4) İmam Ali ilk iman eden kişi:
İbn-i Ebi'l Hadid'in, Nehcü'l Belağa şerhinde yazdığına göre, "Sahih kitaplarda (Kütüb-i Sitte) rivayet edilmektedir ki; Cebrail ilk defa nazil olup, Hz. Peygamber'i, peygamberlik makamıyla şereflendirdiği zaman Hz. Ali de O'nun yanında idi. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.257; Şerh-i Nehcü'l-Belağa, c.13, s.208)
"Hz. Muhammed (s.a.a.) Pazartesi günü peygamberliğe seçildi. Hz. Ali, ertesi gün (Salı) peygamberle beraber namaz kıldı." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.257; El-Hakim Nişaburi, El-Müstedrek El-Sahiheyn Dar'ül-Marifet, c.3, s.17)
Bu şeref başka hiçbir sahabeye nasip olmamıştır.
5) Kendini Hz. Peygamber için feda etti:
Hicret gecesi müşrikler Peygamber Efendimizi öldürmek için suikastçılarını gönderdiler. Hz. Peygamber, yatağına Hz. Ali'yi yatırdı. Hz. Ali, zerre kadar tereddüt etmeden bu ölüm yatağına uzandı. Hatta O, kendi canından ziyade Allah Resulü'nün sağ salim kurtulmasını düşünüyordu.
"Ya Resulullah! Kendimi Sana feda edersem Sen kurtulacak mısın?" Resulullah, "Evet, Rabbim Bana bunu vaad etti" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ali Allah'a şükrünü eda etti. (Bu olayı çok sayıda alim nakletmiştir). (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.271; El-Müsned, Ahmed b. Hanbel, c.1, s.331; Tarih-i Dimaşk, İbn asakir, c.1 s.137)
Hz. Ali'nin bu eşsiz fedakarlığı, Kur'an'da şu şekilde ifade edilmiştir:
"İnsanlardan öyleleri vardır ki (Ali gibi hicret gecesi Peygamberin yatağında yatmak suretiyle) Allah rızasına nail olmak için kendini satar, Allah rızasını alır. Allah kullarını esirger." (Bakara, 207) Müfessirlerin hemen hepsi, bu ayetin Hz. Ali hakkında indiğini tasdik etmiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.257)
Hüccetü'l-İslam İmam Gazali İhya-u Ulumid'din'de Hz. Ali'nin bu muhteşem fedakarlığı ile ilgili şu hadiseyi nakleder:
Yüce Allah, o gece iki büyük meleği olan Cebrail ve Mikail'e hitap etti: "Ben ikinizden birine ölümü, diğerine ise hayatı vermeyi kararlaştırsam hanginiz yaşam hakkını diğerine verip ölüme razı olur?" Her iki melek de ölüme razı olup böyle bir fedakarlıkta bulunmadı. Bunun üzerine Yüce Allah bu iki meleğe hitap etti: "Yeryüzüne inin ve görün ki Ali nasıl ölümü satın almış kendisini Peygamber'e feda etmiş. O zaman Ali'yi düşmanın şerrinden mahfuz kılın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.273; İmam Gazali, İhya-u Ulumid'din)
Böyle Allah'ın takdir ettiği, meleklerin gıpta ettiği eşsiz bir fedakarlık sadece İmam Ali (a.s.) efendimize nasip olmuştur. Aynı zamanda Hz. Peygamber'de bulunan Mekkelilere ait emanetleri de Hz. Peygamber adına Hz. Ali dağıtmıştır.
6) Hz. Peygamber Kuba'da Hz. Ali'yi bekliyor:
Hicrette Hz. Peygamber Kuba'da Amr b. Avf'ın evine misafir olmuştur. Orada 10 küsur gün kaldı. Hz. Peygamber'e Kendisi için bir ev ve mescid inşa etmeyi teklif ettikleri zaman şöyle buyurdu: "Hayır, Ben Ali b. Ebu Talib'i bekliyorum. Gelip Bana yetişmesini emretmiştim. Ali gelmeden bir eve yerleşmem, inşallah çabuk gelir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.278; Ravzatü'l-Kafi, s.339)
Peygamber Efendimiz Medine'ye Hz. Ali gelmeden girmedi.
