logo
16 NİSAN 2024

Farz edelim ki 15 Temmuz hiç yaşanmadı

21.08.2016 00:00:00
 Gelin bir an için 15 Temmuz günü olanları hafızamızdan silelim. Farz edelim ki hiç yaşanmadı. Bugün ne yaşıyor olurduk?
Öncelikle cemaat hala hükümet tarafından paralel yapı, taraftarları açısından hizmet diye adlandırılıyor olurdu. Şu an üniversiteleri ve özel okulları kayıt döneminde olurdu. Hastaneleri, yurtları ve bilumum şirketleri faaliyette olurdu. Bu kadar insan açığa alınmamış ya da tutuklanmamış olurdu. Belki YAŞ'ta bazı generaller ve subaylar emekli edilmiş olurdu ama Cumhurbaşkanlığı başyaveri başta olmak üzere bir sürüsü de hala görevinin başında hatta belki terfi etmiş olurdu. Televizyonlarda bugün her şeyin çoktandır farkında olduğunu iddia eden ve FETÖ şöyle yapardı, böyle de yapardı, şu kadar tehlikeliydiler diye kanal kanal gezip itirafçı sıfatıyla anlatan birçok kişiyi hala tanımıyor olurduk, çünkü hiçbiri çıkıp konuşuyor olmazdı. Zira madem bu kadar şey biliyorlardı niye bugüne kadar çıkıp hiç konuşmadılar, ya da konuşmak istedilerse de şu an büyük bir habercilik örneği sergilediğini zanneden televizyoncular neden daha önce onları bulup çıkarmadılar, konuşturmadılar?
Sorulacak o kadar çok soru var ki. Aslında bir sürü soru soruluyor ama bunların ne kadarı bir mana ifade ediyor anlamak zor.
Bugün herkes teröre ve darbeye karşı olduğunu söylüyor. Öyle de olmalıdır. Darbeyle hiçbir yere varılamayacağını hepimiz biliyoruz. Teröre ve terör örgütlerine hiçbir şekilde prim verilmemesi gerektiği konusunda da hemfikiriz. Peki, o zaman niye bunları yaşadık? Şu an her ne sıfatla olursa olsun çıkıp konuşmak, olanları ve yapanları lanetlemek en kolayı. Peki, kaçımız, en üst düzeydeki devlet kademesinden, en sade vatandaşa kendimizi hesaba çektik? Benim Türkiye'nin bu hale gelmesinde acaba bir payım var mı diye düşündük? Bu cemaat görünümlü terör örgütünün bu kadar güçlenip böyle büyük işlere kalkışmasında herkesin payı var. Başta özellikle son dönem hükümetler olmak üzere önceki birçok hükümetin de payları çok büyük çünkü bu yapılanma yeni değil. Tabi ki destek aldıkları dış güçlerin, çocuklarını onların okullarına, yurtlarına, evlerine veren velilerin, onlara himmet adı altında para desteği veren iş adamlarının, yurt dışında okul açmalarına yardım eden bürokratların, her türlü menfaat sağlayan herkesin. Herkes dönüp bir kendine baksın. Bütün bunlar onları güçlendirdi. Kimse kendini temize çıkarmaya çalışmasın. Kandırıldık demek de çok samimi gelmiyor kulağa. Hatayı kabul edip, o hatadan dönmek elbette ki büyüklüktür. Ama şunu da hatırlatmak isteriz ki Allah (c.c.) bizlere akıl vermiş. Onların yaptığı yanlış uygulamaları gören duyan birçok insan niye zamanında safını değiştirmedi? 'Biz onları cemaat sanıyorduk' demeyin sakın. Bu nasıl bir cemaat ki güya hak davası için namazınızı bıraktırabiliyor size, başınızı açtırıyor, kendinizi gizlemek için içki içmenize müsaade ediyor yani Allah'ın koymuş olduğu kuralları çiğnediğiniz halde çok büyük bir sevap kazanacağınızı ve cennetlik olacağınızı söylüyor ve siz inanıyorsunuz. Çünkü bu sayede yükseleceğiniz o makamların cazibesine kapılıyorsunuz. Nefsiniz devreye giriyor, inandığınız gibi yaşamayı bırakınca yaşadığınız gibi inanmaya başlıyorsunuz. Sınav sorularını veriyorlar size çalıştırıyoruz adı altında. Bir bakıyorsunuz hepsi sınavda karşınıza çıkıyor. 'Ben kul hakkı yemiş oluyorum, nasıl olacak bu böyle?' diye sormuyorsunuz, sınavı kazandığınıza, geldiğiniz göreve bakıyorsunuz. Çocuklarınızı dini eğitim alsınlar diye onların okullarına veriyorsunuz, peygamberi atıyorlar dinden, gerek yok diyorlar, kilise kilise gezdiriyorlar çocuklarınızı, sizin kılınız kıpırdamıyor. Bu nasıl dindarlık? Öğrenci evlerinde olanlar şimdi anlatılıyor ablalar, abiler tarafından. O zaman niye oralarda kalmaya devam ettiniz? Tabi bedavaya lüks evde kalma konforundan vazgeçemediniz.
Gelmiş geçmiş hükümetlere gelince, kimi toplu oy alma derdiyle, kimi dindar kesime sevimli görüneceğini zannederek onlara her türlü imkanı sağladı. Son dönem bu durum daha da arttı. Sırf benden olanlarla kadrolaşayım mantığı güdüldü. Şimdi temizle temizle bitmiyor. Kontrolsüz bir şekilde ellerine her türlü imkan verildi. Bir de buna beceriksizce yönetilen ekonomi eklenince, her geçen gün fakirleşen, çocuklarını okutmakta zorlanan vatandaşa onların sunmuş olduğu maddi imkanlar cazip geldi. Bir de yanına manevi olarak eklenenler yeme de yanında yat kıvamına getirdi. Tabi bu kadarını kimse tahmin edemedi belki. O konudaki samimiyete inanıyoruz. Zaten her kademedeki kişilerle böyle gizli amaçları paylaşmış olamazlar. Cemaat kılıfı orada ciddi bir paravan. Son dönem 17-25 Aralık sürecinden sonra biraz biraz bazı şeylerin farkına varıldı belki ama yeterli derecede önleri kesilemedi.
Şimdi eyvah biz n'aptık demek de, Allah bizi affetsin, halkımızdan özür diliyoruz demek de, ya da çıkıp televizyonlarda itirafçı olarak konuşmak da hiçbiri Türkiye olarak, millet olarak kaybettiklerimizi geri getiremez. Eğer bütün bu pişmanlıklar, özürler gerçekten samimiyse bunu göstermenin tek bir yolu var. Bu cemaat görünümlü terör örgütünün yanlışlarını en baştan beri söyleyen, menfaatlerinin derdine düşmeden onlarla mücadele eden ve bu yüzden bir sürü mağduriyet yaşamasına rağmen bundan vazgeçmeyen tek bir kişi var. Kişilerle, cemaatlerle derdi olduğu için değil, yapılanların başta dinimize, sonra vatanımıza ve insanımıza büyük bir ihanet olduğunu gördüğü için, geleceğimizi düşündüğü için hep uyardı. O zaman herkes kıskanıyor dedi, sen bir din adamı hakkında nasıl böyle konuşursun dedi. Demekle kalmadı ona her türlü iftirayı attılar, her yerde önüne ket vurdular. Ve yıllar onu bir kez daha haklı çıkardı. Eğer 15 Temmuz olmasaydı siz hala hizmet, cemaat, himmet diyecektiniz ve sadece o hala eleştiriyor olacaktı. Sadece Prof. Dr. Haydar Baş... O öngörüsü ve ferasetiyle hep uyardı, televizyondan, gazete yazılarından, hatta bizzat yüz yüze söyledi durdu. Hadi anlamadınız, dinlemediniz, kiminizin işine gelmedi, menfaatiniz ağır bastı. Hepsi olabilir, beşer şaşar demiş atalarımız. Ama şimdi eğer gerçekten pişmansanız, samimiyseniz yapılması gereken tek şey yanılmaz öngörüsüne güvenebileceğimiz tek insan olan Haydar Baş beyin aklına ve ilmine başvurmak, bundan sonra bu badireyi en az hasarla atlatmanın yollarını ona danışmak ve bir daha kimseye kanmamak için onun fikirlerini uygulamak bugüne kadarki günahlarınızın Allah katında da, kullar nezdinde de ancak kefareti olabilir. Başka türlü çok zor...
 
