Kameri aylardan Zilhicce ayından sonra gelen Muharrem ayı İslam âleminde hicri yılbaşı sayılmıştır. Hicri yılbaşının Muharrem ayının ilk günü kabul edilmesinin sebebi de Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicreti gösterilmiştir. Bu vesileyle hicret, maddi ve manevi yeni bir dönüm noktasıdır. 1435 yıl önce yaşanan "Hicret" hadisesi; ilahi hikmetlerinin yanında; insanlığın, insanca yaşayacak diyar bulmak adına yapılmıştır. Çağımız insanının da insanca yaşayacak ortam ve diyar arayışı hala devam etmektedir. İnsanlık halinden memnun değil, huzurunu kaybetmiş, kimse geleceğinden emin olmadan yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Kan zulüm işkence, işgal ve cinayetler birbirini kovalamaktadır. Peygamberimiz'in (s.a.a.) yaşadığı Mekke döneminde, insanlık için barbarlığın ve hak tanımazlığın, ya da başkalarının haklarına en fazla tecavüz edildiği bir zaman diliminde "Hicret" emri gelmiştir. "Hicretle" yeni bir yurt edinmek için birçok çaba sarf edilmiş, neticesinde Medine güvenli yer olarak tespit edilmiş, kafileler halinde "Hicret" gerçekleştirilmiştir. Yüce Peygamberimizin(s.a.a.) gerçekleştirdiği "Hicret" insanlık için yeni bir dönüm noktası olarak kabul edildiğinden, İslam âlemi bu kutlu olayı takvim başlangıcı olarak kabul etmiştir. Hicretin fazileti Kur'an-ı Kerimde beyan edilmiştir. İlgi birkaç Ayeti Kerimeyi aktarmaya çalışalım; "İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler; şüphesiz bunlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Bakara / 218) "Rableri onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbette örteceğim. Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Mükâfatın en güzeli Allah katındadır." (Al-i İmran / 195) "Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de. Kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek amacıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, şüphesiz onun mükâfatı Allah'a düşer. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Nisa / 100) Hicrete katılanlara "Muhacir", onlara kucak açan ev sahipliği yapanlara da "Ensar" denilmiştir. "Muhacir" ve "Ensar" arasında öyle canı gönülden ilgi ve alaka yaşanmıştır ki onların samimiyet ve kardeşlikleri yine Kur'an-ı Kerimde övgüyle bahsedilmiştir; "Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine'ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." (Haşr / 9)
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- Şevval orucu ve kurtuluş namazı hakkında / 13.04.2024
- Bayramı fırsat bilmelidir / 09.04.2024
- Elveda ey Ramazan / 08.04.2024
- ‘Oldum’ diyen insan azarmış / 06.04.2024