Bu cürümü kim, nerede, ne zaman işlemiş?
Önce bir soru; böyle bir cürmün faili ya da failleri kıskanılacak bir iş mi yoksa utanılacak bir iş mi yapmışlardır? Elbette İslam coğrafyasının herhangi bir köşesinde, özellikle de Anadolu coğrafyasında böyle bir faaliyete imza atmak, Müslümanlar açısından utanılacak bir durumdur.
Bulundukları yerlerde, kendi kulelerinde çan çalınmasına müsaade etmek, müsamaha göstermek ayrıdır, kendi televizyonunuzda çan ile ezanı aynı anda yayınlamanız ayrıdır. Bugün bile, medeni geçinen Avrupa'da dışarda ezan okunması yasak iken, yüzyıllardır bizim topraklarımızda bulunan kiliselerin çanları çalmaktadır.
Fakat siz, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı olarak geçtiğimiz Mayıs ayında Mardin'de, Kasımiye Medresesi'nde bir program organize ediyorsunuz ve siz STV yetkilileri, aynı programı canlı olarak milyonlara ulaştırıyorsunuz ve programın sonunda ezanla çanı beraber yayınlıyorsunuz. Ardından Müslim-gayri müslim herkesi sembolik sırat köprüsünden geçiriyorsunuz. Tam da, Bağdat'ın, Basra'nın, Felluce'nin semalarında haçlı füzelerinin uçuştuğu günlerde ve saatlerde, papazların eline güvercin tutuşturup uçurtuyorsunuz. Ertesi günkü gazetelere "Dün Mardin'de bütün dinler sırat köprüsünden geçti" şeklinde haber oluyorsunuz. "Bu yaptığınız yanlıştır, yanlış mesaj veriyorsunuz" diye uyaranları da kıskançlıkla suçluyorsunuz.
Halbuki, kıskanılacak değil, utanılacak bir faaliyete imza atıyorsunuz.
İstiklal Marşı'mızda; "Şu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli / Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" şeklinde ifade edildiği gibi yükselen ezan sesi tevhid dininin temeli, peki ya yanıbaşına iliştirdiğiniz çan sesi neyin temeli, neyin habercisi idi?
Siz, bu çilekeş, bu mazlum milletten hizmet ediyoruz diye zekat toplayacaksınız, bağış alacaksınız sonra da gidip "papalık konseyi misyonunun tahakkuku için aciz yardımlarınızı papa cenaplarına sunacaksınız". Şimdi de yavuz hırsız edasıyla "ne misyonerliği canım, ne din değiştirmesi; dönenlerde aslına dönüyor zaten" saçmalıkları ile durumu kurtarmaya çalışacaksınız.
Hizmet adına topladığınız paraları bu milletin hezimeti için, izmihlali için harcadığınıza dair var olan binlerce delile hergün yenisini ekliyorsunuz ve bu durumunuz da kıskanılacak değil, istiklale aşık bir milletin nezdinde utanılacak bir durumdur.
Önce bir soru; böyle bir cürmün faili ya da failleri kıskanılacak bir iş mi yoksa utanılacak bir iş mi yapmışlardır? Elbette İslam coğrafyasının herhangi bir köşesinde, özellikle de Anadolu coğrafyasında böyle bir faaliyete imza atmak, Müslümanlar açısından utanılacak bir durumdur.
Bulundukları yerlerde, kendi kulelerinde çan çalınmasına müsaade etmek, müsamaha göstermek ayrıdır, kendi televizyonunuzda çan ile ezanı aynı anda yayınlamanız ayrıdır. Bugün bile, medeni geçinen Avrupa'da dışarda ezan okunması yasak iken, yüzyıllardır bizim topraklarımızda bulunan kiliselerin çanları çalmaktadır.
Fakat siz, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı olarak geçtiğimiz Mayıs ayında Mardin'de, Kasımiye Medresesi'nde bir program organize ediyorsunuz ve siz STV yetkilileri, aynı programı canlı olarak milyonlara ulaştırıyorsunuz ve programın sonunda ezanla çanı beraber yayınlıyorsunuz. Ardından Müslim-gayri müslim herkesi sembolik sırat köprüsünden geçiriyorsunuz. Tam da, Bağdat'ın, Basra'nın, Felluce'nin semalarında haçlı füzelerinin uçuştuğu günlerde ve saatlerde, papazların eline güvercin tutuşturup uçurtuyorsunuz. Ertesi günkü gazetelere "Dün Mardin'de bütün dinler sırat köprüsünden geçti" şeklinde haber oluyorsunuz. "Bu yaptığınız yanlıştır, yanlış mesaj veriyorsunuz" diye uyaranları da kıskançlıkla suçluyorsunuz.
Halbuki, kıskanılacak değil, utanılacak bir faaliyete imza atıyorsunuz.
İstiklal Marşı'mızda; "Şu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli / Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli" şeklinde ifade edildiği gibi yükselen ezan sesi tevhid dininin temeli, peki ya yanıbaşına iliştirdiğiniz çan sesi neyin temeli, neyin habercisi idi?
Siz, bu çilekeş, bu mazlum milletten hizmet ediyoruz diye zekat toplayacaksınız, bağış alacaksınız sonra da gidip "papalık konseyi misyonunun tahakkuku için aciz yardımlarınızı papa cenaplarına sunacaksınız". Şimdi de yavuz hırsız edasıyla "ne misyonerliği canım, ne din değiştirmesi; dönenlerde aslına dönüyor zaten" saçmalıkları ile durumu kurtarmaya çalışacaksınız.
Hizmet adına topladığınız paraları bu milletin hezimeti için, izmihlali için harcadığınıza dair var olan binlerce delile hergün yenisini ekliyorsunuz ve bu durumunuz da kıskanılacak değil, istiklale aşık bir milletin nezdinde utanılacak bir durumdur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025