Diyat kitabı ve Ehl-i Beyt mektebinin hadis usulü
Hz. Ali’nin, valilerine ve ordu komutanlarına yazmış olduğu emirleri derlemiştir
22.12.2022 20:17:00





Bu konuda Zarif b. Nasih denilen zat önemli bir yere sahiptir. Zarif, Kûfe'de doğmuş, doğru sözlülüğü ile tanınan, hadiste güvenilir bir zat idi. Kendisi İmam Muhammed Bâkır'ı görmüştür.
Zarif b. Nasih, Hz. Ali'nin, valilerine ve ordu komutanlarına yazmış olduğu emirleri derlemiştir.
Bu kitabin adı "Diyat" kitabıdır. Bu kitap İmam Ali'nin imlasıyla yazılmış ve İmam Câfer ile İmam Rıza'ya ulaşmıştır.
Yani bu Diyat kitabını İmam Ali kendi yazısıyla yazmış ve onu imla etmiş ve ardından valilere yollamıştır. Daha sonra Hz. Ali'yi sevenler onu kaydederek nesilden nesile aktarmış ve İmam Cafer'in döneminde ona sunmuşlar ve o da "Bu kitap sahihtir" diyerek bunu onaylamıştır.
Kuleyni "el-Kafi"de bu kitabın bölümlerini yazmıştır.
Şeyh Sâduk, bu eserin tümünü "Men La Yahzuruhu'l Fakih" adlı kitabında nakletmiştir
Şeyh Tusi "et-Tehzib" adlı kitabında onun tümünü rivayet etmiştir.
Yine Şeyh Tusi "el-İstibsar" adlı kitabının bir bölümünde bunu kaydetmiştir.
Ehl-i Beyt alimleri hadisleri kitaplarına alırken bazı esaslara da dikkat etmişlerdir.
Şöyle ki; Ehl-i Beyt imamları hadis rivayet eden yalancı kimseleri mektepten uzaklaştırma, teşhir ve tel'in etmek gibi çareler öngörmüşlerdir.
Diğer yandan doğru hadisi yanlış hadisten ayırt edip tanımak için bir takım kaideler de ortaya koymuşlardır.
İmam Câfer'in Mina'da şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:
"Ey insanlar! Benden, size rivayet edilen şeyler Allah'ın Kitabı'na uygunsa bilin ki o benim sözümdür. Eğer Allah'ın Kitabı'na uygun değilse bilin ki benim sözüm değildir."
İmam Muhammed Bâkır ise bu konuda şöyle demektedir:
"Bizden size bir hadis rivayet edildiğinde eğer Allah'ın Kitabı'ndan ona bir veya iki şahit bulursanız onu kabul edin. Aksi takdirde onunla ilgili bir şey söylemeyip, onu bize havale edin ki o konudaki gerçek size açıklanmış olsun."
Yine Câfer-i Sâdık şöyle buyurmuştur:
"Her şey Allah'ın Kitabı'na ve Resulüllah'ın sünnetine döndürülür. Allah'ın Kitabı ile uyumlu olmayan her hadis bâtıldır"
Ehl-i Beyt imamları bu şekilde sahih hadisi sahih olmayan hadisten ayırt etmek için birtakım kaideler ortaya koymuşlar ve kuşaktan kuşağa bu kaideleri hadisleri tanımada bir ölçü olarak kabul etmişlerdir. Ve bu şekilde Ehl-i Beyt mektebinin hadis külliyatı vücuda gelmiştir.
Özet olarak deriz ki; Ehl-i Sünnet dünyasının uzun yıllar hadis yazılmasına karşı çıktığını ve hadis rivayetinde bulunan sahabe ve tabiine karşı ciddi bir baskı politikasının uygulandığını yazımızın başında ifade etmiştik.
Ehl-i Sünnet'in hadis kaynakları Hicret'ten 143 yıl sonra kaleme alınmaya başlanmış ve özellikle Hz. Ali'nin hilafeti ile ilgili hadis ve rivayetlerin maalesef üzeri örtülmüştür.
Ehl-i Beyt'in hadis kaynakları ise direkt olarak Allah Resulü'nün sağlığında kaleme alınan hadislere dayanmaktadır.
Hz. Ali Resulüllah'ın imlası ve kendi yazısıyla bu hadisleri kaleme almıştır. Hz. Ali'nin yanı sıra, Selman-ı Farisi, Ebuzer Gifari, Ammar b. Yâsir gibi büyük zatlar da Peygamberden hadis rivayet etmiş, hatta bu uğurda ciddi eziyetlere mâruz kalmışlardır.
Hz. Ali tarafından kaleme alınan hadisler, çeşitli sahifeler ve kitaplar Ehl-i Beyt imamları aracılığıyla nesilden nesile aktarılmış, Ehl-i Beyt dünyasının büyük alimleri tarafından bir hadis külliyatı haline getirilmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Dolayısıyla, direkt olarak Allah Resulü'ne dayanan bu eserlerin güvenilirliği tartışma götürmez bir hakikattir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Zarif b. Nasih, Hz. Ali'nin, valilerine ve ordu komutanlarına yazmış olduğu emirleri derlemiştir.
