Camilerde Cumalarda vaaz eden hutbe okuyan hatipleri dikkatle dinleyin fark edeceksiniz ki konular ve konuşmalar daha çok düne dairdir.
Tarihin şeref levhalarından söz edilir, eski devirlerden olaylar anlatılır, çok eskilerde yaşamış olan kahramanlardan bahsedilir ama çoğu zaman sıra güne ve gündeme gelmeden vakit biter, genellikle de konuşmacının; "daha çok notlarım vardı ama zaman yetmedi" hatırlatması ile konu biter.
Hatibi dinleyenler, el an, o günü, o anı yaşayan, o günün problemleri ile adeta boğuşan, o günün gündemi ile zihinleri ve gönülleri meşgul olan insanlardır ve kafalarında dolaşan bin bir çeşit sorunun cevabını bulmak arzusundadırlar.
Güne dair diyeceği olmayan, günü ve gündemi değerlendirmekten ve yorumlamaktan uzak bir konuşmacıdan yarınlara dair yol gösterici cümleler beklemek zaten boşa beklemektir.
Entellektüel birikime sahip, dünya gündemini ve özellikle de Müslümanların gündemini dikkatle takip eden bir hatip, Cuma vaazında olsun hutbesinde olsun, geride kalan haftanın sağlıklı bir değerlendirmesini ve yorumunu yapar ve oradan hareketle de yaşanacak günlere ve haftalara dair isabetli işaretlerde ve imalarda bulunur.
Bu eleştirilerimiz elbette sadece camilerdeki konuşmacılarla sınırlı değil, nice on yıllardan beri Müslümanlar hep geçmişe dönük nutuk atıyorlar ama güne ve gündeme dair konuşmaktan ısrarla kaçınıyorlar.
Durum bu olunca, kendiliğinden şu gerçek ortaya çıkıyor demek ki Müslümanların, güne ve gündeme dair bir diyecekleri yok, günün problemlerine yönelik bir çözümleri bir çareleri yok ki sözü bir türlü oraya getirmiyor, getiremiyorlar.
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli tezine sadece bu pencereden dahi bakılsa, onun Yüzyılın olayı olduğu görülür ve vicdan sahibi herkes tarafından hakkı teslim edilir.
Zikri geçen bu model hem güne dair hem de yarınlara dair çözümler ve çareler sunan bir modeldir ki, el an bin bir çeşit sıkıntıları yaşayan kitlelerin ıstıraplarını dindirecek çıkış yolları sunmaktadır.
Bu gün dünyayı inim inim inleten kan emici, alın teri ve emekçilerin emeği ile semiren kapitalist sisteme alternatif olma, meydan okuma, onu köşeye sıkıştırma özelliği açısından da alkışlanmayı hak eden bir tezdir ve bir çıkış yoludur.
Güne ve gündeme dair bir diyecekleri bir çare ve çözümleri olmayan ama toplumun önünde olan insanlar hiç olmazsa, en azından MEM gibi nice on yılların ve uykusuz gecelerin mahsulü olan tezleri ve tez sahiplerini kitlelere anlatmasını becermeliler, bunu da yapamıyorlarsa aradan çekilmeli, gölge etmekten sakınmalılar.
İslam toplumları artık daha fazla vakit kaybetmeden güne ve gündeme dair konuşabilecek, çözümler ve çareler üretebilecek filozoflarını ve mütefekkirlerini yetiştirmenin çaresini bulmalı, metodlarını geliştirmelidirler.
Tarihin şeref levhalarından söz edilir, eski devirlerden olaylar anlatılır, çok eskilerde yaşamış olan kahramanlardan bahsedilir ama çoğu zaman sıra güne ve gündeme gelmeden vakit biter, genellikle de konuşmacının; "daha çok notlarım vardı ama zaman yetmedi" hatırlatması ile konu biter.
Hatibi dinleyenler, el an, o günü, o anı yaşayan, o günün problemleri ile adeta boğuşan, o günün gündemi ile zihinleri ve gönülleri meşgul olan insanlardır ve kafalarında dolaşan bin bir çeşit sorunun cevabını bulmak arzusundadırlar.
Güne dair diyeceği olmayan, günü ve gündemi değerlendirmekten ve yorumlamaktan uzak bir konuşmacıdan yarınlara dair yol gösterici cümleler beklemek zaten boşa beklemektir.
Entellektüel birikime sahip, dünya gündemini ve özellikle de Müslümanların gündemini dikkatle takip eden bir hatip, Cuma vaazında olsun hutbesinde olsun, geride kalan haftanın sağlıklı bir değerlendirmesini ve yorumunu yapar ve oradan hareketle de yaşanacak günlere ve haftalara dair isabetli işaretlerde ve imalarda bulunur.
Bu eleştirilerimiz elbette sadece camilerdeki konuşmacılarla sınırlı değil, nice on yıllardan beri Müslümanlar hep geçmişe dönük nutuk atıyorlar ama güne ve gündeme dair konuşmaktan ısrarla kaçınıyorlar.
Durum bu olunca, kendiliğinden şu gerçek ortaya çıkıyor demek ki Müslümanların, güne ve gündeme dair bir diyecekleri yok, günün problemlerine yönelik bir çözümleri bir çareleri yok ki sözü bir türlü oraya getirmiyor, getiremiyorlar.
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli tezine sadece bu pencereden dahi bakılsa, onun Yüzyılın olayı olduğu görülür ve vicdan sahibi herkes tarafından hakkı teslim edilir.
Zikri geçen bu model hem güne dair hem de yarınlara dair çözümler ve çareler sunan bir modeldir ki, el an bin bir çeşit sıkıntıları yaşayan kitlelerin ıstıraplarını dindirecek çıkış yolları sunmaktadır.
Bu gün dünyayı inim inim inleten kan emici, alın teri ve emekçilerin emeği ile semiren kapitalist sisteme alternatif olma, meydan okuma, onu köşeye sıkıştırma özelliği açısından da alkışlanmayı hak eden bir tezdir ve bir çıkış yoludur.
Güne ve gündeme dair bir diyecekleri bir çare ve çözümleri olmayan ama toplumun önünde olan insanlar hiç olmazsa, en azından MEM gibi nice on yılların ve uykusuz gecelerin mahsulü olan tezleri ve tez sahiplerini kitlelere anlatmasını becermeliler, bunu da yapamıyorlarsa aradan çekilmeli, gölge etmekten sakınmalılar.
İslam toplumları artık daha fazla vakit kaybetmeden güne ve gündeme dair konuşabilecek, çözümler ve çareler üretebilecek filozoflarını ve mütefekkirlerini yetiştirmenin çaresini bulmalı, metodlarını geliştirmelidirler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025