Ekonomik açıdan ülkeler, 'gelişmemiş', 'gelişmekte olan' ve 'gelişmiş' diye sınıflandırılıyordu. Uzun süre doğru kabul edilen bu sınıflandırmaya, itiraz eden ve dördüncü bir sınıfın da eklenmesi gerektiğini söyleyen ekonomistler var. O ekonomistlere göre, dördüncü sınıf ülke, 'yetersiz gelişen' ülkedir. Yetersiz gelişme, gelişmenin her alanda paralel olmaması halidir. Bu hal, genelde liberalizmi katıksız uygulayan ülkelerde ortaya çıkmaktadır. Onun içindir ki, yetersiz gelişmeye en tipik örnek ABD'dir. Gerçekten de ABD'de büyük çoğunluğun hali, içler acısıdır. Evsiz, gıdasız, işsiz ve sosyal güvencesiz nüfus, milyonlarla ifade edilmekte ve sürekli artmaktadır. Bu kötüye gidişin, ABD'nin çöküşüyle sonuçlanacağı konusunda, sosyal bilimciler hemfikirdir. ABD'nin çöküşü durdurulamaz ve tersine çevrilemez mi? Sosyal bilimciler, bunun imkânsızlığından söz ediyorlar. Diyorlar ki: "ABD'nin çöküşü, temelden başlamış ve tabii bir süreç olarak ilerlemektedir. O bakımdan çöküş kaçınılmazdır."Birçok ülkede, ABD'nin çöküp çökmeyeceği değil, çöküşünün dünyada meydana getireceği etkiler tartışılmaktadır. ABD'nin çöküşünden elbette her ülke, az veya çok etkilenecektir. Çünkü ABD, tüm dünyaya yayılmış, dal-budak salmış bir ülkedir. Ancak bu çöküşten en fazla etkilenecek ülkeler, ABD'nin çöküşüne inanmayan ve hâlâ onun dümen suyunda giden ülkeler olacaktır. Ne yazık ki, Türkiye, söz konusu ülkelerin başında yer almaktadır. Dünya değişiyor, fakat Türkiye'yi idare edenler değişmiyor. Peki, ne yapacağız, oturup değişmelerini mi bekleyeceğiz? Hayır, değişmeyenleri değiştirmek, yani demokratik yolla iktidardan uzaklaştırmak millete düşen bir görevdir.Bilim ve siyaset adamları, ABD'nin çöküşü üzerinde en çok tartıştıkları konu, ABD halkında oluşturulan 'seçilmiş halk' inancıdır. ABD'nin çöküşüyle, bu inanç da yıkılacaktır. Deniliyor ki, "seçilmiş halk inancının yıkılışı, ABD'nin çöküşünden daha büyük etki yapacaktır. Çünkü inancı yıkılan halkı, yeniden toparlamak, motive etmek çok zor olacaktır." Bilindiği üzere 'seçilmiş halk' inancı, Tevrat'tan alınan ve Yahudilerle ortak olan bir inançtır. Bundan dolayı onun yıkılışı, Yahudilerin inancını da sarsacaktır. ABD'nin ekonomik alandaki çöküşünü hazırlayan sebeplerin birincisi, doların rezerv para özelliğini kaybetmesidir. Halen dolar rezerv para olarak kullanılmaktadır, ama yıkılması an meselesidir. Daha doğrusu, onu yıkma gücüne sahip olan ülkeler, yıkılışının etkilerini en aza indirmek için beklemekte ve zaman kazanmaktadırlar. İkinci sebep, başta da ifade edildiği gibi, ABD'de hayat standardı devamlı düşmektedir. Bu da halkı, endişeye, mutsuzluğa ve geleceğe karşı ümitsizliğe sevk etmektedir. Tartışılan bir diğer konu da, ABD'nin yerini alacak olan ülkedir. ABD'nin halefi olarak öne çıkan ülkeler Rusya ve Çin'dir. Bazılarına göre, bu ülkeler, tek başlarına ABD'nin halefi olamayacak, ABD'nin çöküşünden sonra 'çok kutuplu' bir dünya oluşacaktır. Kutup başı ülkelerden biri de Türkiye olabilir. Çünkü Türkiye, bu birikime ve potansiyele sahip bir ülkedir. Ancak AKP iktidarının izlediği politikalarla böyle bir sonuca asla varılamaz. Zaten iktidarın bu yönde bir iradesi ve niyeti de bulunmamaktadır. Bulunsaydı, ilkönce 'Milli Ekonomi Modeli'ni hayata geçirmeye çalışırdı. ABD'nin halefi veya kutup başı olarak gösterilen ülkelere bakınız, hepsi kısmen 'Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan ülkelerdir. Bir başka gerçek de şudur: Dördüncü sınıf olarak adlandırılan yetersiz gelişen ülkeler için, yeterli gelişmenin adresi Milli Ekonomi Modeli'dir. Bunu görmezlikten gelen iktidarlar, hem kendilerini, hem de idare ettikleri milletleri, yoksulluğa, açlığa ve sefalete mahkûm etmektedirler.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018