Hayatın içinden
11.03.2004 00:00:00
Başka türlü söylenince
Padişahın biri geleceğini öğrenmek istedi ve sarayına bir kahin çağırttı. Kahin, önce bu zengin kişinin avucuna baktı, sonra yüzünü göğe çevirdi, yıldızlara baktı, daha sonra da cam küresine baktı ve "gördüklerini" tek tek söyledi: "Efendimiz, üzülerek söylemek zorundayım, sizi büyük bir felaket beklemektedir"dedi. "Altı oğlunuzu da kaybedeceksiniz ve altısının da ölümlerine tanık olacaksınız." Padişah, "felaket habercisi" bu kahini sarayından kovdurdu. Kendisine bir kese altın verilmesini beklerken kovulan kahin, söylenerek dışarı çıktı. Padişah, adamlarına, geleceği "doğru dürüst görebilen" başka bir kahin bulmalarını söyledi. Adamları kentte ünlü bir başka kahin bulamayınca, bir önceki kahine gittiler, ona danıştılar. "Ben kılık kıyafetimi değiştiririm, başka bir kahin gibi gelirim" dedi. "Siz de efendiniz karşısında, başka bir kahin bulamamış beceriksizler durumuna düşmekten kurtulursunuz." Kahin, iki gün sonra başka bir kahin görünümünde yeniden saraya gitti ve bu kez yeni kimliğiyle zengin padişahın karşısına getirildi. İlk geldiğinde yaptığı gibi yine önce padişahın avucuna baktı, sonra yüzünü göğe çevirdi, yıldızlara baktı, daha sonra da cam küresine baktı ve "gördüklerini" yine tek tek ama bu kez değişik biçimde söyledi: "Efendimiz, Allah'ın nimetleri üzerinizden hiçbir zaman eksik olmayacak" dedi. "Sizin altı oğlunuz var ama, siz onların tümünden daha çok yaşayacaksınız, onların tümünden daha uzun ömürlü olacaksınız. Ne kadar talihli bir babasınız ki, evlatlarınızın hiçbiri, babalarının ölümünü görmeyecek, hiçbiri yaşamında baba acısı tanımayacaktır..." Kahinin, geleceği böyle "görmesinden" çok mutlu olan padişah adamlarına emir verdi ve onlar da kahine bin altın verdiler.?
Padişahın biri geleceğini öğrenmek istedi ve sarayına bir kahin çağırttı. Kahin, önce bu zengin kişinin avucuna baktı, sonra yüzünü göğe çevirdi, yıldızlara baktı, daha sonra da cam küresine baktı ve "gördüklerini" tek tek söyledi: "Efendimiz, üzülerek söylemek zorundayım, sizi büyük bir felaket beklemektedir"dedi. "Altı oğlunuzu da kaybedeceksiniz ve altısının da ölümlerine tanık olacaksınız." Padişah, "felaket habercisi" bu kahini sarayından kovdurdu. Kendisine bir kese altın verilmesini beklerken kovulan kahin, söylenerek dışarı çıktı. Padişah, adamlarına, geleceği "doğru dürüst görebilen" başka bir kahin bulmalarını söyledi. Adamları kentte ünlü bir başka kahin bulamayınca, bir önceki kahine gittiler, ona danıştılar. "Ben kılık kıyafetimi değiştiririm, başka bir kahin gibi gelirim" dedi. "Siz de efendiniz karşısında, başka bir kahin bulamamış beceriksizler durumuna düşmekten kurtulursunuz." Kahin, iki gün sonra başka bir kahin görünümünde yeniden saraya gitti ve bu kez yeni kimliğiyle zengin padişahın karşısına getirildi. İlk geldiğinde yaptığı gibi yine önce padişahın avucuna baktı, sonra yüzünü göğe çevirdi, yıldızlara baktı, daha sonra da cam küresine baktı ve "gördüklerini" yine tek tek ama bu kez değişik biçimde söyledi: "Efendimiz, Allah'ın nimetleri üzerinizden hiçbir zaman eksik olmayacak" dedi. "Sizin altı oğlunuz var ama, siz onların tümünden daha çok yaşayacaksınız, onların tümünden daha uzun ömürlü olacaksınız. Ne kadar talihli bir babasınız ki, evlatlarınızın hiçbiri, babalarının ölümünü görmeyecek, hiçbiri yaşamında baba acısı tanımayacaktır..." Kahinin, geleceği böyle "görmesinden" çok mutlu olan padişah adamlarına emir verdi ve onlar da kahine bin altın verdiler.?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
