Önceki yazımızda kadın hakları hakkında birkaç satır yazmaya çalışmıştık. Hak kavramının istismara açık olduğu hakkında bazı ifadeler kullandık. Bu ifadelerle haktan vaz geçmeyi değil, hak meselesinin gerçek mecrasına oturtulmasını murat ettik. Hak denince Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Makalat" adlı eserindeki "Gençlere Hitabe"sinde kullandığı; "Hakkınız olmayan hiçbir şeyi istemeyin. Hakkınız olan her şeye de sahip çıkın. Hakkınızı aramaz, ona sahip çıkmazsanız, hakkınıza karşı en büyük haksızlığı yapmış olursunuz" ifadeleri, anlatmak istediğimizi en güzel manada anlatmaktadır. ***Son asrın en büyük fitnesi, Deccal fitnesi olduğu ve Deccal'in de en büyük özelliği; suret-i haktan görünerek insanları aldatmak olduğu için "hak" gibi çok önemli bir kavram da Deccal fitnesine kurban gitmiştir. Çok kıymetli Mehmet Emin Koç beyin Deccal hakkında yaptığı şu tespit gayet aydınlatıcı mahiyettedir: "Deccal kelime olarak cilalayıcı demektir. (Yani allayıp pullayıp gerçek görüntüsünden uzaklaştırarak kandırmak)". Deccal cilalayıcı demek olduğuna, en önemli özelliğinin de sureti haktan görünmek olduğuna göre; en büyük haksızlıkların ve yanlışlıkların doğruluk ve haklılık görüntüsü altında sahneleneceği anlaşılmaktadır.Dünyada cereyan eden en büyük zulüm ve işgallerin altında "hak" kavramı yattığını hemen herkes bilmektedir. ABD Irak'a ve Afganistan'a insan hakları ve demokrasi adı altında gelerek her türlü haksızlığı işlemektedir. İsrail'in Filistin vahşeti bile hak kavramının arkasına sığınılarak yapılmaktadır. Haktan bahseden batılı ülkelerin yaptıkları her şey haksızlıktır ve meydandadır. ***AB ve ABD dayatmalarının arkasında demokrasi ve insan hakları aldatmacası vardır. Ülkemizi bölünme noktasına getirirken alınan bütün kararların arkasında "hak" aldatmacaları vardır. Yabancılara toprak satışından, yabancı vakıflara verilen geniş imtiyazlara varıncaya kadar yapılan uygulamalar "hak" kavramının arkasına sığınılarak yapılmaktadır. Dağdakinden düz ovadakine, sokaktakinden meclistekine varıncaya kadar yüce Türk Devletine yapılan başkaldırılar bile "hak" kavramının arkasına sığınılarak yapılmaktadır.Çıkarılan kanunlar ve yapılan uygulamalarla ilerde yabancıların toprak ve tazminat talepleri bile "hak" kavramı arkasına sığınılarak yapılacaktır. Bu, asla unutulmamalıdır..! ***"Hak", kavram olarak haklılık gerekçesini ortaya koyar. Hakkın sahibine verilmesi için neyin hak, neyin haksızlık olduğunun da gerçek ölçülere dayandırılması gerekmektedir. Eğer kanunları haksızlık üzerine bina eder de hakkı o çerçevede anlamaya çalışırsanız hakka karşı en büyük haksızlığı yapmış olursunuz. Hak ölçüsü şahıslara göre değil, hakka göre olmalıdır. Yazımızı Sayın Baş'ın gençler hitabesini bitirirken yaptığı çağrıyla bitirelim; "Hakk'a koşun, Hakk'la olun, haklı ile olun, haklı olun, hepiniz Hakk'a emanet olun".
U?UR KEPEKÇİ
www.ugurkepekci.com
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kredi Kartı borcu alarm veriyor / 28.12.2025
- Hüseyin Baş’tan Türkiye’de ‘siyasi kaos’ uyarısı / 27.12.2025
- Asıl pehlivan nefsini yenendir / 26.12.2025
- Rağbet edenin rahmet bulacağı Regaip Gecesi / 25.12.2025
- Recep ayında kılınan namaz hakkında / 24.12.2025
- Üç ayların eşiğinde, Recep ayı / 22.12.2025
- Nefsin üç karanlık yüzü / 21.12.2025
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025
- Hüseyin Baş’tan Türkiye’de ‘siyasi kaos’ uyarısı / 27.12.2025
- Asıl pehlivan nefsini yenendir / 26.12.2025
- Rağbet edenin rahmet bulacağı Regaip Gecesi / 25.12.2025
- Recep ayında kılınan namaz hakkında / 24.12.2025
- Üç ayların eşiğinde, Recep ayı / 22.12.2025
- Nefsin üç karanlık yüzü / 21.12.2025
- Asgari ücret tartışmaları ve görmezden gelinen gerçek / 20.12.2025
- Haset, iyiliği yakan gizli ateştir / 19.12.2025
- Münafığın vasıfları ve tehlikeleri / 18.12.2025




























































































