Dün 2001 yılında tüm dünyaya ilan edilen yeni dünya düzenin ilk iki hamlesi Afganistan ve Irak işgalinden bahsetmiştik. Bugün kaldığımı yerden devam ediyoruz.
Oluşturulmak istenen Yeni Dünya Düzeni ile ilgili, projeyi daha da somut hale getiren en önemli izah dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’a ait. Rice’ın 7.8.2003 tarihli Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında; Büyük Ortadoğu Projesi’nden bahsetmekte ve, “Transforming The Middle East–Ortadoğu’yu Dönüştürmek” olarak nitelemektedir. Bu projenin uygulanması ile; Fas’tan Basra körfezine kadar Ortadoğu’da bulunan Türkiye’nin de içinde bulunduğu 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini ifade etmiştir. Bu açıklamanın ardından BOP dünyanın gündemine oturmuştur. Türkiye ise BOP’u, Başbakan Erdoğan'ın Bush ile 28 Ocak 2004'te Beyaz Saray'da yaptığı görüşmenin ardından, başbakan Erdoğan’dan duymuştur. Erdoğan, “Türkiye'nin, sınırları genişleyen ve demokratik değerlerin yerleştirilmesini öngören bu projeye destek verdiğini, Türkiye'nin projede anahtar rol oynayacağını, Türkiye'ye model ülke olarak eş-başkanlık görevinin verildiğini, kendisinin bu projenin eş başkanı (Yani aynı yetkilere sahip iki başkan Bush ve Erdoğan) olduğunu” ifade etmiştir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hala bu projenin eş başkanıdır ve Türkiye bu proje kapsamında üstlendiği vazifeleri yerine getirmeye devam etmektedir. Türkiye’nin de sınır, rejim ve haritasının değişmesini öngören bu proje aslında nedir ve Türkiye, kendi sınırlarını değiştirecek böyle bir projede niçin görev almaktadır? Bu konuyu irdeleyeceğiz ancak önce BOP ile ilgili biraz bilgi verelim.
Büyük Orta Doğu Projesi ya da tam resmi adıyla Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık Projesi, (Greater Middle East Initiative /Partnership for Progress and a Common Future with the Region of the Broader Middle East and North Africa). En batıda Fas'ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan'ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, Kuzeyde Türkiye'nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen'e kadar uzanan bölge. Müslüman ülkelere demokrasi ihracını ve bu ülkelerin pazarlarının açılmasını amaçladığı açıklanan, bölgeyi ekonomik ve politik şekillendirmeye dayalı bir proje.
Bu proje başta sadece Ortadoğu için hazırlanmıştı. Ancak AB ülkeleri, Almanya-Fransa ikilisince hazırlanan, BOP'un açıklanan hedefleriyle birebir aynı, 12 güney ve doğu Akdeniz ülkesi (Yani Kuzey Afrika ülkeleri) için öngörülen "AB-Akdeniz Girişimi Projesi"nin ortaya çıkması ile bu bölgeyi AB'ye bırakmak istemeyen ABD daha sonra Kuzey Afrika'yı da BOP içine almıştır.
Amerika'yı yönetenler, 11 Eylül saldırılarını, Amerika'ya karşı duyulan kin ve nefretin bir göstergesi olarak yorumlanmakta ve yine İslam ülkelerinde yaptırdıkları anketlerde İslam toplumunun ABD’ye kin ve nefret duyduğunu görmekte idiler. O zaman, Amerika'ya kin ve nefret duyanlar kimler? Amerika'ya ciddi stratejik bilgiler veren "Rand Cooperation" adlı düşünce örgütü, kapsamlı bir rapor hazırlayarak Amerikan yönetimine sundu. (Civil Democratic İslam: Partners, Resources, and Strategies; ttp://www.rand.org /pubs/ monograph _reports/MR1716/MR1716.pdf 04.04.2010).
Bu raporda Müslümanlar BOP’a göre dört guruba ayrılmıştır;
1- Köktendinciler; terörist, ABD düşmanı, eylemleri ile dolaylı olarak BOP’a katkıda bulunuyor.
2- Gelenekçiler; terörist değil ama ABD düşmanı, BOP için tehlikeli
3- Laikler; sahip oldukları değer yargısıyla batıya en yakın olan grup ama ABD düşmanı, BOP bağlamında işbirliği yapılabilecek yapıda değil
4- Ilımlı İslamcılar; terörizme ve şiddete karşı, her inanışa saygılı, küresel islam hedefli.
Bu rapora göre bölge devletleri ile irtibata geçildi. Bu hazır demokrasi! paketini almaları istendi. Bu projede yazılan senaryo gereği kendilere verilen görevleri yapmaları istendi. Bu teklifi kimi liderler kabul etti kimileri ise kabul etmedi. Kabul edenleri ve etmeyenleri zannederim bu gün gayet net olarak görebiliyoruz.
Türkiye ise bu projeyi çok önceden kabul etti ve her ne kadar akıbeti aynı olacaksa da şu an konumu çok farklı. Yarından itibaren Türkiye’nin BOP’taki konumunu irdeleyeceğiz.
