Halifelerin ikincisi adaleti ile ünlenmiş büyük sahabe, Hattabın oğlu Ömer, Mekke'de bisetin altıncı yılında, Peygamber Efendimizi (s.a.a.) öldürmeye giderken yolda karşılaştığı muhtemelen ki, Müslüman olan bir sahabenin hedef saptırması ile kız kardeşinin evine yönelen ve orada duyduğu, " Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ı tesbih etmektedir" ayeti kerimesi ile Müslüman olan sahabe.
İkinci halife olan Hz. Ömer'in (r.a.) hilafeti on sene sürdü.(m 634-644) Mısır, Filistin, Kudüs, Şam, Halep, Bağdat, Musul, Azerbaycan, Irak'ın tamamı ve İran'ın bir bölümü, hilafeti devrinde fethedilmiştir.
Müslümanların "Faruk" sıfatını verdikleri, adil bir halife olmuştur. Biz Hz. Ömer'in (r.a.) şehadetinin nasıl geliştiğini anlatalım.
Muğire bin Şube Arapların dahi dedikleri kişilerden biridir. Muğire'nin ilk valiliği Basra'da Hz. Ömer'in hilafetinin ilk yıllarında(m. 638) olmuştur. Valilik görevinden kısa bir süre sonra azledilmiştir.
Daha sonrasında yine Hz. Ömer tarafından Kufe valiliğine tayin edildi.(m. 642) Muğire fetihlere katıldığından servet ve köle sahibiydi. Muğire'nin, Ebül lu'lu firuz en nihavendi adında, Basra valiliği sırasında sahiplendiği, İranlı, Hıristiyan bir kölesi vardı. Demircilik, marangozluk ve nakkaşlık bilirdi. Rivayet olunduğuna göre, yel değirmeni yapabilecek zanaata sahipti.
Muğire bin Şube, Hz. Ömer'den, bu kölenin Medine'ye getirip çalıştırılmasını, karşılığında da bu köleden cizye alınmasını teklif etti. Halife bu teklifi kabul edince, aslında Peygamber Efendimizin (s.a.a.) vasiyetini dinlememiş ve kendi sonunu da hazırlamış oldu.
Dinlenmeyen vasiyet, Kırtas hadisi şerifi diye bilinen Efendimizin vasiyetidir. "Müşrikleri Arap Yarımadası'ndan çıkarın. Gelen heyetleri Benim yaptığım gibi ağırlayıp, yolcu edin. Üçüncüsünü ise ravi bilerek söylemedi veya 'unuttum' dedi." (Buhari, Sahih, c. 2, s. 118; Müslim, Vasiyet kitabı; Hamidi, Cem'un, Beyn'es-Sahihayn; İmam Hanbel, Müsned, c. 1, s. 222; İbn Ebi'l-Hadid, Nehcü'l-Belağa Şerhi, c. 2, s. 563)
Aslında Müşriklerin, Arap yarımadasından çıkarılmasını Hz. Ömer (m. 641) kendi hilafeti devrinde, bizatihi kendisi tanzim etmişti. Hayber ve çevresindeki Yahudileri Arap yarımadasının dışına çıkardı. Necran Hristiyanlarını da Kufe yakınlarındaki Necraniye'ye sürmüştü. Peygamber Efendimizin (s.a.a.) vasiyetine bağlı kalıp kabileler halinde kendi topraklarında yaşayan müşrikleri Arap yarımadasından çıkartan Hz. Ömer, neden Farslı Hristiyan bir köleyi Medine'ye aldırtmıştı?
Ebul lu'lu, Muğire ile yapmış olduğu ağır antlaşmanın altında ezildiğinden, Müslümanların Faruk isimli, adil halifesinden bu antlaşmanın feshini talep etmiş, kendisinin artık bu yüksek ücreti ödeyemeyeceğini bildirmişti. Hz. Ömer, antlaşmanın devam etmesi gerektiğini, kendisinin mahir bir insan olarak bu ücreti ödeyebilecek zanaata sahip olduğunu söylemesi üzerine, Ebul lu'lu firuz, Halifeye suikastı planlayıp gerçekleştirmiş, kendisi de intihar etmiştir.
