İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı verileri konuşuluyor bu günlerde.
"Sürücü affı konusu, kesinlikle gündemimizde yok" diyor, Bakan Bey.
19 Nisan 2025 itibari ile "ehliyeti geçici olarak geri alınıp teslim edilmeyen" sürücü sayısı 689 bin 946.
Peki, bu sürücülerin ehliyetleri geçici olarak neden geri alındı?
Çünkü 499 bin 88 sürücünün ehliyeti, alkol ya da uyuşturucu etkisinde araç kullandıkları, alkol ölçüm testini reddettikleri için;
28 bin 461 sürücünün ehliyeti, 1 yıl içerisinde 100 ceza puanı doldurdukları, 1 yıl içerisinde 5 kez hız ihlali yaptıkları, 3 kez kırmızı ışık ihlali yaptıkları, drift yaptıkları ve kanuna aykırı çakar tertibatı bulundurdukları için;
162 bin 397 sürücünün belgesi ise adli işlemler (ölümlü/yaralamalı trafik kazasına karışması, sağlık şartları vb.) nedeniyle geçici olarak geri alındı.
Bugün sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınmasına neden olan her uygulamanın arkasında çok net bir gerçek var, o da trafik güvenliğini hiçe sayan ağır ihlaller.
Can ve mal kaybına neden olabilecek ciddi sorumsuzluklar.
"DERDİMİZ OCAKLARIN SÖNMESİNİ ENGELLEMEK."
Bizim derdimiz işlem yapmak değil, kazaları önlemek, ocakların sönmesine engel olmak.
Aldığımız tedbirler, yollarımızda huzuru ve güvenliği sağlamak
adına alınmış, hayatları koruma amacı taşıyan bir tedbirdir.
Yaptığımız her denetim, aldığımız her önlem, bir annenin gözyaşını silmek, bir çocuğun yetim kalmasını önlemek içindir.
Ve bu yüzden, kuralları ihlal edenlere karşı tavizsiz duruşumuzdan, asla geri adım atmayacağız.
İnsan yaşamına gösterdikleri özen ve duyarlılık için çok teşekkür ederim.
Adalet bakanlığı da cezaların caydırıcılığı konusunda biraz hassasiyet gösterirse kamu vicdanı yaralanmamış olur.
Alkollü araç kullanıyor, ehliyeti yok, uyuşturucu kullanmış şoför, insan canına kastediyor .
Taksirle sebep olmak suçundan yargılanıyor.
Aksine kasten adam öldürmek ve teşebbüs etmek suçundan yargılanmıyor.
3 yıl yatmadan çıkıyor. Toplumda cezasızlık algısı oluşuyor, bu yüzden.
Bir de bizi yönetenlerin aldıkları ehliyetler var.
Halkımız sandık yolu ile bizi daha iyi yönetsin yaşamımızı değerli kılsın diye yetki vererek, seçerek, ehliyet veriyor.
Muhalefete, iktidara yetki veriyor.
Peki kritik soru şu: Halk kendisini kötü yönetene, anayasaya ve kurallara uymayana, özelleştirme adı altında kamunun mallarını satana, üretimi yok sayana, ithalata bel bağlayana, eğitim ve öğretimi dünya standartlarının ve normlarının altına düşürenlere, yeraltı kaynaklarını, madenlerini yabancı şirketlere satanlara, "Arkadaş, sen bizi yönetemedin, bizi fakirleştirdin, kaynaklarımızı elimizden çıkardın, gel bakalım arkadaş ver şu ehliyeti geri" diyecek mi?
Kim olursa olsun, insan olarak diyoruz ki:
Kötü yönetilmek istemiyoruz.
Huzurlu, mutlu yaşamak istiyoruz.
Bugün veya yarın, kim gelirse gelsin, ehliyet veren biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, kime ehliyet verdiğimize dikkat edelim.
Savaş, kaos, kin, nefret, ekonomik buhran, kadın cinayeti toprağımızda istemiyoruz.
Saygılarımla...
- Eski çarşı Arasta / 22.05.2025
- Osimhen / 21.05.2025
- Bayram mı, tatil mi? / 20.05.2025
- Aort / 17.05.2025
- Transfer / 16.05.2025
- "Kadirdir" / 15.05.2025
- Kurbanlık / 13.05.2025
- Anneler Günü / 12.05.2025
- Sokak röportajları / 10.05.2025