Geçtiğimiz pazar günü İzmir Bornova'da tarihi bir miting vardı: Bağımsız Türkiye Mitingi. Yüzbinler miting meydanında, milyonlar ise ekran başında tek bilek tek yürek oldu, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşmasını ve projelerini pür dikkat dinlediler.Bağımsız Türkiye mitingleri hemen hemen ülkemizin her bölgesinde yapıldı ve görünen manzara o ki, milletimizin Sayın Baş'a ve projelerine ilgi ve alakası büyük bir hızla artmakta. Çünkü bütün siyasiler AB, ABD müttefikliği ve IMF tavsiyeleri olmadan asla bir çözüm olmayacağını savunuyorlar. Atatürk'ün vefatından sonra gelen siyasilerimizin hangi söyleme sahip olursa olsun uyguladıkları politikalar bu çizgide olmuştur. Adeta yıllardan beri Türkiye ve Türk milleti, söylemi farklı, icraat farklı, dün dündür, bugün bugündür çelişkisine sahip bir siyasi sürece alıştırıldı. Sayın Baş ise her fırsatta bu gidişatın bizi bataklığa, yok oluşa sürüklediğini, tek çözümün milli projelerde olduğunu ifade etti, sadece söylemekle de kalmadı çözümün kitabını yazdı. Biri İstanbul'da diğeri Azerbaycan Bakü'de yapılan iki uluslararası kongrede bu kitap ve proje ele alındı, dünyanın birçok tanınmış üniversitesinden gelen iktisat profesörleri tarafından da çözüm olduğu onaylandı. Hatta birçok bilim adamı bu tezin değil Türkiye'deki, bütün dünyadaki ekonomik problemlerin çözümü olduğunun altını çizdi. Bu kongrelerin neticesinde Milli Ekonomi Modeli tezinden dolayı Sayın Baş katılan yüzlerce bilim adamının ortak teklifiyle ve imzasıyla Nobel Ekonomi Ödülüne aday olarak gösterildi. Böylece Sayın Baş ekonomi ödülüne aday gösterilen ilk Türk olma vasfıyla tarihin sayfalarında yerini aldı.Bu kongrelerin devamı yakında yapılacaktır, mutlaka takip etmeli, mümkünse de katılmalısınız.Bu akademik çalışmalar Sayın Baş'ın ekonomi tezi hakkında muhtemel bütün tereddütleri de ortadan kaldırmaktadır, çünkü ne kadar eleştirel bakarsak bakalım, dünyanın değişik üniversitelerinde iktisat profesörü olmuş akademisyenler kadar bir tezi inceleyemeyiz, araştıramayız.Katılan bütün bilim adamlarının hiçbir kusur bulmadan, bilakis takdir ederek ve ayakta alkışlayarak onayladığı, hatta bu tezin dünyaya tanıtımını üstlendiği bir ortamda bizlere zaten herhangi bir söz hakkı da düşmez.Prof. Dr. Haydar Baş'ı normal siyasetçilerden, ya da akademisyenlerden farklı kılan nedir denirse, bir insanda olması gereken bütün güzel özellikleri taşımasıdır derim.Sayın Baş dünyadaki gidişatı düzeltecek, orijinal çözümleri olan bir akademisyen, aynı zamanda bu çözümleri uygulayabilecek kapasitesi olan, yaşanan problemleri yerinde teşhis eden, öngörü sahibi, içinde yaşadığı toplumun milli ve manevi değerlerine sahip, hatta bu noktada örnek ve insan idaresinden fevkalade iyi anlayan bir siyasi lider.Sayın Baş gittiği her yerde, bulunduğu her mitingde ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara temas ediyor, birlik ve beraberliğin önemine vurgu yapıyor, bu birlikteliği sağlayacak projelerini de milletiyle paylaşıyor.Onun konuşmalarını iyice takip ettiğiniz zaman gerek gündemdeki, gerekse genel birçok problemin cevabını buluyorsunuz.Ülkemiz üzerinde hesabı olanların, içimizdeki taşeronları da kullanarak oynadıkları oyunlarını fark ediyor, ilgililerin bu senaryolara nasıl cevap vermesi gerektiğini öğreniyorsunuz.Örneğin son günlerin iki önemli konusu Hrant Dink cinayeti ve Irak'a müdahale konusu.İzmir mitinginde Sayın Baş cinayet konusunda "Hrant Dink seçilmiş bir kurbandır, oynanan oyun ise tüm Türkiye'yedir" yorumunu yaptı. Yani cinayetin hedefinde Türkiye'yi tavize zorlamak, sıkıştırmak, karanlık bir vadiye sokmak vardır. Bunu talep edenler de ülkemiz üzerinde hesabı olan dış güçler ve onların yerli taşeronlarıdır.Irak'a müdahale konusunda da Sayın Baş, siyasilerin Kerkük'e girme gibi bir niyetlerinin olmadığını, eğer Irak'a gerilecekse bu ABD'nin yaptığı katliamları gizleme ve hedef tahtasına Türkiye'yi koyma amaçlı olacağını vurguladı.Eğer Kerkük konusunda siyasilerimiz gerçekten samimilerse bu müdahalenin BM çatısı altında olabileceğini teklif etti ki, bence bu teklif hem siyasilerimizin, hem de BM'nin niyetini ölçme açısından tarihi bir nitelik arzetmektedir.Samimi ve gerçekten milletini düşünen bir siyasi irade için bu teklif bulunmaz bir nimettir, ama ülkeyi kaosa, bataklığa sürüklemek ve bizi kirli senaryolarına dahil etmek isteyen dış güçlerle işbirliği yapan siyasilerimiz bunu yapmazlar. Onlar askerimizi sırf ABD yeşil ışık yaktı diye Irak'a sokarlar, ardından Kürt-Türk çatışması çıkar, daha sonra da İran'la göz göre göre karşı karşıya geliriz.Bütün bu çatışmalarda da bize bugün göz kırpan ABD, aynen Saddam'a yaptığı gibi, yanımızda değil karşımızda olur, el altından ya da üstünden karşımızdakilere destek verir.İşte Sayın Baş bu tarihi uyarıları ve de çözüm tekliflerini sunmaktadır.Sayın Baş bugüne kadar ne yorum yaptıysa, tarih de şahittir ki doğru çıkmıştır.Zaten Sayın Baş'a milletin ilgi ve alakasının artmasının temel sebeplerden birisi de budur.Milletimiz bizzat yaşayarak "Haydar Baş dediyse doğrudur" noktasına gelmiştir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024