Hz. Ömer(r.a.) Kasım ayının başlarında (m. 644) yılında Farslı Hristiyan bir köle tarafından Şehit edilmiştir.
İkinci halife olan Hz. Ömer'in (r.a.) hilafeti on sene sürdü.(m 634-644) Mısır, Filistin, Kudüs, Şam, Halep, Bağdat, Musul, Azerbaycan, Irak'ın tamamı ve İran'ın bir bölümü, hilafeti devrinde fethedilmiştir.
Müslümanların "Faruk" sıfatını verdikleri, adil bir halife olmuştur. Biz Hz. Ömer'in (r.a.) şehadetinin nasıl geliştiğini anlatalım.
Muğire bin Şube Arapların dahi dedikleri kişilerden biridir. Muğire'nin ilk valiliği Basra'da Hz. Ömer'in hilafetinin ilk yıllarında(m. 638) olmuştur. Valilik görevinden kısa bir süre sonra azledilmiştir.
Daha sonrasında yine Hz. Ömer tarafından Kufe valiliğine tayin edildi.(m. 642) Muğire fetihlere katıldığından servet ve köle sahibiydi. Muğire'nin, Ebül lu'lu firuz en nihavendi adında, Basra valiliği sırasında sahiplendiği, İranlı, Hıristiyan bir kölesi vardı. Demircilik, marangozluk ve nakkaşlık bilirdi. Rivayet olunduğuna göre, yel değirmeni yapabilecek zanaata sahipti.
Muğire bin Şube, Hz. Ömer'den, bu kölenin Medine'ye getirip çalıştırılmasını, karşılığında da bu köleden cizye alınmasını teklif etti. Halife bu teklifi kabul edince, aslında Peygamber Efendimizin (s.a.a.) vasiyetini dinlememiş ve kendi sonunu da hazırlamış oldu.
Dinlenmeyen vasiyet, Kırtas hadisi şerifi diye bilinen Efendimizin vasiyetidir. "Müşrikleri Arap Yarımadası'ndan çıkarın. Gelen heyetleri Benim yaptığım gibi ağırlayıp, yolcu edin. Üçüncüsünü ise ravi bilerek söylemedi veya 'unuttum' dedi." (Buhari, Sahih, c. 2, s. 118; Müslim, Vasiyet kitabı; Hamidi, Cem'un, Beyn'es-Sahihayn; İmam Hanbel, Müsned, c. 1, s. 222; İbn Ebi'l-Hadid, Nehcü'l-Belağa Şerhi, c. 2, s. 563)
Aslında Müşriklerin, Arap yarımadasından çıkarılmasını Hz. Ömer (m. 641) kendi hilafeti devrinde, bizatihi kendisi tanzim etmişti. Hayber ve çevresindeki Yahudileri Arap yarımadasının dışına çıkardı. Necran Hristiyanlarını da Kufe yakınlarındaki Necraniye'ye sürmüştü. Peygamber Efendimizin (s.a.a.) vasiyetine bağlı kalıp kabileler halinde kendi topraklarında yaşayan müşrikleri Arap yarımadasından çıkartan Hz. Ömer, neden Farslı Hristiyan bir köleyi Medine'ye aldırtmıştı?
Ebul lu'lu, Muğire ile yapmış olduğu ağır antlaşmanın altında ezildiğinden, Müslümanların Faruk isimli, adil halifesinden bu antlaşmanın feshini talep etmiş, kendisinin artık bu yüksek ücreti ödeyemeyeceğini bildirmişti. Hz. Ömer, antlaşmanın devam etmesi gerektiğini, kendisinin mahir bir insan olarak bu ücreti ödeyebilecek zanaata sahip olduğunu söylemesi üzerine, Ebul lu'lu firuz, Halifeye suikastı planlayıp gerçekleştirmiş, kendisi de intihar etmiştir.
Hz. Ömer(r.a.) Kasım ayının başlarında (m. 644) yılında Farslı Hristiyan bir köle tarafından Şehit edilmiştir.
Ali Nezir / diğer yazıları
- Kâmil kul, kâmil mü’min / 19.04.2024
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023