Asude Havuzlu / diğer yazıları
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
Otomobil dereye uçtu
Araçtaki 5 kişiden 4'ü öldü
İlginç ayrıntı
İran'ın hava sahası açık ancak...
Piyasa durgun
Fındığın kilosu 4 doların altında
Ya intikam peşinde koşarlarsa...
Almanya'nın İsrail'e desteğinin öteki yüzü
Aslan zor deplasmanda farklı kazandı
Barış attığı gollerle yıldızlaştı
AK Parti’de teşkilatlarında tasfiye tedirginliği
Yenilginin faturası kime kesilecek?
AKP ve MHP 10 aydır engelliyordu
Çoğunluk gitti engelleme bitti
Özel'den YSK önünde Hatay açıklaması
'Aklınızı başınıza alın'
İBB Meclisi ilk toplantısını yaptı
AKP bu kez muhalefet rolünde
MHP'de yeni Başkanlık Divanı belli oldu
İşte Bahçeli'nin yeni 'A Takımı'
Özel'in ertelenen ziyareti yeniden gündeme getirdi
Erdoğan’ın Gazze ziyaretine döner mi?
İsrail Refah'a saldırıdan vazgeçmedi
Yedek askerler göreve çağrıldı
Yargıtay Başkanı 16. turda da belirlenemedi
Hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı
İran korkusu geçti, katliam devam ediyor
İsrail ordusu camiyi bombaladı
Otomobil dereye uçtu
Araçtaki 5 kişiden 4'ü öldü
İlginç ayrıntı
İran'ın hava sahası açık ancak...
Piyasa durgun
Fındığın kilosu 4 doların altında
Ya intikam peşinde koşarlarsa...
Almanya'nın İsrail'e desteğinin öteki yüzü
Aslan zor deplasmanda farklı kazandı
Barış attığı gollerle yıldızlaştı
AK Parti’de teşkilatlarında tasfiye tedirginliği
Yenilginin faturası kime kesilecek?
AKP ve MHP 10 aydır engelliyordu
Çoğunluk gitti engelleme bitti
Özel'den YSK önünde Hatay açıklaması
'Aklınızı başınıza alın'
İBB Meclisi ilk toplantısını yaptı
AKP bu kez muhalefet rolünde
MHP'de yeni Başkanlık Divanı belli oldu
İşte Bahçeli'nin yeni 'A Takımı'
Özel'in ertelenen ziyareti yeniden gündeme getirdi
Erdoğan’ın Gazze ziyaretine döner mi?
İsrail Refah'a saldırıdan vazgeçmedi
Yedek askerler göreve çağrıldı
Yargıtay Başkanı 16. turda da belirlenemedi
Hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.