Ehl-i Beyt’in nuraniyeti

"Biz Allah'a en yakın olanlarız, 

Biz Allah'ın seçtiği kullarız, 

Biz Allah katında en hayırlılarız, 

Biz enbiyanın ilminin mirasçılarıyız, 

Biz Allah'ın eminleriyiz, 

Biz Allah'ın en yüce tecellisiyiz, 

Biz hidayet ayetleriyiz, biz tutulacak sağlam kulplarız.

Allah her şeyi bizimle başlatır ve bizimle bitirir, 

Biz yaratılmışlar içinde ilklerin ilki ve sonların sonuncusuyuz, 

Biz zamanın üstünleriyiz, 

Biz çağın namusuyuz, 

Biz kulların efendileriyiz, 

Biz beldelerin sütunları ve onları siyasetle ayakta tutanlarız, 

Biz eğrilik olmayan yoluz, 

Biz Sırate'l Müstakimiz, 

Biz varlığın sebebiyiz, 

Biz mabudun hüccetleriyiz. 

Bizim hakkımıza cahil olanın amelini Allah kabul etmez. 

Biz nübüvvet kandilleriyiz, 

Biz risalet meşaleleriyiz, 

Biz nurların nuruyuz, 

Biz Cebbar'ın kelimeleriyiz, 

Biz, uyanın kurtulduğu uymayanın saptığı hak sancağıyız, 

Biz dinin imamlarıyız, 

Biz alnı nurluların önderiyiz, 

Biz nübüvvetin madeniyiz ve Risalet'in yeriyiz. 

Melekler bizim yanımıza gelip giderler, 

Biz aydınlanmak isteyenin ışığıyız, hidayet bulanın yoluyuz, 

Biz cennete götüren rehberleriz, biz cennete giden köprü ve hakkın tartısıyız,

Biz hidayetin zirvesiyiz, bizim hürmetimize yağmur yağar, bizim hürmetimize rahmet iner. 

Bizim hürmetimize bela ve azap uzaklaştırılır. 

Öyleyse her kim bu söylediğim hidayet sözlerini duyarsa, kalbinin derinliklerinde sevgimizi arasın. Eğer kalbinde bize karşı bir kin veya faziletlerimizi inkâr bulursa o kişi haktan sapmıştır. 

Çünkü bizler mabudun hüccetleriyiz, 

Vahyinin tercümanlarıyız,

İlminin hazineleriyiz,

Adaletinin ölçüleriyiz,

Biz Nur Suresinin 35. ayetinde gelen zeytin ağacının dallarıyız ve yüce şahsiyetlerin elinde yetişmiş kişileriz. 

Biz nur üstüne nur olan kandildeki ışık gibiyiz,

Biz haşre kadar baki kalacak seçilmiş sözüz."

(İmam Cafer Sadık)