıdırlar..."

"İnsanlık tarihinin ortak değerleri olan dinlerin özünü oluşturan erdemler üzerinde birlik fikri işlenmeli, bu husus devletlerce de desteklenmeli, ayrıca çoğulculuk bir erdem kabul edilmelidir..."

Bu kararlarıda hedefin, bu milletin kültür ve medeniyetini yoğuran dini değerlerin AB sürecine göre "yeniden karılması" olduğu açıkça gözlenmektedir. Halbuki Türk Milleti'nin dini algılayışı ve yaşamının, barış ve erdem bakımından "yeniden böyle bir karılmaya ihtiyaç duyulmayacak kadar" berraktır, nettir, kuşatıcıdır. Avrupa, Baykanlar, Ortadoğu ve tüm dünya buna şahittir.

İşte Diyanet'in bu "globalist demogojik söylem ve şûra kararları"nın uygulanması ve İslam'ın globalistlerin arzuları çerçevesinde "istenen format"a sokulması kastıyla mıdır, nedir bilemiyoruz; Nisan ayının son haftası Diyanet ile Papalık arasında "Niyet Bildirgesi" anlaşması yapılıyor. Bildirgenin içeriği, 15-18 Mayıs günlerinde İstanbul'da yapılan Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı'nın, AB sürecindeki misyona yönelik bir "ön hazırlık toplantısı" olduğunun verilerini sunuyor.

Ona da yarın değinelim.
 
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
AKP 'yasak' dedi, sendikalar ve partiler kararlı
Yine 1 Mayıs yine gerilim!
Türkiye, NATO Genel Sekreterliği için Rutte'yi destekleyecek
26 Nisan'da Erdoğan'la görüşmüştü
İsrail'den UCM'nin tutuklama kararı ihtimaline hazırlık
Büyükelçiliklere talimat geçildi
'Doktora olmayan mülakat neden öğretmen için var?'
Ayrımcılığa tepki gösterdi
Özel'den Yerlikaya'ya 1 Mayıs telefonu
'Kararı gözden geçirin'
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı
22 kişi cinayetten yargılanacak
İstanbul'da müthiş yarış
Yağmur yağdı, dereceler güzelleşti
'AKP, 31 Mart'ta neden oy kaybetti' anketi
CHP'nin performansı 7. sırada
Oturma izni biten Kenyalı kadın kaçamadı
Soyunarak polise direnmeye çalıştı!
Su baskını ve yıldırım tehlikesine dikkat
Kuvvetli sağanak uyarısı
İzmirli 'Müslümcüler' Mustafa Keser'e tepkili
'Kendisinden özür bekliyoruz'
Hiç şut çekilmeyen maça inceleme istendi
Şüphe uyandıran maç istatistiği
Çukurova'da buğday üreticisi bekleyişte
Hasat yetişti fiyat belli değil
Üç AB ülkesi vize başvurusu almayı durdurdu
Vizesizi geçtik vizeyle bile hayal!
CNN International’dan İmamoğlu röportajı
'Muhalefetin en iyi umudu'
AKP 'yasak' dedi, sendikalar ve partiler kararlı
Yine 1 Mayıs yine gerilim!
Türkiye, NATO Genel Sekreterliği için Rutte'yi destekleyecek
26 Nisan'da Erdoğan'la görüşmüştü
İsrail'den UCM'nin tutuklama kararı ihtimaline hazırlık
Büyükelçiliklere talimat geçildi
'Doktora olmayan mülakat neden öğretmen için var?'
Ayrımcılığa tepki gösterdi
Özel'den Yerlikaya'ya 1 Mayıs telefonu
'Kararı gözden geçirin'
Sinan Ateş cinayeti iddianamesi tamamlandı
22 kişi cinayetten yargılanacak
İstanbul'da müthiş yarış
Yağmur yağdı, dereceler güzelleşti
'AKP, 31 Mart'ta neden oy kaybetti' anketi
CHP'nin performansı 7. sırada
Oturma izni biten Kenyalı kadın kaçamadı
Soyunarak polise direnmeye çalıştı!
Su baskını ve yıldırım tehlikesine dikkat
Kuvvetli sağanak uyarısı
İzmirli 'Müslümcüler' Mustafa Keser'e tepkili
'Kendisinden özür bekliyoruz'
Hiç şut çekilmeyen maça inceleme istendi
Şüphe uyandıran maç istatistiği
Çukurova'da buğday üreticisi bekleyişte
Hasat yetişti fiyat belli değil
Üç AB ülkesi vize başvurusu almayı durdurdu
Vizesizi geçtik vizeyle bile hayal!
CNN International’dan İmamoğlu röportajı
'Muhalefetin en iyi umudu'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.