Türk Milleti; sayın Başbakanı ve kadrosunu halkın yararına, menfaatine işler yapsın diye teveccüh etti ve iktidara taşıdı. Bir hükümetin en önemli vazifesi: milletin can emniyetini, mal emniyetini, din ve vicdan emniyetini sağlamak ve korumaktır.
Bugün, insanımız sokağa çıkmaya korkar hale geldi. Her an bir kapkaç saldırısına uğrama ve hatta bu yüzden canımızdan olma tehdidi ile yaşıyoruz. 8 yaşındaki bir çocuğun, arkadaşını öldürdüğü, 14-16 yaşındaki çocukların cinayet işlediği, uyuşturucu ve sigara kullanımının ilkokullara kadar düştüğü, sporun terörleştiği, genç kızların kolayca kaçırıldığı haberleri ile her gün sarsılıyoruz. Artık etrafımızdaki herkese potansiyel tehdit gözüyle bakıyoruz. Son yıllarda suç oranlarının büyük bir artış gösterdiğini emniyetten duyuyoruz. Kendimiz ve çocuklarımız için korkuyor, özgürlüklerimizden fedakarlık ediyoruz. Yetkililere soruyorum, bize bunları neden yaşatıyorsunuz?
Kendinize birinci vazife olarak AB'ye girmek yerine halkınızın güvenliğini sağlamayı, toplumsal barış ve huzur ortamını sağlamayı seçmeniz gerekmez miydi?
Sayın milletin vekilleri!
Millet, meclise bizi temsil edin, bize vekalet edin diye sizi gönderdi. Ancak, siz, hükümetin temsilciliğini yapıyorsunuz. Bizlerin geleceği ile ilgili kararlar verip kanunlar yaparken neden bize dönüp bunu istiyor musunuz diye sormuyorsunuz? Halbuki diğer ülkeler, kendi içişleriyle ilgili olmayan konularda sadece üyesi oldukları bir kulübe Türkiye'yi alalım mı, diye 'halkımıza sormamız gerek' diyorlar. Siz ise, milli meselelerimiz olan Kıbrıs'ta tavizler verirken, Irak'ta Amerikan askerlerine Müslüman kardeşlerimizi öldürsünler diye mi, topraklarımız üzerinden mühimmat ve her türlü lojistik destek veriyorsunuz? Ve; onların yanında yer alırken neden Türk Milletine sormuyorsunuz?
Ülkemize her defasında ihanet ettiği tescillenmiş ve bu yüzden de defalarca kapatılmış olan Ruhban Okulu'nun açılmasını kabul ederken Fener Rum Patrikhanesi'nin, Eyüp Kaymakamlığı'na bağlı bir kurum olduğu halde 'Ben Ekümeniğim' dediğinde neden hukuk kurallarını uygulamıyorsunuz?
Sayın Başbakana sesleniyorum!
Biz Lozan'ı yokluk tehlikesini yaşamış ve varolabilmek için onbinlerce şehit kanı döküp imzaladık. İstiklalimizin ve egemenliğimizin belgesidir Lozan. Biz, Kurtuluş Savaşı'nı Müslüman Türk şemsiyesi altında Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak... hep beraber kazandık. Hepimizin dedeleri bu topraklar uğruna şehit oldu, gazi oldu. Biz birbirimize kız verip kız aldık; bir bütün olduk.
Şimdi sizin 'dost!' tabir ettiğiniz AB, bir azınlık safsatasıyla bizi birbirimizden ayırmaya, yabancılaştırmaya, koparmaya çalışıyor. Neden buna karşı çıkmıyorsunuz?
İnsan haklarından, demokrasiden tarihi boyunca anladığı şey adam öldürmek olan; ve 22 İslam ülkesinde yapacağını söyleyen ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin niçin yanındasınız?
Bir milleti birbirine bağlayan en önemli yapı harcı, inancıdır, İslam'dır. Güzel dinimizi çocuklarımıza ve gençlerimize doya doya yaşatmaktan ve öğretmektense, ilkokul kitaplarından itibaren farklı dinler insanımızın önüne neden amaç olarak konuluyor?
Biz; tarihi boyunca hür yaşamış, esarete asla boyun eğmemiş, gururu ve onuru için canını vermiş, vatan topraklarını namusu bellemiş Türk Milletiyiz. Şimdi siz, yabancılara toprak edinme yasasıyla namus dediğimiz topraklarımızın 1/7 'sini hibe ettiniz. Cumhuriyet tarihi boyunca alınan borçların yarısı kadar son iki yılda borçlandınız. Dünya üzerinde başka bir ülke var mıdır ki vatanını satarak ve borç rekorları kırarak ekonomisini düzeltsin!
Türk Milleti, Fatih Sultan Mehmetler, Kanuniler, Akşemsettinler, Yunus Emreler, Mevlanalar, Hacı Bektaşi Veliler, Atatürkler yetiştirmiş, bağrından yüzbinlerce velî çıkarmış kutlu bir millettir.