7) İmam Ali, Resulullah efendimizin kardeşidir:
Resulullah herkes için bir kardeş tayin ederken Hz. Ali için bir kardeş tayin edilmemiş, O yalnız kalmıştı. Bunun üzerine Hz. Ali şöyle dedi: "Bütün ashabını birbirine kardeş tayin ettin, Beni yalnız bıraktın."
Resulullah şöyle buyurdu: "Beni hak üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Seni Kendime ayırdım. Musa için Harun ne idiyse, Benim için de Sen osun. Şu kadarı var ki, Benden sonra peygamber gelmeyecektir. Sen Benim kardeşim ve mirasçımsın."
Hz. Ali, "Senden sonra neyin mirasçısı olacağım?" diye sorduğunda Resulullah şöyle buyurdu: "Benden önceki peygamberler neyi miras bıraktılarsa? Rablerinin kitabını ve peygamberlerinin sünnetini? Sen cennetteki kasrımda Benimle beraber olacaksın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.283; Menakıb-u Ali b. Ebi Talib, Ahmed b. Hanbel; Tarih-i Dimaşk, İbn Asakir, c.6; Kenzu'l-Ummal, El Muttaki El-Hindi, c.5, s.40; Müstedrek-i Hakim, c.3, s.14)
Esasen "Musa için Harun ne idiyse, Benim için de Sen osun. Şu kadarı var ki, benden sonra peygamber gelmeyecektir" ifadesi, "Benden sonra peygamber gelseydi bu Sen olurdun Ya Ali" demektir. Zaten devamında Hz. Peygamber, "peygamberler neyi miras bıraktılarsa?" ifadesiyle bunu açıkça ifade etmektedir.
(Yarın devam edeceğiz.)
İbn-i Ebi'l Hadid'in, Nehcü'l Belağa şerhinde yazdığına göre, "Sahih kitaplarda (Kütüb-i Sitte) rivayet edilmektedir ki; Cebrail ilk defa nazil olup, Hz. Peygamber'i, peygamberlik makamıyla şereflendirdiği zaman Hz. Ali de O'nun yanında idi. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.257; Şerh-i Nehcü'l-Belağa, c.13, s.208)
"Hz. Muhammed (s.a.a.) Pazartesi günü peygamberliğe seçildi. Hz. Ali, ertesi gün (Salı) peygamberle beraber namaz kıldı." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.257; El-Hakim Nişaburi, El-Müstedrek El-Sahiheyn Dar'ül-Marifet, c.3, s.17)
Bu şeref başka hiçbir sahabeye nasip olmamıştır.
5) Kendini Hz. Peygamber için feda etti:
Hicret gecesi müşrikler Peygamber Efendimizi öldürmek için suikastçılarını gönderdiler. Hz. Peygamber, yatağına Hz. Ali'yi yatırdı. Hz. Ali, zerre kadar tereddüt etmeden bu ölüm yatağına uzandı. Hatta O, kendi canından ziyade Allah Resulü'nün sağ salim kurtulmasını düşünüyordu.
