Tarihi doğru ve tam olarak anlamak ve tahlil etmek geleceğe ışık tutmak bakımından çok önemlidir. Bugün tarihi doğru ve tam olarak tahlil etmeye her zamankinden fazla ihtiyacımız vardır. Aksi takdirde, millet olarak geldiğimiz noktanın vehametini idrak edemeyiz. Türk milleti tarihi boyunca haçlı seferlerinin karşısında bir kalkan konumunda olmuştur. - Haçlı seferi 1176'da Miryakefalon Savaşı ile Selçuklu sultanı 2. Kılıçaslan tarafından durduruldu.- Haçlı seferi Sultan Mesud tarafından durduruldu. Toros dağlarında haçlılar büyük bir yenilgiye uğradılar.- Haçlı seferinin öncesinde sultan 2. Kılıçaslan, Anadolu topraklarına ayak bastıkları taktirde buranın kendilerine mezar olacağını Alman imparatoru Frederik'e bildirdi. Ancak imparator bu ikazı dinlemedi. Anadolu topraklarına girdi ve büyük bir yenilgiye uğradı. Canını zor kurtardı. 3. Haçlı seferi de yine Türkler tarafından durdurulmuş oldu.Türk bir anneden dünyaya gelmiş olan ve pek çok kaynakta ailesinin Türk olduğu ifade edilen Selahaddin Eyyubi 1187'de Hittin Savaşı ile Kudüs'teki haçlı egemenliğine son verdi. Ardından toplanan haçlı ordusunu yenilgiye uğrattı.Sayın başbakan güneydoğuda meydana gelen terör olaylarına binaen "Selahattin Eyyubi'nin gerçek torunları olan Kürtler 'câniliğe yeter' diyorlar" demek suretiyle tarihî bir hakikate dikkat çekiyor. Başta ifade ettiğimiz tarihi doğru tahlil etmenin ve buna göre strateji belirlemenin zarureti burada kendini gösteriyor. Selahattin Eyyubi hangi zulme ve kimlere karşı direndi? Hayatının ağırlık noktası haçlı saldırılarına karşı İslam'ı korumak olan bir şahsiyeti doğru olarak anlamak ve misal getirmek gereklidir.Selahattin Eyyubi haçlı dünyasına karşı İslam'ın savunuculuğunu yaptı. Peki, bizi idare edenlerin takip ettikleri politikalar neticesi bugün biz ne noktaya geldik?Türkiye olarak, Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika girişiminin yani Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanıyız. Bunu sayın başbakanımız şu şekilde ifade etti:"?Türkiye'nin Ortadoğu'da bir görevi var. Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin eş başkanlarından biriyiz ve bu görevi yapıyoruz biz."Nedir bu Büyük Ortadoğu Projesi?BOP, resmi adıyla Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Avrupa Girişimi? Büyük Ortadoğu Projesi, ABD'nin batıda Fas, Moritanya, doğuda Orta Asya ve Moğolistan, kuzeyde Kafkasya ve Türkiye, güneyde Arap Dünyası'ndan Somali'ye kadar uzanan bir coğrafyada yer alan ülkelere yönelik siyasi, hukuki, bilgi/eğitim, ekonomi, sosyal ve güvenlik boyutlarını içeren kapsamlı bir "İslam coğrafyası" dönüşüm stratejisi olup, bu alanlarda uzun vadeli bir değişimi hedeflemektedir. ABD'nin Donald Rumsfeld, Dick Cheney, Paul Wolfowitz, Richard Perle ve William Kristol öncülüğünde, 1997'de oluşturduğu 'Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi'nin (PNAC) bir alt unsurudur.ABD Kongresi'nin 1957'de kabul ettiği "Ortadoğu'da Barış ve İstikrarı Koruma" başlığını taşıyan ve "Eisenhower Doktrini" olarak anılan kararı bugünkü BOP'tan farklı değildir.BOP, adı geçen bu ülkelere demokrasi ihracı ve pazarlarının açılmasıdır. BOP'un pratikte ifade ettiği mânâ, bu ülkelerin Hıristiyanlaştırılması ve sömürgeleştirilmesidir.Bu projenin bir adımı olarak Irak işgal edildiği dönemde ABD Başkanı Bush, "bu yıllarca sürecek bir haçlı seferidir" demişti. Bush'un yardımcısı Cheney ise bu konuda şöyle diyordu: "Savaşımız İslam'la..."Biz de bu savaşın eş başkanlarından biriyiz, yani millet olarak bin yıl İslam'ın savunuculuğunu yaptıktan sonra, bugün tarihimizle, inancımızla, misyonumuzla hiç de bağdaşmayan bir rol üstlendik.İslam'a karşı açılan bu savaşta Mısır ve Libya'dan sonra, şu anda hedef tahtasında Suriye var. Suriye'nin bir iç savaşa sürüklenmek istenildiği açıktır. Bu gayretler BOP'un planlı adımlarıdır. Biz Suriye'nin yanında yer almalı idik. (Suriye'nin yanında yer almaktan kastımız Esad rejiminin değil, ülke olarak Suriye'nin ve Suriye halkının yanında yer almaktır). Ancak tam tersi bir durum söz konusu...Böyle bir dönemden geçerken haçlı dünyasının safında yer almak yalnız tarihimize ve inancımıza ters düşmek değildir. Bu siyaset, bizi bölgemizde, İslam âleminde ve dünyada yalnızlaştıracak bir siyasettir. Milli çıkarlarımızla hiçbir şekilde bağdaşmayan bir anlayıştır.Hiçbir tarihî, dinî, kültürel bağı olmamasına rağmen Rusya'nın tamamen milli çıkarlarını gözeterek bu süreçte Suriye'nin yanında bir tavır içinde olması dikkat çekici?Netice olarak iyi bilmeliyiz ki, haçlı seferleri tarihin derinliklerinde kalmadı. Bugün aynı zihniyet devam ediyor. Gelişen teknoloji ile beraber silahlar değişse de mantık aynıdır. O mantık, İslam'ı yok etme mantığıdır. BOP'un senaristlerinden Cheney "savaşımız İslam'la" demiyor muydu?Yüzyıllardır bu zihniyetin sahipleri, karşılarında Türkleri en büyük rakip olarak buldular ve Türk milleti onların korkulu rüyası oldu. Binlerce yıllık tarihî hakikatleri ve birikimleri yok farz edip bir haçlı projesinin ortağı ve başkanı olmak, iyi bilelim ki batılıların bize bakışını asla değiştirmeyecektir. Ve bu politika hiçbir şekilde hayrımıza sonuçlanmayacaktır.
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011