Eğitim rakam demek değildir

Dün İstanbul'da 2021 yılı Öğretmen Atama Töreni düzenlendi. 20 bin öğretmenin ataması yapıldı. 

Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı ve bir konuşma yaptı.

Erdoğan'ın törendeki konuşmasına göre;

• 2002'de 500 bin olan öğretmen sayısı 1.2 milyona çıkmış.

• Türkiye'de sınıflardaki öğrenci sayısı ortalaması 22'ye düşmüş.

• Türkiye'de ortalama sınıf mevcudu İngiltere, Avustralya ve Fransa'daki ilkokullardan daha düşük.

• Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokullarda 17, ortaokullarda 16, liselerde 12.

• Avrupa'da son 20 yılda öğretmen maaşlarını en çok iyileştiren ülke Türkiye olmuş.

• Avrupa'da öğretmenlerin yüzde 50'si işlerinde stres yaşarken Türkiye'de bu oran yüzde 20'lerdeymiş.

Mademki Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim konusunu rakamlarla masaya yatırmış, gelin bizde onun değinmediği bazı verilere ve rakamlara göz atalım.

Öğretmenler stres yaşıyor mu?

Öğretmenlerin maaşları konusunda bazı ülkelerle Türkiye'yi kıyasladığımızda hem eğitimcilerimizin geçim sıkıntısı daha net ortaya konuluyor hem de stres yaşayıp yaşamadıkları anlaşılıyor. 

OECD'nin 2020 yılı verilerine göre Finlandiya'da mesleğe yeni başlayan bir öğretmenin yıllık maaşı 38 bin dolar, Kanada'da 37.9 bin dolar, Japonya'da 29.5 bin dolar, Güney Kore'de 31.5 bin dolar ve Estonya'da ise 23.8 bin dolar seviyesinde. Türkiye'de ise en düşük öğretmen maaşı yeni zamlarla beraber 6 bin 553 TL'ye yükselecek. 

Diğer ülkelerle kıyaslama açısından Dolar kuru üzerinden hesaplarsak Türkiye'de mesleğe yeni başlayan bir öğretmenin yıllık maaşı 10 bin doları dahi bulmuyor.

En kıdemli bir öğretmenin bu ülkelerde aldığı yıllık maaş ise Finlandiya'da 50 bin dolar, Kanada'da 74.7 bin dolar, Japonya'da 60.7 bin dolar, Güney Kore'de ise 90 bin doları buluyor. 

Bu rakamlar aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Türkiye'de öğretmenler işlerinde stres yaşamıyorlar' iddiasını doğruluyor.

Zira geçim sıkıntısından dolayı okul dışında ek iş yapmak zorunda kalan öğretmenlerin stres yaşamaya zamanları dahi olmuyor…

Türkiye, Çin'den kötü durumda

Bir diğer konu ülkemizde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı. OECD'nin 2018 yılı verilerine göre Türkiye öğretmen başına düşen öğrenci sayısında 271 milyonluk nüfuslu Endonezya ve 1.4 milyar nüfuslu Çin'den kötü durumda. Sadece Hindistan, Güney Afrika, Meksika, Brezilya, Kolombiya, Rusya, İngiltere, Şili, Çekya, Fransa ve Slovakya'dan iyi durumda. 

Ya atanamayan öğretmenler?

Cumhurbaşkanı Erdoğan yukarıdaki sözlerini 20 bin öğretmen ataması yapılırken söylüyor. Ancak 2020 yılında öğretmen olmak için 440 bin kişi KPSS'ye girdi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2021 için açtığı kontenjan ise 20 bin ile sınırlı kaldı. Oysa bugün itibarıyla öğretmen açığının 150 bini aşkın olduğu ifade ediliyor. 

Eğitim fakültelerinde okuyan öğrenciler hesaplandığında 2023 yılında atanmayı bekleyecek öğretmenlerin toplam sayısının 1 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Hükümetin bu konuda hiçbir çözümü olmadığı için bu mezun olan öğretmenlerden şanslı olanlar meslekleri dışında işlerde çalışmak zorunda kalacaklar, çoğunluğu ise işsiz kalacak. 

Aslında eğitimin hali pürmelâli rakamlarla değil eğitimin kalitesiyle anlaşılabilir. 

OECD tarafından 3 yılda bir düzenlenen ve 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren PISA testinin 2018 yılı sonuçlarına göre Türkiye okuma, matematik ve fen bilimi alanlarının tamamında OECD ortalamasının altında kaldı. 

Türkiye 2003'den 2018 yılına kadar PISA sınavlarında tüm branşlarda OECD ortalamasının altında kalıyor.

Ne zamanki rakamlarla değil de eğitimi kaliteyle değerlendirmeye başlarsa siyasiler, milli eğitimde bir şey yapmaya adım atmış olacaklar.