Feryatların bini bir para

Ülkede feryatların bini bir para... 

Eğer haber sorar isen bizim illerden/Paralar pul oldu daha ne diyim... 

Yaşanan ülke tablosu ayan beyan ortada. Dünyanın en pahalı su, elektrik, akaryakıt ve doğalgazını tüketiyoruz. Çiftçi en pahalı girdilerle zararına üretim yapmak zorunda bırakılıyor... Hülasa ülke insanı iliklerine dek sö-mü-rü-lü-yor... Türk milleti şu anda karın tokluğuna talim eden kürek mahkûmları gibi... 

Üniversiteli genç barınacak yer bulamıyor bulsa karnını doyuramıyor. Sabah kahvaltısı ile akşam yapıyor.

Hayvan üreticisi batıyor, cayır cayır anaç hayvan kesiliyor! Süt inekleri kesime gönderiliyor.

Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Başkanı ve Feyz Çiftliğin sahibi Sencer Solakoğlu, hayvancılıkta uygulanan yanlış politikaları sert bir dille eleştirerek, "Yalvardık! Yapmayın dedik! Ama dinletemedik" diyerek feryadı basıyor...

Twitter hesabından bir paylaşım yapan Solakoğlu, kendi çiftliğinden yüzde 10 kesim kararı aldığını belirterek, "Piyasada süt talebi olmasına karşılık fiyatı düşük tutmanın sonu budur. Sektör cayır cayır anaç kesimi yapıyor. Bunun bedelini halk rafta ödeyecek. Süttozu ihracatını kapatıp ölüm fermanını imzaladılar" tepkisinde bulundu ve şöyle devam etti: "Dişi kesimini yasaklayarak insanları zorlayamazsınız. Zararına üretim kimse yapmaz! Bu hayvanları yerine koymak en az 2.5 yıl! Çiftçi enflasyonun sebebi değil çözümü de olamaz dedik. Daha ne demeliydik, ne yapmalıydık?"

Hangi sektöre el atsanız tel tel dökülen ve ürettiğinden kâr edemeyen bir Türkiye var. Ülke bu haliyle ürettikçe batar sevgili okurlar. Çünkü faize, rantiyeye ve bankalara çalışan bir anlayışla ülke yönetiliyor ve yolun sonuna gelmiş durumdayız. İç borcumuz her gün 5 milyar TL artıyor. Ayda bu parayla 1.000 TL'den 150 milyon gence burs verilir. Bunun içindir ki hükümet deli divane gibi yurt dışından para dilenmektedir ve ülkenin gelir getiren her şeyini ama her şeyini yok pahasına satmaktadır... Şu an ormanlarımız, ağaçlarımız ve kupon araziler satıştadır. Ülkede satacak bir şey kalmamıştır. Dolayısıyla VERGİ-ZAM-CEZA'dan başka bir gelir kalemi yoktur ülkenin.

Hal böyle olmasına rağmen çözüm ve çaremiz vardır ve "Milli Ekonomi Modeli" diye barım barım bağırmaktadır. Basiretsiz ve kör iktidar bu çözüm ve çareyi bildiği halde ülkeyi batırdıkça batırmaya devam etmektedir. 

Bu saatten sonra ayıkmak için herhalde başımıza taş yağmasını beklemeliyiz. Yaşanan bu kadar bela, musibet, çaresizlik ve fakirlik az herhalde...