Mandacılıkta mesafeler katetmiş, üzerine konan sinekleri kovalamak için bile bir manda himmetine ihtiyaç duyan silik şahsiyetler için; vatan, bayrak, bağımsızlık gibi kavramların itici ve batıcı olduğunu biliyoruz. Bu manada yazılıp çizilenlerin, destanların ve şiirlerin böylesine kaşarlanmış ruhlarda bir titreşim meydana getirebileceğini pek beklemiyoruz. Ama onların çocukları, torunları için yazıp çiziyoruz.Ülkenin geleceği, vatanın bağımsızlığı onların omuzlarına havale edileceğine göre, gençler hem tarihi hem günümüzü dikkatli okumak mecburiyetindedirler. Yarın kalkıp hem istiklalden, izzetten, şahsiyetten yana tavır koyup kalem oynatanları okuyacaklar hem de kendi babalarının, dedelerinin de dahil olduğu mandacıların yazdıklarını okuyacak, yaptıklarını tefekkür edeceklerdir. Milli mücadele yıllarının; Yunanlıların başarılarına sevinen fakat milli kuvvetlerin başarılarına üzülen Artin Kemalleri olduğu gibi, Sevr haritasının masaya yatırıldığı şu günlerde de Artin Kemallerin izinden giden oldukça fazla. Ama o yılların Mustafa Kemalleri, Mehmet Akifleri olduğu gibi bugün onların yolunu izleyen "bağımsızlık benim karakterimdir" diyen "zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem" diyen vatanperverler, hakikatperverlerin sayıları da zannedildiğinden çok daha fazladır. Bugünün Artin Kemalleri, Sorosların dolarlarının gücü ile çok ses çıkarıyor olabilirler ama o gavur parasını kağıt mendil yerine koyup burnunu bile silmeyecek namuslu, izzetli, vakarlı, şahsiyetli, haysiyetli er kişilerin, hatun kişilerin sayısı yetmiş milyonun üzerindedir.Artin Kemaller her devirde küsurattandır.İşte bugün çalışıp çırpınmamız, yazıp çizmemiz, onların çocuklarını da mandacılık fikrinden uzaklaştırmak içindir. Bugün, ölümünün ardından yetmiş yıl geçmiş olmasına rağmen, her ölüm yıldönümünde Mehmet Akif'in ruhu için binlerce hatim indirilir, yüzlerce anma toplantıları yapılır, fakat Artin Kemal sadece mandacılık, İngiliz muhipliği, Yunan sevdakarlığı gündem olunca hatırlanır. Aslında, Soros'un vakfından yemlenip, ülkenin altını oyan, milletin arasına nifak sokan modern mandacılar, işin sadece bu yönünü tefekkür etseler belki uyanırlar.İslam coğrafyasındaki ve Türk cumhuriyetlerindeki ifsad faaliyetleri ile tanınan dolar milyarderi Soros, anlaşılıyor ki kem gözlerini Anadolu coğrafyasına dikmiş durumdadır. Bölgemizdeki fesad planlarını hayata geçirmek için belki, diyalog meyvelerinden(!) saydıkları üç-beş Mahcupyan ve üç-beş Peker bulabilir fakat bilsinler ki bu milletin davulcusu bile, işgal günlerinde olmasına rağmen düşmanın sevinci için davulunu çalmamıştır. Diyalog çalışmalarının ve Abant toplantılarının nihai hedefinin; bu millete düşmanları sevdirmek, işgalcilere ve zalimlere alkış tutturmak olduğu artık anlaşılmıştır. Bu gerçek dalga dalga yayıldıkça da milletimiz desteğini çekmekte ve yüz çevirmektedir. Bugün bir takım çıkar ilişkileri nedeni ile bu çevrelerle beraber olan ve bizim yazılarımıza kızan vatandaşlarımızın tez zamanda oyunu fark edeceklerine inanıyoruz.İslam coğrafyası kan gölüne çevrildiği, Irak'ın, Filistin'in, Lübnan'ın alev alev tutuşturulduğu bir ortamda ve bütün vahşet ve dehşet görüntülerinin faillerinin Yahudiler ve Hıristiyanların olduğu gerçeği karşısında hala diyalogdan dem vuranların durumu sadece pişkinlikle izah edilemez. İşin içinde başka işler aramak lazım.İyice küstahlaşan, haçlı kinlerini her fırsatta haykıran AB sözcüleri; şimdi de "önce vatan" diyenlerin susturulmasını talep etmişler. AB'ci hükümetin ne diyeceği pek umurumuzda değil. Zaten ne diyeceği, bugüne kadar dediklerinden kolaylıkla anlaşılabilir. Biz Gazi Mustafa Kemal'in bir tesbiti ile yazımızı bitirelim:"Türkiye halkı yüzyıllardır özgür ve bağımsız yaşamış soylu bir milletin çocuklarıdır. Düşmanlarımız yurdumuzu paylaşmaya, halkımızı tutsak etmeye kalkıştılar. Amaçlarına ulaşabilmek için her çareye başvurdular. Türklere kara çaldılar, çirkin iftiralar attılar. Bir de Anadolu'ya soruşturma komisyonları göndermeye kalkıştılar. Hiçbir bağımsız ülke kendi içişlerine yabancıların karışmalarına razı olamaz. Dünya bilmeli ki, bu millet ölüme değil, yaşamaya layıktır" (Başbuğ Atatürk, 39).
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024