Erdoğan'a bir de bu BOP'tan bakalım

Bu yazıyı, "tarihi bir vesika" olarak saklayabilirsiniz. Ayrıca Kıbrıs'ın peşkeş çekildiği, Irak ve Filistin başta olmak üzere bölgemizin kan gölüne çevrildiği böylesi "vahşi bir süreç"te AKP'nin kimi cüppeli, kimi sarıklı ve kimi sakallı muhterem muhafazakâr tabanına da okumak üzere bir kenarda tutabilirsiniz.

Birkaç yazıda Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'ne (BOP) dikkat çekiyorum. Bu projenin bir diğer adı nedir, biliyor musunuz?

Başkan Bush'un Irak'ı işgale yeni yeni hazırlandığı 17 Eylül 2001'de belirttiği üzere "Bu bir 'Büyük Haçlı Seferi Projesi'dir." Bazıları o günlerde beyan edilen "bu temel gerçeği" anlamazlıktan gelmiş olacak ki, Başkan Bush'un ve yardımcısı Dick Cheney'in seçim kampanyası başkanı Marc Racicort geçen hafta bir kez daha hatırlattı. Aynen şöyle ilan ediyor Racicort; "Başkan Bush küresel bir Haçlı Seferi'ne liderlik yapıyor."

Türkiye'de politik ve medyatik kimlik altında Neo-Amerikancılığı, saman altından vaftiz suyunu, papaz cüppesi altından da dinlerarası diyalogu yürütenler, "ABD-İsrail ve İngiltere troykası"nın bölgemizdeki "vahşi işgal ve katliamları"nın işte bu "Haçlı BOP"una zarar vereceğinden, Büyük Haçlı Projesi'nin bozulacağından endişe ediyorlar, panikliyorlar. BOP'çulara ve tabii ki öncelikle ABD ve İsrail'e, "şu işleri daha sinsice halletsenize ya..." demeye getiriyorlar.

Her neyse...

Yenişafak'tan Fehmi Koru, 19 Nisan 2004 günkü "Küçük kıyamet kapıda" başlığıyla bakınız ne yazıyor: Haksız ve adaletsiz uygulamalara ses çıkartmayan, terörle sonuç alınacağına inanan bir anlayışı onaylayan ABD, Filistin'de yaşananlardan dehşete kapılmış insanlardan, 'terörle mücadele savaşı'na ve bir 'çıkış stratejisi' olarak sarılmaya hazırlandığı 'Büyük Ortadoğu Projesi'ne anlayışla yaklaşmalarını nasıl bekleyebilir?

ABD'ye akıl veriyor güya...

Şimdi gelelim bu Amerikan BOP'unun "dünya klasmanına yükseltilmiş" yerli figüranların sicillerine...

Aşağıda sunacağım "seyahatlarından, beyanatlarından ve değişime uğramış ahvali"nden rahatlıkla anlaşılacağı üzere politik arenada Tayyip Erdoğan "BOP'un taşeronluğu"nu üstlenmiş vaziyette.

29 Ocak 2002'de Tayyip Erdoğan, BOP'un hatırı sayılır kurmayları olan Washington'da ABD'nin eski Ankara büyükelçilerinden Morton Abramowitz, Graham Fuller ve İsrail Devleti'nin desteğindeki Washington Institute'nun eski Türkiye uzmanı ve yeni Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesi danışmanı Alan Makovsky ile buluşuyor. Ayrıca Erdoğan'ı, Çevik Bir'e 1999'da durup dururken 'Uluslararası Devlet Adamı' ödülü veren meşhur Yahudi Strateji Teşkilatı JINSA (Jewish Institute for Security Affairs (Güvenlik Meseleleri İçin Yahudi Enstitüsü)da ağırlıyor tabii...

Sultan Abdülhamit'ten parayla Filistin toprağını talep ettiğinde huzurdan kovulan Theodor Herzl'in (1860-1904) kurduğu Dünya Yahudi Kongresi'nin Washington versiyonu olan "Amerikan Yahudi Kongresi" (AJC), 27 Ocak 2004'te Başbakan Tayyip Erdoğan'a "cesaret ödülü" veriyor.

16 Şubat 2004 akşamı "Teke Tek"te Başbakan Erdoğan, "Diyarbakır'ı istiyorum ki; şu anda Amerika'nın da 'Büyük Ortadoğu Projesi' var ya 'Genişletilmiş Ortadoğu', yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir. Bunu başarmamız lazım" diyor.

20 Ocak 2004'teki Cidde Ekonomik Forumu'nda ise Erdoğan "İslam Ortak Pazarı anlayışına karşıyım, doğru bulmuyorum" diyor.

Erdoğan, 17 Nisan 2004'te, daha üç-beş gün önceki MÜSİAD Genel Kurulu'nda ise "Biz geldiğimizde faizi kaldıracağız diyen anlayışlar gördük. O zaman buna biz de aldanıyorduk. Ama şimdi böyle bir şey düşünmek mümkün değil" diye konuşuyor.

Aynı Erdoğan, ABD'nin Müslüman Irak halkına kan kusturmaya başladığı işgalin ilk günlerinde, 31 Mart 2003'te Wall Street Journal'da Amerika'ya hitaben aynen şunlar yazıyordu: "Kahraman genç kadın ve erkek Amerikan askerlerinin, olabilecek en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ediyorum."

Eski AKP Milletvekili ve Nazlı Ilıcak'ın eski kocası İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in Meclis gündemine taşıdığı ve muhatapları tarafından yalanlanmayan "Tayyip Erdoğan'ın ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'e 4 Kasım 2002'de yazdığı mektup"ta Erdoğan şöyle yazıyordu: "...Ve şuna eminim ki, şimdiye kadar hiç olmamış bir şekilde birleşerek, ülkemizin en yüksek menfaatleri için birlikte çalışabileceğiz. Bu amaç için mümkün olan en kısa sürede, General Özkök'le gizli ve özel bir toplantı yapma fırsatı bulacağımı ümit ediyorum... "

Der Spiegel ise 17 Mart 2003'te Erdoğan'dan "Erdoğan als der starke Mann der Türki, der auch hinter einem Geheimabkommen mit den USA steht-Türkiye'nin güçlü adamı Erdoğan, ABD ile yapılmış gizli bir anlaşmanın arkasındaki adam..." diye sitayişle bahsediyor.

Amerika'nın Zaman'ı "Amerikan Time" dergisinin bu Pazar günkü sayısı ise Erdoğan'ı, "dünya klasmanına yükselterek "dünyanın en etkin 100 ismi" arasında "Liderler ve Devrimciler" listesine aldı. Listenin başında Başkan Bush yerleşmiş... BM Genel Sekreteri Kofi Annan, ABD Başkanı'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Condeleezza Rice, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan Ordusu generallerinden John Abizaid ve el-Kaide lideri Usame bin Laden listedeki isimlerden bazıları...

Başka söze ne hâcet! Anlayana sivrisinek saz...

Ankara'ya, Kıbrıs'a, Irak'a, Filistin'e, bölgemize ve İslam coğrafyasına bir de bu BOP'tan bakın bakalım, ne göreceksiniz?

Muhterem hacılara, hocalara, cüppelilere, sarıklılara, tüm muhafazakârlara Erdoğan'ı ve AKP'yi bir de bu BOP'tan gösterin bakalım, ne diyecekler?