Oluşturulmak istenen Yeni Dünya Düzeni ile ilgili, projeyi daha da somut hale getiren en önemli izah dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’a ait. Rice’ın 7.8.2003 tarihli Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında; Büyük Ortadoğu Projesi’nden bahsetmekte ve, “Transforming The Middle East–Ortadoğu’yu Dönüştürmek” olarak nitelemektedir. Bu projenin uygulanması ile; Fas’tan Basra körfezine kadar Ortadoğu’da bulunan Türkiye’nin de içinde bulunduğu 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini ifade etmiştir. Bu açıklamanın ardından BOP dünyanın gündemine oturmuştur. Türkiye ise BOP’u, Başbakan Erdoğan'ın Bush ile 28 Ocak 2004'te Beyaz Saray'da yaptığı görüşmenin ardından, başbakan Erdoğan’dan duymuştur. Erdoğan, “Türkiye'nin, sınırları genişleyen ve demokratik değerlerin yerleştirilmesini öngören bu projeye destek verdiğini, Türkiye'nin projede anahtar rol oynayacağını, Türkiye'ye model ülke olarak eş-başkanlık görevinin verildiğini, kendisinin bu projenin eş başkanı (Yani aynı yetkilere sahip iki başkan Bush ve Erdoğan) olduğunu” ifade etmiştir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hala bu projenin eş başkanıdır ve Türkiye bu proje kapsamında üstlendiği vazifeleri yerine getirmeye devam etmektedir. Türkiye’nin de sınır, rejim ve haritasının değişmesini öngören bu proje aslında nedir ve Türkiye, kendi sınırlarını değiştirecek böyle bir projede niçin görev almaktadır? Bu konuyu irdeleyeceğiz ancak önce BOP ile ilgili biraz bilgi verelim.
Büyük Orta Doğu Projesi ya da tam resmi adıyla Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık Projesi, (Greater Middle East Initiative /Partnership for Progress and a Common Future with the Region of the Broader Middle East and North Africa). En batıda Fas'ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan'ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, Kuzeyde Türkiye'nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen'e kadar uzanan bölge. Müslüman ülkelere demokrasi ihracını ve bu ülkelerin pazarlarının açılmasını amaçladığı açıklanan, bölgeyi ekonomik ve politik şekillendirmeye dayalı bir proje.
Bu proje başta sadece Ortadoğu için hazırlanmıştı. Ancak AB ülkeleri, Almanya-Fransa ikilisince hazırlanan, BOP'un açıklanan hedefleriyle birebir aynı, 12 güney ve doğu Akdeniz ülkesi (Yani Kuzey Afrika ülkeleri) için öngörülen "AB-Akdeniz Girişimi Projesi"nin ortaya çıkması ile bu bölgeyi AB'ye bırakmak istemeyen ABD daha sonra Kuzey Afrika'yı da BOP içine almıştır.
Amerika'yı yönetenler, 11 Eylül saldırılarını, Amerika'ya karşı duyulan kin ve nefretin bir göstergesi olarak yorumlanmakta ve yine İslam ülkelerinde yaptırdıkları anketlerde İslam toplumunun ABD’ye kin ve nefret duyduğunu görmekte idiler. O zaman, Amerika'ya kin ve nefret duyanlar kimler? Amerika'ya ciddi stratejik bilgiler veren "Rand Cooperation" adlı düşünce örgütü, kapsamlı bir rapor hazırlayarak Amerikan yönetimine sundu. (Civil Democratic İslam: Partners, Resources, and Strategies; ttp://www.rand.org /pubs/ monograph _reports/MR1716/MR1716.pdf 04.04.2010).
Bu raporda Müslümanlar BOP’a göre dört guruba ayrılmıştır;
1- Köktendinciler; terörist, ABD düşmanı, eylemleri ile dolaylı olarak BOP’a katkıda bulunuyor.
2- Gelenekçiler; terörist değil ama ABD düşmanı, BOP için tehlikeli
3- Laikler; sahip oldukları değer yargısıyla batıya en yakın olan grup ama ABD düşmanı, BOP bağlamında işbirliği yapılabilecek yapıda değil
4- Ilımlı İslamcılar; terörizme ve şiddete karşı, her inanışa saygılı, küresel islam hedefli.
Bu rapora göre bölge devletleri ile irtibata geçildi. Bu hazır demokrasi! paketini almaları istendi. Bu projede yazılan senaryo gereği kendilere verilen görevleri yapmaları istendi. Bu teklifi kimi liderler kabul etti kimileri ise kabul etmedi. Kabul edenleri ve etmeyenleri zannederim bu gün gayet net olarak görebiliyoruz.
Türkiye ise bu projeyi çok önceden kabul etti ve her ne kadar akıbeti aynı olacaksa da şu an konumu çok farklı. Yarından itibaren Türkiye’nin BOP’taki konumunu irdeleyeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Lütfullah Önder / diğer yazıları
- Sararan sendikalar / 23.03.2023
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021