Emeklinin maaşını gasp ediyorlar

1 Ocak 2007 tarihinden itibaren uygulamaya girecek, emekli esnaf ve sanatkarlar, şirket ortakları ile çalışan emeklilerin, her ay asgari ücretin en az yüzde 33,5'i kadar destek primi ödemesi uygulamasına karşı tepkiler dinmiyor Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, " karar, insanları kayıt dışına çıkaracak, yeni yöntemler aramaya zorlayacak, yan yollara saptırabilecektir. 30 yıla yakın SSK ve Bağkur'a prim ödeyerek emekli olan biri zaten 450 YTL aylık maaş alıyor. Bu parayla geçinmesi mümkün değilken böyle bir uygulamaya gidilmesi bu insanları nefsiyle karşı karşıya bırakabilir" dedi.Konuyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'na birer  Yargıya taşınacakTüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Ali Çetin de konuyla ilgili olarak "Şimdi de çalışmak zorunda kalan emeklilerin maaşlarına göz diktiler. Hem de emekli milletvekillerini bundan muaf tutarak. Bu insanlar mecbur olmasalar 65 yaşından sonra çalışırlar mı? Bu durum düzeltilmezse konuyu yargıya taşıyacağız" diye konuştu.    Emekli bu yükü kaldırılamazEsnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER) Genel Başkanı Mahmut Çelikus, 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren uygulamaya girecek, emekli esnaf ve sanatkarlar, şirket ortakları ile çalışan emeklilerin, her ay asgari ücretin en az yüzde 33,5'i kadar destek primi ödemesi uygulamasını eleştirirken, "Zaten zor durumda olan emeklilerimiz, bu ağır yükü kaldıramaz" dedi. Çağlayan, mektubunda uygulamanın, çok düşük maaş alan emeklileri mağdur edeceğine dikkat çekerek, "Türkiye'de emeklilik maaşları çok yetersiz. Emekli Sandığı, SSK ve Bağkur'dan alınan emeklilik maaşı ile yaşamak zaten çok zor. Bu insanlar geçinebilmek için mutlaka çalışmak zorundalar. Çalışan emeklilere uygulanacak yüksek destekleme primi, yüz binlerce emekliyi mağdur eder" dedi.Bu düzenlemenin sosyal güvenlik sistemindeki açıklar nedeniyle IMF'nin baskılarıyla gündeme geldiğini belirten Çağlayan, şu görüşleri dile getirdi: "Sosyal güvenlik sistemindeki açıkları anlıyoruz. Kaldı ki yıllardır Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin de sosyal güvenlik sisteminin açıkları olduğunu hep vurguladık. Ancak sosyal güvenlik sisteminin açıklarını kapatacak yöntem bu olmamalıdır. Sosyal güvenlik sisteminin en büyük sorunu kayıt dışı istihdamdır. Kayıt dışı istihdamın en büyük nedeni de başta yüksek sosyal güvenlik primi olmak üzere istihdam üzerindeki yüklerdir. Sosyal güvenlik sisteminin açıklarını kapatacak tek yol, kayıt dışı istihdamı kayıt altına almaktır. Sosyal güvenlik sisteminin açıklarını burada aramak yerine, kayıt dışının ve işsizliğin ana nedeni olan zorunlu istihdam uygulamasın kaldırılması, kıdem tazminatı ile İşsizlik Sigortası Fonunun birleştirilmesi, ücret dışı yüklerin azaltılması, asgari ücretten verginin kaldırılması gibi asıl önemli tedbirler varken bu tedbirin getirisi, götürüsünden daha az olacaktır." Çağlayan, Haziran ayında çıkarılan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu içine sıkıştırılarak oldu bittiye getirilen bu düzenlemeyle, emeklilere "Ya emekli maaşından vazgeç, ya da ciddi bir kısmını bana destekleme primi olarak öde" denildiğini belirterek "Bu, ölümü gösterip sıtmaya razı ol demektir. Bu yöntem yeni kayıt dışılıklar dışında bir fayda sağlamaz. Ocak ayı gelmeden bu yanlıştan dönülmelidir. Aksi takdirde çalışma hayatında yeni bir kaos dönemi başlayacaktır" dedi. Çağlayan, milletvekillerinin kapsam dışı olması konusunda da "Zannediyorum dikkatlerden kaçmış. Anayasa'nın ilgili maddesi gereğince, milletvekilleri bu kapsamın dışında kalacaktır. Ayrıca bu da hem gerginliğe hem haksızlığa yol açacaktır" diye konuştu.