Gündeme tam anlamıyla damgasını vuran ve herkesin görüş belirtme hakkına sahip olduğunu sandığı konularda yazıp, konuşmayı pek sevmiyorum ancak, iş bu kez çok daha yakıcı ve yıkıcı. O nedenle birkaç söz etmek gerekiyor. Neyse ki devreye Türkiye Kupası maçlarının yorumları girecek de, bu tatsız konu biraz gündemden kalkacak.
Beşiktaş'ın yaşadığı ve geleceğe de yansıyabilecek sıkıntının temelinde Lucescu var. Üstelik bunun en iyi kendisi biliyor. Yoksa, pazar akşamı ettiği o akıl ve insaf dışı sözler nasıl açıklanabilir? Ayrıca, bir şeyler anlatabilmek için seçtiği televizyon programı ve oradaki çaresiz çırpınışları, onu sevmeyenleri bile hüzünlendirecek bir dram değil miydi?
Biz onu yanlızca saygın bir futbol adamı olarak değil, bunun çok daha ötesinde bir spor bilgesi olarak gürdük. İşindeki başarısının yanında bu özelikleriyle de artan hayranlığımızı defalarca ifade ettik. Gel gelelim o, bunların tümünü yerle bir edecek işler yapıp sözler sarfediyor. Üstelik ortada bunu gerektirecek bir durum da yokken...
Başkan Serdar Bilgili, dozunda tutulmaya çalışılan ama, camianın böyle bir beklentisi olduğu düşüncesiyle gürleme boyutu da ihmal edilmemiş açıklamalarını yaparken, kendisiyle ne kadar hazin biçimde çeliştiğinin farkında mıydı acaba? G.Saray maçı sonrasında söyledikleriyle, Türkiye'de taraflı tarafsız herkesin yüreğine su serpip, gönüllerde taht kurduğunun nasıl bu kadar çabuk unutabilmişti Bilgili?
Elbetti ki koskoca camianın başkanı olmanın getirdiği bir yığın sıkıntı ve sorumluluk var. Hatta bu nedenle insan kimi zaman pek de inanmadığı şeyleri söylemek zorunda kalabilir. Üstelik, 3 yıl için yeniden başkan seçildiği gün böyle bir durumla karşılaşmak, insanın sinirlerini bozabilir. F.Bahçe'nin kollanması, medyanın ticari birtakım zorunluluklar yüzünden vazgeçemediği maskaralıklarla Beşiktaş'ın yolunu kesmeye çalışması gibi iddialar doğru olabilir. İyi ama bu tür sıkıntılar içindeyken de sağlam durabilen adama gerçek bir yönetici denir. Gerçek yönetici olmak adına Sayın Bilgili ve arkadaşlarının biraz daha sağduyulu olmaları, Beşiktaş için daha hayırlı olur diye düşünüyorum.
Beşiktaş'ın yaşadığı ve geleceğe de yansıyabilecek sıkıntının temelinde Lucescu var. Üstelik bunun en iyi kendisi biliyor. Yoksa, pazar akşamı ettiği o akıl ve insaf dışı sözler nasıl açıklanabilir? Ayrıca, bir şeyler anlatabilmek için seçtiği televizyon programı ve oradaki çaresiz çırpınışları, onu sevmeyenleri bile hüzünlendirecek bir dram değil miydi?
Biz onu yanlızca saygın bir futbol adamı olarak değil, bunun çok daha ötesinde bir spor bilgesi olarak gürdük. İşindeki başarısının yanında bu özelikleriyle de artan hayranlığımızı defalarca ifade ettik. Gel gelelim o, bunların tümünü yerle bir edecek işler yapıp sözler sarfediyor. Üstelik ortada bunu gerektirecek bir durum da yokken...
Başkan Serdar Bilgili, dozunda tutulmaya çalışılan ama, camianın böyle bir beklentisi olduğu düşüncesiyle gürleme boyutu da ihmal edilmemiş açıklamalarını yaparken, kendisiyle ne kadar hazin biçimde çeliştiğinin farkında mıydı acaba? G.Saray maçı sonrasında söyledikleriyle, Türkiye'de taraflı tarafsız herkesin yüreğine su serpip, gönüllerde taht kurduğunun nasıl bu kadar çabuk unutabilmişti Bilgili?
Elbetti ki koskoca camianın başkanı olmanın getirdiği bir yığın sıkıntı ve sorumluluk var. Hatta bu nedenle insan kimi zaman pek de inanmadığı şeyleri söylemek zorunda kalabilir. Üstelik, 3 yıl için yeniden başkan seçildiği gün böyle bir durumla karşılaşmak, insanın sinirlerini bozabilir. F.Bahçe'nin kollanması, medyanın ticari birtakım zorunluluklar yüzünden vazgeçemediği maskaralıklarla Beşiktaş'ın yolunu kesmeye çalışması gibi iddialar doğru olabilir. İyi ama bu tür sıkıntılar içindeyken de sağlam durabilen adama gerçek bir yönetici denir. Gerçek yönetici olmak adına Sayın Bilgili ve arkadaşlarının biraz daha sağduyulu olmaları, Beşiktaş için daha hayırlı olur diye düşünüyorum.
Murat Kandazoğlu / diğer yazıları
- Trabzonspor zor kazandı / 23.03.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004
- Trabzon finalde... / 19.03.2004
- Trabzon, bir engeli daha aştı... / 14.03.2004
- Gençler turu geçer... / 13.03.2004
- Köstek değil, destek zamanı... / 12.03.2004
- Geciken yasalar... / 10.03.2004
- Profesyonel futbol sendikalaşmalı... / 21.02.2004
- Trabzonspor'a sahip çıkalım / 19.02.2004
- Elimizdeki değerlere sahip çıkalım!.. / 07.02.2004
- İlk adım Cem Papila'dan..! / 01.02.2004