Bu kitabin adı "Diyat" kitabıdır. Bu kitap İmam Ali'nin imlasıyla yazılmış ve İmam Câfer ile İmam Rıza'ya ulaşmıştır.
Yani bu Diyat kitabını İmam Ali kendi yazısıyla yazmış ve onu imla etmiş ve ardından valilere yollamıştır. Daha sonra Hz. Ali'yi sevenler onu kaydederek nesilden nesile aktarmış ve İmam Cafer'in döneminde ona sunmuşlar ve o da "Bu kitap sahihtir" diyerek bunu onaylamıştır.
Kuleyni "el-Kafi"de bu kitabın bölümlerini yazmıştır.
Şeyh Sâduk, bu eserin tümünü "Men La Yahzuruhu'l Fakih" adlı kitabında nakletmiştir
Şeyh Tusi "et-Tehzib" adlı kitabında onun tümünü rivayet etmiştir.
Yine Şeyh Tusi "el-İstibsar" adlı kitabının bir bölümünde bunu kaydetmiştir.
Ehl-i Beyt mektebinin üç büyük alimi hadisleri kitaplarına nasıl almıştır?
Ehl-i Beyt mektebinin üç büyük alimi Kuleyni, Şeyh Sâduk ve Şeyh Tusi hadisleri Ehl-i Beyt imamlarının ashabının yazılarından ve onların "usul"lerinden büyük bir itina ile kendi kitaplarına almışlardır.Ehl-i Beyt alimleri hadisleri kitaplarına alırken bazı esaslara da dikkat etmişlerdir.
Şöyle ki; Ehl-i Beyt imamları hadis rivayet eden yalancı kimseleri mektepten uzaklaştırma, teşhir ve tel'in etmek gibi çareler öngörmüşlerdir.
Diğer yandan doğru hadisi yanlış hadisten ayırt edip tanımak için bir takım kaideler de ortaya koymuşlardır.
İmam Câfer'in Mina'da şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:
"Ey insanlar! Benden, size rivayet edilen şeyler Allah'ın Kitabı'na uygunsa bilin ki o benim sözümdür. Eğer Allah'ın Kitabı'na uygun değilse bilin ki benim sözüm değildir."
İmam Muhammed Bâkır ise bu konuda şöyle demektedir:
"Bizden size bir hadis rivayet edildiğinde eğer Allah'ın Kitabı'ndan ona bir veya iki şahit bulursanız onu kabul edin. Aksi takdirde onunla ilgili bir şey söylemeyip, onu bize havale edin ki o konudaki gerçek size açıklanmış olsun."
Yine Câfer-i Sâdık şöyle buyurmuştur:
"Her şey Allah'ın Kitabı'na ve Resulüllah'ın sünnetine döndürülür. Allah'ın Kitabı ile uyumlu olmayan her hadis bâtıldır"
Ehl-i Beyt imamları bu şekilde sahih hadisi sahih olmayan hadisten ayırt etmek için birtakım kaideler ortaya koymuşlar ve kuşaktan kuşağa bu kaideleri hadisleri tanımada bir ölçü olarak kabul etmişlerdir. Ve bu şekilde Ehl-i Beyt mektebinin hadis külliyatı vücuda gelmiştir.
Özet olarak deriz ki; Ehl-i Sünnet dünyasının uzun yıllar hadis yazılmasına karşı çıktığını ve hadis rivayetinde bulunan sahabe ve tabiine karşı ciddi bir baskı politikasının uygulandığını yazımızın başında ifade etmiştik.
Ehl-i Sünnet'in hadis kaynakları Hicret'ten 143 yıl sonra kaleme alınmaya başlanmış ve özellikle Hz. Ali'nin hilafeti ile ilgili hadis ve rivayetlerin maalesef üzeri örtülmüştür.
Ehl-i Beyt'in hadis kaynakları ise direkt olarak Allah Resulü'nün sağlığında kaleme alınan hadislere dayanmaktadır.
Hz. Ali Resulüllah'ın imlası ve kendi yazısıyla bu hadisleri kaleme almıştır. Hz. Ali'nin yanı sıra, Selman-ı Farisi, Ebuzer Gifari, Ammar b. Yâsir gibi büyük zatlar da Peygamberden hadis rivayet etmiş, hatta bu uğurda ciddi eziyetlere mâruz kalmışlardır.
Hz. Ali tarafından kaleme alınan hadisler, çeşitli sahifeler ve kitaplar Ehl-i Beyt imamları aracılığıyla nesilden nesile aktarılmış, Ehl-i Beyt dünyasının büyük alimleri tarafından bir hadis külliyatı haline getirilmiş ve günümüze kadar ulaşmıştır.
Dolayısıyla, direkt olarak Allah Resulü'ne dayanan bu eserlerin güvenilirliği tartışma götürmez bir hakikattir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.