Prof. Dr. Haydar Baş Ehl-i Beyt imamlarının yaşadığı dönemlerdeki hassas dengeleri, İslam'a ters akımlara karşı mücadelesini şöyle dile getiriyor:"İmam Hüseyin'in kıyamından sonraki dönemde İmam Zeynelabidin(a.s.)'ın son dönemlerinde Salih bir cemaatin oluşması için ilmi terbiye başlamış, İmam Muhammed Bakır(a.s.) ile İslam ordusunu teşekkül edecek kadronun manevi eğitimi doruk noktaya ulaşmıştır. İmam Cafer (a.s.) çağı ise binlerce insanın Ehl-i Beyt Mektebinde yetiştiği bir dönemdir. İmam Cafer'in (a.s.) döneminin bir özelliği de, İslam topraklarının genişlediği bir dönem olmuştur. Farklı inançlara sahip topraklara yapılan fetih hareketleri ile bu coğrafyaların İslam ile tanışması aynı zamanda fetih hareketlerine karşı bir düşmanlığın oluşmasına da sebep olmuştur. Çeşitli fikir akımlarının oluştuğu ve zaten itikadı tam yerleşmemiş ümmet içinde bunların etkilerinin görülmeye başladığı bir dönemdir. İmam Ebu Cafer'in (a.s.) çağı?" (İmam Bakır (a.s.) / Prof. Dr. Haydar Baş / sayfa 505-506)"Hicri 94-114 yılları arası, fıkhi mekteplerin ortaya çıkışının başlangıcıdır. Bu süreç aynı zamanda tefsir hakkında rivayet etmenin tam doruğuna vardığı dönemdir... Böyle bir zamanda İmam Bakır'ın (a.s.) para ile hadis uyduran veya hadisleri az bir menfaate değiştirerek fetvalar verenlere karşı ciddi bir muhalefet yaptığını görüyoruz. Buna örnek olarak, İmam Bakır'ın (a.s.), Sa'du'l-Hayr'a yazdığı bir mektubu verelim: "Allah'ın Kitabının üstünü örtüp O'nu tahrif etmelerine rağmen, işlerinden bir kazanç elde edemeyen ve hidayete kavuşamayan Yahudi âlimlerin ve ruhbanların benzerlerini gör, tanı.""Sapık akımların oluşumuna zemin hazırlayan en önemli etken, halifenin, para karşılığı saray âlimleri tutmasıdır. Halifeler gasp ettikleri hilafeti ellerinde tutmak için kendilerini meşru gösterecek itikadi meseleler uydurtmuş, hatta yalan hadisler hazırlatmışlardır. Diğer yandan, Ehl-i Beyt'in özelliklerini ve faziletleri ile ilgili hiçbir konunun gündem edilmesine de izin vermemişlerdir. Sahabilerden itikadı zayıf olanları dahi, mevcut iktidarın meşruiyeti için kullanmışlardır."Muaviye ile başlayan bu süreç, İmam Bakır(a.s.) dönemine gelindiğinde İslam'dan hayli uzaklaşma noktasına gelmiş, hilafet için her yolun meşru sayıldığı ve bu uğurda İslam akaidinin kişisel görüşlere açık hale geldiği bir hal almıştır. Saray ve çevresinin yaptığı bu tahribata bir de savaşlarla elde edilen yerlerin batıl halkları ile temas da eklenince, Resullulah'ın (s.a.v.) kurduğu İslam Devleti içinde pek çok sapık akım ortaya çıkmıştır. Kur'an'a ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) Sünnetine ters bid'atler ve kişiler tarafından uydurulan akla dayalı akımlar, İslam'ı zedeleyen ve ümmetin aklını karıştıran ciddi bir mesele halini almıştır. Bu çalkantılı dönemde, fitnelerin önüne geçmek ve dini orijinal kuralları ile izah etmek İmam Bakır'ın (a.s.) ve yetiştireceği kadronun görevi olmuştur. (İmam Muhammed Bakır (a.s.) /Prof. Dr. Haydar Baş/ sayfa 510) (devam edecek)
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024
- Konjonktürel değişim! / 04.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır / 05.04.2024
- Konjonktürel değişim! / 04.04.2024