Gidin tarla ve arsa alın

Hakikat ararsan açık bir nokta

Allah kula yakın kul da Allah'a

Hakkın gizli hazinesi toprakta

Benim sadık yârim kara topraktır

Yıllardan beri "Milletin Efendisi" programımızın fragmanında dönen beylik bir söz vardır: "Toprak tutar milleti, toprak zapt eder" şeklinde... 

Aslımız, neslimiz toprak sevgili izleyenler; topraktan geldik ve toprağa gideceğiz. Mevlana Hazretlerinin dediği şekliyle asıl marifet "kirlenmemek…" 

Toprak insanın en sadık ve en sevimli dostudur. Boşuna İmamlar Şahı, Şah-ı Velayet Hz. Ali Efendimiz "Toprak Babası" (Ebu Turab) lakabını sevmemiş… 

İnsan ruh olarak Allah'tan bir nefhadır, beden olarak da topraktandır... 

Âşık Veysel'in deyişiyle en sadık yardır kara toprak... İşkence yaptıkça güler ve daima insanı gül ile karşılar. Cömertliği sonsuzcadır... Hakkın tüm gizli hazinesi toprakta gizlidir... Rabbimiz bizleri "su gibi aziz, toprak gibi cömert" kılsın inşallah. 

Maalesef son zamanlarda "toprağa küstük ve toprağı küstürdük…"  İthalata dayalı tarım politikaları ile köylü ve çiftçimiz topraktan soğudu. Tüm dünyayı besleyecek olan verimli Anadolu topraklarının şu an; Belçika yüzölçümünde bir toprağı ekilip biçilmiyor.

Olayın bir başka boyutunu ise değerli üretici Eşref Şekerli Bey şöyle kaleme almış:

TARLANI SATMA 

Ne olursa olsun tarlanı satma. 

Yaklaşık 23 yıllık hayvancılık ve çiftçilik tecrübem var.  

Satıp kurtulayım diyen adamların hepsi perişan. 

Satayım şehirden iki tane daire alırım birine oturur diğerini kiraya veririm, emekli maaşımla kira beni geçindirmeye yeter diye düşünen adamlar apartmanlarda şu an kapıcılık yapıyor. 

Sattıkları tarla bugün on tane daire alır... Sattığınız tarlanın önünden geçirmezler sizi. Sattığınız tarlayı kiraya alamazsınız...  

Döviz, altın, borsa, faiz, fon, kâr payı, kripto para ve kira geliri adı ne olursa olsun hiç birisi tarlanın ve arsanın yaptığı primi yapamaz... 

Gerek yurtdışı kaynaklı gerekse kaynağı belirsiz kazançlar toprağa geçmeye başladı. Bu geçişin birçok sıkıntısı var. Birincisi geçimini bundan sağlayan insanlar sektörden çıkmak zorunda kalır. Tarlayı satar kurtuldum der sonra perişan olur. Tarla üretim yapandan çıkar. Tarlanın yerini bilmeyen bir adama geçer. Adam tarla ekip biçmez, ülke ekonomisi kaybeder, dışa bağımlı olur. 

Trakya'da tarlalar görüyorum büyük sermayelerin eline geçmiş. Ekim faaliyeti de yapmıyorlar, boş duruyor. Yazıktır günahtır. Net olarak söylüyorum. TARLANIZI SATMAYIN... 

Ben de çok zaman kızıyorum üretim kazandırmıyor. Özellikle bitkisel üretim istikrarsız ilerliyor. Onca gayret emek sonrasında mal para etmediği zaman moralimiz bozuluyor ama işe şu taraftan bakmak lazım; elimizdeki tarla bütün ekonomik enstrümanların üzerinde prim yapıyor. Her üç yılda bir yahut dört yılda bir yaptığımız bitkisel üretim faaliyeti ciddi para kazandırarak geçmişteki 3/5 yılın ayıbını kapatabiliyor. Hayvancılıkta da buna benzer durumlar var. Kızıp ahırı boşaltıyoruz. Tekrar doldurmak imkânsız hale geliyor. Geçenlerde kurbanlık almaya gittim. Bir arkadaş dağın başında kimsenin gitmediği bir yerde on dönüm kadar bir arazi satın almış çok komik bir rakama, aradan on yıl geçmiş orası vatandaşın mesire alanı ve yayla evlerinin bulunduğu bir yere dönüşmüş. Dönümü 1 milyon TL'den satılmaya başlamış yani satın aldığı rakamın belki de 100 katı... 

Sordum, hayvancılık para kazandırıyor mu diye. Hayır dedi kazandırmıyor, hamallık yapıyoruz. Peki dedim bulunduğun yer kaç para eder. 10 milyon TL eder dedi. Nasıl aldın dedim. Eskiden buralar çok ucuzdu, şimdi 100 katı arttı dedi.  Ben buraya geldiğimde benden başka hiç kimse yoktu. 

Ben de ona dedim ki, eğer bu keçiler olmasaydı sen burayı alır mıydın? Hayır dedi asla alamazdım, almazdım... Kimse gelmez buraya, burası ucuz diye aldım. Ben de ona gülerek hani dedim hayvancılık para kazandırmıyordu... Keçiler olmasaydı sen burayı almayacaktın...  

Kısacası toprak kazandırıyor. Şimdilerde herkes dolar almanın peşinde... 

Yazıktır günahtır... Gidin tarla alın...