Merkez Bankası önceki gün bankalararası faiz olan politika faizini 325 baz puan düşürdü. Böylece yüzde 19,75 olan faiz oranı yüzde 16,50'ye inmiş oldu.
Aynı gün yeni bir adım daha atıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde Borçlanma Genel Müdürlüğü kuruldu. İç borçlanma ve dış borçlanma yetkileri bu müdürlükte birleştirildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, ilgili düzenleme ile "daha etkin" bir yapının esas alındığı ifade edildi. Yani bu hamledeki asıl amaç daha etkin borçlanabilmek…
Siyasilerimiz faiz oranlarını baskılarla düşürmeye çalışıyor. Bu şekilde büyük iflasların ve konkordatoların yaşandığı reel ekonomiyi bir nebze olsun rahatlatmayı planlıyorlar.
Fakat piyasaların bu şekilde rahatlatılabilmesi asla mümkün değil… Çünkü Türkiye'de bu finansın asıl kaynağı Merkez Bankası (MB) değil…
MB, dışarıdan alınan faizli dolar borcun karşılığı piyasaya para sürüyor.
Diğer bir ifadeyle, MB, küresel tefecilerle Türk piyasaları arasında komisyon alan bir aracı kuruluş gibi davranıyor.
MB, faizleri düşürüyor, daha önce yüzde 24'ten, yüzde 19,75'e, şimdi de yüzde 19,75'ten yüzde 16,50'ye piyasa beklentilerinin çok üstünde faiz indirimi yaptı ama bunun kaynağı ne olacak? İndirdiğimiz oranda bir maliyetle para bulabilecek miyiz?
Politika faizi yüzde 24 iken, gerek kamu bankalarımızın gerekse özel bankaların kredi notları "negatif" idi, yani "yatırım yapılamaz" statüsündeydi. Şimdi yüzde 16,50'ye indirdik mevcut anlayışla para bulabilecek miyiz, para akışını sağlayabilecek miyiz?
Zaten siyasilerimizin daha etkin borçlanabilmek için Borçlanma Genel Müdürlüğü'nü kurmasının nedeni de işte bu… Ama mevcut durumda bir etkinliği olabilir mi? Elbette ki hayır…
Türkiye, maalesef uyguladığı kapitalist ekonomi anlayışıyla yıllardır senyoraj gelirini devreye koymuyor, madenlerini yabancı şirketlere devretti, karlı kamu kuruluşlarını 3-5 yıllık karına yabancılara sattı.
Geriye sadece, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, vergiler, cezalar ve zamlar kaldı. Halkın cebine dayalı bu gelirle de bir ülkenin ekonomisini döndürebilmesi asla mümkün değildir. Çünkü Milli Ekonomi Modeli'nde ifade edildiği gibi bir devlet, halkından aldığından çok daha fazlasını halkına hizmet olarak sunmalıdır; bunun için de devlet gücünü kullanarak ek gelir kaynakları üretmesi gerekmektedir.
Siyasilerimizin mevcut kapitalist anlayışında böyle bir kaynak oluşturma ihtimali hiç yok.
Bu sebeple piyasayı döndürebilmek için önce sigorta fonlarından Hazine'ye aktarımlar yaptılar; yetmedi, yıllık bütçe açığı ilk 6 ayda verilince devletin kefen parası denilen "ihtiyat akçesi" de devreye sokuldu.
Bunlar para bulunamadığı için atılan adımlardı, şimdi faizleri düşürünce nasıl para bulunacak?
Sayın Maliye Bakanımız Berat Albayrak ve MB eski Başkanı Murat Çetinkaya geçen yıl İngiliz fonlarıyla görüşürlerken, bu küresel fon sahiplerinin kalemşörlüğünü yapan ABD'li Profesör Steve Hanke, İngiltere'nin meşhur ekonomi gazetesi olan İngiliz Financial Times'ta bir yazı kaleme almıştı ve Türkiye'de gerçek enflasyonun yüzde 40'ların üstünde olduğunu vurgulayarak faiz oranlarının da yüzde 40'ların üstünde olması gerektiğini belirtmişti.
İşte para için peşinde koştuğumuz küresel fonların borç vermek için şartları bu…
Bu şartlarda Borçlanma Genel Müdürlüğü ne yapabilecek, faizlerin indirilmesi bir neticeye ulaştıracak mı?
Evet, gördüğünüz gibi, bir ülkenin en önemli meselesi ekonomi ve ekonominin de en önemli konusu finans…
Finansta dışarıya bağımlı olduğunuz zaman, Türkiye'de pratik olarak yaşadığımız gibi aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık, ne yapsan kar etmiyor.
Mevcut ekonomi anlayışıyla istediğiniz düzenlemeyi yapın, istediğiniz kararnameyi çıkartın, istediğiniz revizyonları gerçekleştirin, ne yaparsanız yapın hiçbir olumlu netice alınmayacaktır. Bu kapı sonuna kadar kapalıdır.
Tek çözüm var, Prof Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli; onu da siz görmezden ve duymazdan geliyorsunuz.
Sizler hazinenin üzerinde oturan dilenciler olursanız, hazine ne yapsın, hazinenin Sahibi ne yapsın?
Borçlanmak için verdiğimiz çabayı, Prof. Dr. Haydar Baş'ı anlamak, Milli Ekonomi Modeli'ni Rusya ve Çin gibi uygulamak için verseydik, şu anda bu kısırdöngüler içinde olmayacaktık.
Rusya ve Çin, çözümü Kapitalizmde değil Milli Ekonomi Modeli'nde buldu.
Kapitalizmin kalesi olan başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler artık Kapitalizmden kurtulmak için mücadele veriyorlar, herkes Kapitalizmden kaçıyor bizimkiler hala bu kokuşmuş, demode olmuş, batmış sistemin şartları içinde çözüm arayışındalar…
Kapitalizmin efendileri fayda görmedi ki, senin gibi sömürülen ülkeler faydalar görebilsin.
Milli Ekonomi Modeli'nin emek ve üretim karşılığı devreye konulan Milli Para formülü ve de bu paranın piyasaya sıfır maliyetle sürülmesiyle ne faiz problemi kalacaktır, ne de borçlanma… Zaten istenilen de bu değil midir? Alın size kısaca çözüm…
Dua edin de bu kör inat sebebiyle Borçlanma Genel Müdürlüğü, Borç Tahsil Etme Genel Müdürlüğü adında reji yönetimine dönüşmesin.
Korkarım bu hızla bu da olacak.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024