Hükümetten Suriyeli bölücülere tam destek

Suriye'de çıkan Batı destekli, "özü terör, dışı halk görünümlü" isyanlarda bugüne kadar 1000'e yakın polis ve asker öldürüldü. Esasen sadece bu rakam bile bu isyanların arkasında halkın değil, eğitimli terör gruplarının olduğunu gösteriyor.Türk siyasiler ise işin hala barış ve demokrasi kılıfından bahsedip duruyorlar.Malum, önceki gün Suriye'yi kana bulayan muhaliflerin temsilcileri Ankara'daydı. Suriye muhalefetine mensup grupların oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi (SUK) temsilcileri Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu'yla görüşme yaptı.Sayın Davutoğlu onlara, "temel hak ve özgürlüklere dayalı demokratik bir düzen kurulmasını savunan Suriye muhalefetinin haklı taleplerini meşru ve barışçı yöntemlerle dile getirmeleri, muhalefetin birliğini koruması ve Suriye'de demokratik dönüşüm için barışçıl bir şekilde çalışılması gerektiğini" söyledi.Şimdi açıklamaya dikkat edin, bu Suriyeli muhalifler temel hak ve özgürlüklere dayalı demokratik bir düzen kurulmasını savunuyormuş. Sayın Davutoğlu bu muhaliflerin taleplerinde haklı olduğunu vurguladıktan sonra, Suriye rejimini devirmek için Batı desteğiyle organize olmuş bu topluluğa birliğini koruması tavsiyesinde bulunuyor.Peki, Sayın Davutoğlu bu muhalifler niçin toplanıyor, mevcut Suriye rejimini devirmek için. Biz aynı şeyi Türkiye için talep edenlere "terörist" demiyor muyuz?Sen Suriye'yi bölmek isteyenlere "haklı" olarak ilan ettiğin zaman ve onların birliklerinin korunması için tavsiyede bulunduğun zaman doğal olarak birileri de Türkiye'yi bölmek isteyenlere aynı ifadeleri kullanmayacak mı?Zaten böyle de oluyor. Sen buna bugüne kadar görünüşte de olsa karşı çıkıyordun, teröre verilen batı desteğini eleştiriyordun, şimdi bu noktada bakış açınız mı değişti? Artık onları da mı haklı görmeye başladınız?Üstelik Suriye'yi kana bulayan, Suriyeli asker ve polisleri acımasızca ağır silahlarla katleden, kamu binalarını yağmalayan ve Suriye halkının huzurunu kaçıran bu terör gruplarının liderlerini sürekli Türkiye'de ağırladık ve Suriye'yi bölme planlarının merkezini Türkiye yaptık.Bu muhalifler önce Antalya'da toplandılar ve ardından da İstanbul'da bir araya geldiler. Ve Esad rejimi için en büyük tehlike olan "muhaliflerin birleşmesi" hadisesi de maalesef İstanbul'da gerçekleşti. İstanbul toplantısında Suriye Ulusal Konseyi'nin kurulduğu ilan edildi.Bugün Ankara'da "resmen" ağırlanan bu Konsey'in temsilcileri, Esad rejimi yıkıldıktan sonra Suriye'yi ABD ve İsrail adına yönetecekler. Onlar terör eylemleriyle dost ve müttefik ülke Suriye'yi yıkacaklar ve bugün Irak'takinin benzeri, bölünmüş, parçalanmış, milli duyguları, İslam dokusu ortadan kaldırılmış ne idüğü belirsiz bir hal alacaklar.Ve Türkiye, kendisi için oluşan bu tehlikeye yardım ve yataklık etmekle meşgul?Tarihin hiçbir döneminde Türk milleti ve onun idarecileri bu kadar basiretsiz ve ferasetsiz olmamıştı.İnsan hiç kendi ayağına kurşun sıkar mı, evet bugün Türk milleti seçtiği temsilcilerle bunu yapıyor.   Sadece kendi ayağına da değil, önce dost ve müttefiklerin ayağına, sonra kendi ayağına?