Dün ne isek, inanın bugün de oyuz. Bugün de içimizde böyle insanları barındırıyoruz. Kısaca; bizde, Atatürkler tükenmez. Biz buyuz. Lütfen bize başka gömlekler biçilip giydirilmeye çalışılmasın. Genlerimizle oynanmasını, milli bünyemizin değiştirilmesini asla kabul edemeyiz. Çünkü, "Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir"
Bugün, insanımız sokağa çıkmaya korkar hale geldi. Her an bir kapkaç saldırısına uğrama ve hatta bu yüzden canımızdan olma tehdidi ile yaşıyoruz. 8 yaşındaki bir çocuğun, arkadaşını öldürdüğü, 14-16 yaşındaki çocukların cinayet işlediği, uyuşturucu ve sigara kullanımının ilkokullara kadar düştüğü, sporun terörleştiği, genç kızların kolayca kaçırıldığı haberleri ile her gün sarsılıyoruz. Artık etrafımızdaki herkese potansiyel tehdit gözüyle bakıyoruz. Son yıllarda suç oranlarının büyük bir artış gösterdiğini emniyetten duyuyoruz. Kendimiz ve çocuklarımız için korkuyor, özgürlüklerimizden fedakarlık ediyoruz. Yetkililere soruyorum, bize bunları neden yaşatıyorsunuz?
Kendinize birinci vazife olarak AB'ye girmek yerine halkınızın güvenliğini sağlamayı, toplumsal barış ve huzur ortamını sağlamayı seçmeniz gerekmez miydi?
Sayın milletin vekilleri!
Millet, meclise bizi temsil edin, bize vekalet edin diye sizi gönderdi. Ancak, siz, hükümetin temsilciliğini yapıyorsunuz. Bizlerin geleceği ile ilgili kararlar verip kanunlar yaparken neden bize dönüp bunu istiyor musunuz diye sormuyorsunuz? Halbuki diğer ülkeler, kendi içişleriyle ilgili olmayan konularda sadece üyesi oldukları bir kulübe Türkiye'yi alalım mı, diye 'halkımıza sormamız gerek' diyorlar. Siz ise, milli meselelerimiz olan Kıbrıs'ta tavizler verirken, Irak'ta Amerikan askerlerine Müslüman kardeşlerimizi öldürsünler diye mi, topraklarımız üzerinden mühimmat ve her türlü lojistik destek veriyorsunuz? Ve; onların yanında yer alırken neden Türk Milletine sormuyorsunuz?
Ülkemize her defasında ihanet ettiği tescillenmiş ve bu yüzden de defalarca kapatılmış olan Ruhban Okulu'nun açılmasını kabul ederken Fener Rum Patrikhanesi'nin, Eyüp Kaymakamlığı'na bağlı bir kurum olduğu halde 'Ben Ekümeniğim' dediğinde neden hukuk kurallarını uygulamıyorsunuz?
Sayın Başbakana sesleniyorum!
Biz Lozan'ı yokluk tehlikesini yaşamış ve varolabilmek için onbinlerce şehit kanı döküp imzaladık. İstiklalimizin ve egemenliğimizin belgesidir Lozan. Biz, Kurtuluş Savaşı'nı Müslüman Türk şemsiyesi altında Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak... hep beraber kazandık. Hepimizin dedeleri bu topraklar uğruna şehit oldu, gazi oldu. Biz birbirimize kız verip kız aldık; bir bütün olduk.
Şimdi sizin 'dost!' tabir ettiğiniz AB, bir azınlık safsatasıyla bizi birbirimizden ayırmaya, yabancılaştırmaya, koparmaya çalışıyor. Neden buna karşı çıkmıyorsunuz?
İnsan haklarından, demokrasiden tarihi boyunca anladığı şey adam öldürmek olan; ve 22 İslam ülkesinde yapacağını söyleyen ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin niçin yanındasınız?
Bir milleti birbirine bağlayan en önemli yapı harcı, inancıdır, İslam'dır. Güzel dinimizi çocuklarımıza ve gençlerimize doya doya yaşatmaktan ve öğretmektense, ilkokul kitaplarından itibaren farklı dinler insanımızın önüne neden amaç olarak konuluyor?
Biz; tarihi boyunca hür yaşamış, esarete asla boyun eğmemiş, gururu ve onuru için canını vermiş, vatan topraklarını namusu bellemiş Türk Milletiyiz. Şimdi siz, yabancılara toprak edinme yasasıyla namus dediğimiz topraklarımızın 1/7 'sini hibe ettiniz. Cumhuriyet tarihi boyunca alınan borçların yarısı kadar son iki yılda borçlandınız. Dünya üzerinde başka bir ülke var mıdır ki vatanını satarak ve borç rekorları kırarak ekonomisini düzeltsin!
Türk Milleti, Fatih Sultan Mehmetler, Kanuniler, Akşemsettinler, Yunus Emreler, Mevlanalar, Hacı Bektaşi Veliler, Atatürkler yetiştirmiş, bağrından yüzbinlerce velî çıkarmış kutlu bir millettir.
Dün ne isek, inanın bugün de oyuz. Bugün de içimizde böyle insanları barındırıyoruz. Kısaca; bizde, Atatürkler tükenmez. Biz buyuz. Lütfen bize başka gömlekler biçilip giydirilmeye çalışılmasın. Genlerimizle oynanmasını, milli bünyemizin değiştirilmesini asla kabul edemeyiz. Çünkü, "Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir"
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012