Elektrik ülke gündeminden düşmüyor. Sanayi ile ilgili sorunlar tartışılmaya açıldığı yerde konu elektriğe dokunmadan geçmiyor. Elektrik, enerji iş hayatının olmazsa unsuru olduğundan öncelikli sorun olmaya devam ediyor.
Uzun yıllar bu sektör ihmal edilmiş. Öncelikli olmasına rağmen gereğince ilgilenilmemiştir.
1970'li yıllar Karadeniz Teknik üniversitesinde eğitim yaptığım yıllardı. Hemen hemen her gün belli saatlerde elektrik kesintileri sürekli olurdu. Gece bölümüydük. Ders saatlerimizde elektrikler kesilir karanlık sebebiyle eve giderdik. Dolayısıyla derslerimiz güme giderdi. Konutlar iş yerleri ve fabrikalarda belli saatlerde elektrik kesilir saatler sonra gelirdi.
Gün ortasında fabrikalar üretime saatlerce mola verirdi. Malesef bugün bile bu talihsizlikler sürüyor.
Sonra Özallı yıllar geldi. Acil çözüm olarak Bulgaristan'dan diğer ülkelerden elektrik ithaliyle çözüm arandı.
Elektrik sorununun çözümü için yapılan projeler ağır aksak yürümekte. İlgili ilgisiz binlerce yalnış yatırımın yapıldığı Türkiye'de elektrik konusunun ihmal edilmesini hiç ama hiç anlayabilmiş değilim.
Mavi Akım projesini aklımıza soktular. Rusya'dan Karadenizin altına boru döşeyip doğalgaz getiriyoruz. Gelecek doğalgazdan elektrik üretmek için, doğalgazdan elektriğe dönüşüm santrelleri yapıyoruz.. Ne proje ama değil mi? Kulağı tersten tutmak gibi. Milyar dolarları nerelere saçıyoruz ?
Aptalca projelere milyar dolarları saçarken doğalgaz ve petrol aranması için TPAO'ya 28 milyon dolar ayırabiliyoruz.
Enerjide dışa bağımlılığı oldum olası kabul edebilmiş değilim, nükleer enerjinin kullanılmamasını da. Enerji sorununun ciddi olarak çözülmediğini mevcut projelerin ağır vites yürüdüğünü görüyoruz. Yanlış yatırımlarda cabası.
Enerji sorununun ihmal edildiğinin en açık delili Türkiye'deki elektrik fiyatlarının dünya ölçeğinin çok çok üstünde olmasıdır. Elektrik fiyatları dünyada (4) cent iken bizde (14) centtir. Bu yüksek fiyatlar yabancıların elektriğe ilgisini çekiyor. Elektrikte çok kâr varki Uzanlar ihale üstüne ihale talep ediyor.
Elektriğin pahalı olması pek çok firmayı kendi elektriğini kendin üret modeline yöneltti. Bünyelerinde elektrik üretmeye başladılar.
Dış kaynaklı yanlış projeler, atıl projeler, ithal çözümler bireysel çözümler en önemlisi yetersiz üretim ve yüksek fiyatlar bu sektörün ihmal edildiğini gösteriyor.
Devlet de elektriğin vazgeçilmezliğini kullanıyor. Elektirikten zam üstüne zam yaparak müthiş para topluyor.
Devlet dünyada (4) cent olan elektriği (14) cente satarak yerli ekonominin dışarıyla rekabet gücünü kırdığını hesab etmiyor. Elektrik sorunu köklü bir şekilde ele alınmalı. Ucuz kaliteli ve sürekli enerji için ciddi çalışmalar yapılmalı. Elektriğin maliyeti de düşürülmeli, fiyatı da.
Dünyadaki sanayiciler 10 birim mal üretmek için harcanan elektriğe (10 x 4 cent = 40 cent ) ödüyor. Aynı miktar mal için benim sanayicim ( 10 x 14 cent = 140 cent ) ödeme yapmak zorunda. Dünya aynı malı 40 cente üretirken, biz 140 cente mal edersek nasıl rekabet edeceğiz bunu anlamak mümkün değil.
Sonuç olarak BTP diyor ki:
Elektrik fiyatları düşürülsün ki sanayicimiz ucuza mal üretsin. Dünyayla rekabet edebilsin.