"Ya Resulullah! Kendimi Sana feda edersem Sen kurtulacak mısın?" Resulullah, "Evet, Rabbim Bana bunu vaad etti" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ali Allah'a şükrünü eda etti. (Bu olayı çok sayıda alim nakletmiştir). (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.271; El-Müsned, Ahmed b. Hanbel, c.1, s.331; Tarih-i Dimaşk, İbn asakir, c.1 s.137)
Hz. Ali'nin bu eşsiz fedakarlığı, Kur'an'da şu şekilde ifade edilmiştir:
"İnsanlardan öyleleri vardır ki (Ali gibi hicret gecesi Peygamberin yatağında yatmak suretiyle) Allah rızasına nail olmak için kendini satar, Allah rızasını alır. Allah kullarını esirger." (Bakara, 207) Müfessirlerin hemen hepsi, bu ayetin Hz. Ali hakkında indiğini tasdik etmiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.257)
Hüccetü'l-İslam İmam Gazali İhya-u Ulumid'din'de Hz. Ali'nin bu muhteşem fedakarlığı ile ilgili şu hadiseyi nakleder:
Yüce Allah, o gece iki büyük meleği olan Cebrail ve Mikail'e hitap etti: "Ben ikinizden birine ölümü, diğerine ise hayatı vermeyi kararlaştırsam hanginiz yaşam hakkını diğerine verip ölüme razı olur?" Her iki melek de ölüme razı olup böyle bir fedakarlıkta bulunmadı. Bunun üzerine Yüce Allah bu iki meleğe hitap etti: "Yeryüzüne inin ve görün ki Ali nasıl ölümü satın almış kendisini Peygamber'e feda etmiş. O zaman Ali'yi düşmanın şerrinden mahfuz kılın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.273; İmam Gazali, İhya-u Ulumid'din)
Böyle Allah'ın takdir ettiği, meleklerin gıpta ettiği eşsiz bir fedakarlık sadece İmam Ali (a.s.) efendimize nasip olmuştur. Aynı zamanda Hz. Peygamber'de bulunan Mekkelilere ait emanetleri de Hz. Peygamber adına Hz. Ali dağıtmıştır.
6) Hz. Peygamber Kuba'da Hz. Ali'yi bekliyor:
Hicrette Hz. Peygamber Kuba'da Amr b. Avf'ın evine misafir olmuştur. Orada 10 küsur gün kaldı. Hz. Peygamber'e Kendisi için bir ev ve mescid inşa etmeyi teklif ettikleri zaman şöyle buyurdu: "Hayır, Ben Ali b. Ebu Talib'i bekliyorum. Gelip Bana yetişmesini emretmiştim. Ali gelmeden bir eve yerleşmem, inşallah çabuk gelir." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.278; Ravzatü'l-Kafi, s.339)
Peygamber Efendimiz Medine'ye Hz. Ali gelmeden girmedi.
7) İmam Ali, Resulullah efendimizin kardeşidir:
Resulullah herkes için bir kardeş tayin ederken Hz. Ali için bir kardeş tayin edilmemiş, O yalnız kalmıştı. Bunun üzerine Hz. Ali şöyle dedi: "Bütün ashabını birbirine kardeş tayin ettin, Beni yalnız bıraktın."
Resulullah şöyle buyurdu: "Beni hak üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, Seni Kendime ayırdım. Musa için Harun ne idiyse, Benim için de Sen osun. Şu kadarı var ki, Benden sonra peygamber gelmeyecektir. Sen Benim kardeşim ve mirasçımsın."
Hz. Ali, "Senden sonra neyin mirasçısı olacağım?" diye sorduğunda Resulullah şöyle buyurdu: "Benden önceki peygamberler neyi miras bıraktılarsa? Rablerinin kitabını ve peygamberlerinin sünnetini? Sen cennetteki kasrımda Benimle beraber olacaksın." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.283; Menakıb-u Ali b. Ebi Talib, Ahmed b. Hanbel; Tarih-i Dimaşk, İbn Asakir, c.6; Kenzu'l-Ummal, El Muttaki El-Hindi, c.5, s.40; Müstedrek-i Hakim, c.3, s.14)
Esasen "Musa için Harun ne idiyse, Benim için de Sen osun. Şu kadarı var ki, benden sonra peygamber gelmeyecektir" ifadesi, "Benden sonra peygamber gelseydi bu Sen olurdun Ya Ali" demektir. Zaten devamında Hz. Peygamber, "peygamberler neyi miras bıraktılarsa?" ifadesiyle bunu açıkça ifade etmektedir.
(Yarın devam edeceğiz.)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Dedeağaç’taki NATO tatbikatı, milli güvenlik sorunu / 28.05.2025
- BOP’a göre demokrasi, ‘parçalamak’ demek / 27.05.2025
- Suriye aynasında Türkiye’yi görebilmek! / 24.05.2025
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025