Bu hükümet 30 bin insanımızın katili bölücübaşı Öcalan'ı asmayacak. Dikkat ederseniz Türkiye demiyorum, bu hükümet diyorum. Çünkü Türkiye bu kadar aciz değil, aciz olan bu hükümet. Belki de Türkiye Cumhuriyeti'nin en aciz hükümeti, belkisi fazla en aciz hükümeti... Elbet Türkiye'de güçlü ve vizyon sahibi iktidarlar gelecek ve Türk milletinin bütün isteklerini harfiyen yerine getirecektir. Bu tam bağımsız güçlü iktidar ufukta görünmeye başladı bile. Demek ki çok yakın...
Öcalan asılmayacak
Önceki gün Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, Türkiye'nin terörist Abdullah Öcalan'ı asamayacağını vurgulayarak, şunları söylemişti: "Türkiye Abdullah Öcalan'ı asmayacak. Teslim edenlerle anlaşma imzalandı. Niye imzalandı diye sormuyorum. Doğru yapıldı. Devlet Bahçeli de bunu biliyor"
Aslında Bekaroğlu'nun bu iddiaları daha önce de değişik kişiler tarafından dillendirilmiş ve hükümet tarafından herhangi bir tepki gelmemişti. Demek ki ortada bir anlaşma olduğu ve bu anlaşmayı MHP'nin de bildiği doğru. Ama sakın yanlış anlaşılmasın, bunu söyleyen Saadet Partisi'nin bölücübaşı Öcalan'ın asılması diye bir sıkıntısı yok. Onların tek sıkıntısı MHP'nin bunu seçim meydanlarında istismar etmesinin önüne geçebilmek. Zaten MHP'nin seçim meydanlarında bunu istismar edeceği de aşikar. Ama milletin vereceği tepkiden bîhaber MHP'nin bu istismarı da fayda vermeyecek.
Bekaroğlu, "...anlaşma niye imzalandı diye sormuyorum. Doğru da yapıldı." Diyerek zaten anlaşmayı ve Apo'nun asılmamasını onayladığını açık bir şekilde ifade ediyor. Bu ifadeler, önceki yazılarımızda da belirttiğimiz; Refah- Fazilet- Saadet çizgisinin milli meselelerdeki kaypak tutumunu bir kez daha teyit etmiş görünüyor.
Anlaşma kiminle yapıldı?
Bu anlaşma kimlerle yapıldı, hangi tavizler verildi, Apo'nun asılmamasının karşılığı sadece yakalanıp getirilmesi mi oldu yoksa daha başka bedeller de ödenecek mi, ve en önemlisi bu anlaşmayı kim, hangi hakla, hangi sıfatla yaptı? Bu sorular Türk halkının ve özellikle şehit ailelerinin merak ettiği ve bir an evvel cevaplanmasını istediği sorular olmakla beraber, MHP'nin "Apo'nun asılmaması için anlaşma yapıldı" demeçlerine sessiz kalması da merak edilen bir başka konu. Eğer böyle bir anlaşma varsa bunu MHP'nin bilmemesi mümkün olmadığına göre, MHP şehit ailelerinin ve Türk halkının en hassas ve mahrem duygularını istismar ediyor demektir. Bu istismar kimi partilerin dini istismar etmesinin de önüne geçmeye namzet. Hem bu istismarın bedeli çok ağır olur. Türk milleti bunu affetmez...
Dünya idamlı dönüyor ama biz dönemiyoruz
Türkiye'de gündem tamamen idam cezasının kaldırılmasına kilitlenmiş. İdam cezası kaldırılmadan ve Öcalan'ın asılmasının önüne geçilmeden asla ilerleme ve gelişme sağlanamayacağı ve asla demokratik bir devlet olunamayacağı iddia ediliyor. Öyle ki artık ilerleme ve gelişmenin tek şartı idam cezasının kaldırılması oldu, hatta AB'ci kurumların yaptırdıkları maksatlı anketlerde "idam cezasının kaldırılması AB'ye giriş için (AB'ye girişin, AB yandaşları için ilerlemenin tek yolu sayıldığını unutmayalım) tek şart olsa" tarzında sorular bile sorulmaya başlandı.
Gelişmenin ve ilerlemenin tek şartı idamın kaldırılması olsaydı, bugün dünyanın en gelişmiş ve güçlü devletlerinde idam cezasının uygulanmaması gerekmez miydi?
Ama idam cezasını uygulayan ülkelere baktığımızda, (ABD, Çin, Japonya vs..) bu ülkelerin gerek teknolojik gerekse ekonomik olarak dünya liderliğine oynayan ülkeler olduğunu görüyoruz.
2001'de 4700 kişi idam edilmiş
Dünyada idam cezasının kaldırılmasına yönelik faaliyetlerde bulunan ve masrafları Avrupa Birliği'nce karşılanan İtalyan Nessuno Tocchi Kokki Kaino Derneği'nin önceki gün açıklanan raporunda, 2001 yılında dünyada 34 ülkede 4 bin 700 kişinin idam edildiği belirtiliyor. Ayrıca Japonya gibi ülkelerde idam cezasının infazlarının devlet sırrı gibi saklanmasından dolayı bu ülkelerdeki idam sayısını tam olarak kestiremiyoruz. Yani bu 4700 rakamı daha da yukarılara çekilebilir. Bugün dünyada 69 ülkede idam cezası uygulanırken, ülkemizde 1984'ten beri tek bir infaz yok. Ama dünyanın süper gücü ABD, sadece 2001 yılında 66 kişiyi idam etmiş. Buna mukabil bugün hükümet 30 bin insanımızın katilini dahi asmaktan aciz. Avrupa Birliği'ne gireceğiz diye idamı kaldırmaya çalışan hükümet, bu şekilde de Avrupa'ya yaranamıyor. Çünkü Avrupa'nın asıl istediği idamın kaldırılması değil, Apo'nun idam edilmemesi. Bunu açıkça ifade etmekten de kaçınmıyorlar zaten.
Nessuno Tocchi Kokki Kaino Derneği açıkladığı idam raporunun Türkiye'ye ayrılan bölümünde "Türk parlamentosu anayasal değişiklikle idam cezasının uygulanmasına sınırlama getirerek, savaş anı veya savaş çıkartacak sebepler ile terör suçları dışında idam cezasını kaldırdı. Ama bu değişiklik Avrupa Birliği'nin beklentilerinde hayal kırıklığı yarattı" denilerek asıl beklenti açıkça dile getirilmiş.
Demek ki Avrupa'nın amacı demokratikleşme, insan hakları falan değil. Amaç çok farklı ve tehlikeli. Hükümet Apo'yu asamamakta gösterdiği acziyeti, bu gerçekleri anlamamakta da gösteriyor.
Bu acizlik Türk'e ve Türkiye'ye yakışmıyor... Ama hükümet kendisine yakıştırdığına göre...