İnsanlar genellikle emir altında çalışmaktan ziyade emir veren idare eden konumunda olmayı isterler. İdareci olmanın sorumluluğundan çekinenler de bu tip işlerden uzak durmayı tercih ederler.
İdareciliği kendi egosunu tatmin etmek için kullananlar gayet çoktur. İnsanın bu hâli fıtratında var olan nefis ve benlik duygusuyla alakalıdır. Nefisini terbiye etmekten aciz olanlar, bırakın insan idare etmeyi, isterse hayvan güden çoban olsunlar, güttüğü hayvanlara bile egosunu tatmin edecek şekilde davranırlar.
Dilerseniz bunu biraz daha açalım. Çünkü bu konu toplumsal bir sorundur. İdare eden kavramı çok geniş bir kavramdır. Peygamberimizin şu hadisi meseleyi çok güzel bir şekilde özetler:
"Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz." (Müslim / Buhârî / Tirmizî)
İnsanlar idare etmenin sorumluluklarını bilseler idarecilikten kaçarlardı. Ama maalesef ahir zaman alametlerinden olan cehalet ve bencilliğin artmasıyla, idare etmeye sevdalı insanlar da çoğalmaktadır. Nereden mi anlıyoruz?
İdareci konumunda olan birinin bir parça yetkilerini kısıtlayın da duyun gümbürtüyü. İdare ettiği makam onun hobisi ya da egosunun tatmin kaynağıysa eğer, küçük kıyameti bekleyin. Bir anda toz duman olur ortalık. Ne dava kalır ne görev ne dost ne arkadaş…
Ahir zamanda zaten kimse bir başkasının sözünü dinlemek istemiyor. Kimse bir başkasının emri altında olmak istemiyor. Kimse başkasının fikrine saygı duymuyor. Nefisine söz dinletemeyenler, kendi sözünün hüküm sürmesini istiyor. Buradan anlıyoruz insanlar makam ve idare etmeye karşı zaaf sahibi olmuşlar.
Öncelikle idareci konumunda olanlara Kur'an'ın uyarısını aktaralım:
"Ey Dâvud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında hak ve adaletle hükmet. Heva ve hevesine uyma, yoksa bu seni, Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu, Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır." (Sâd /28)
"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol; onların heveslerine uyma ve şöyle de: Allah'ın indirdiği Kitaba inandım ve aranızda adaletle hükmetmekle emrolundum." (Şûra /15)
Peygamberimiz idareci konumunda olan birilerini ne kadar büyük tehlikeler beklediğini şu hadislerinde haber veriyor.
"Allah herhangi bir kulunu bir topluma idareci yapar da o idareci halkına samimiyetle kuşatmazsa cennetin kokusunu bile duyamayacaktır." (Buhari, Ahkam, 8, VIII, 107).
"Allah bir kulunu bir toplumun başına getirir de o da halkını aldatarak ölürse Allah cenneti ona haram kılar." (Müslim, İman, 63, 227, I, 126).
Şimdi bu Ayetler ve Hadis-i Şerifler ışığında kendimizi hesaba çekelim. Küçücük bir koltuk bile şirin oluyormuş meğer. Kimse koltuğundan kalkmak istemiyor. Şöyle bir düşünüyorum da yirmi yılı aşkın idareci olmuş birileri hala idarede kalmak için uğraş veriyor. Aman Allah'ım bu kadar yılın hesabını vermeği hayal bile etmek ne kadar zordur.
İdareciliği kendi egosunu tatmin etmek için kullananlar gayet çoktur. İnsanın bu hâli fıtratında var olan nefis ve benlik duygusuyla alakalıdır. Nefisini terbiye etmekten aciz olanlar, bırakın insan idare etmeyi, isterse hayvan güden çoban olsunlar, güttüğü hayvanlara bile egosunu tatmin edecek şekilde davranırlar.
Dilerseniz bunu biraz daha açalım. Çünkü bu konu toplumsal bir sorundur. İdare eden kavramı çok geniş bir kavramdır. Peygamberimizin şu hadisi meseleyi çok güzel bir şekilde özetler:
"Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz." (Müslim / Buhârî / Tirmizî)
İnsanlar idare etmenin sorumluluklarını bilseler idarecilikten kaçarlardı. Ama maalesef ahir zaman alametlerinden olan cehalet ve bencilliğin artmasıyla, idare etmeye sevdalı insanlar da çoğalmaktadır. Nereden mi anlıyoruz?
İdareci konumunda olan birinin bir parça yetkilerini kısıtlayın da duyun gümbürtüyü. İdare ettiği makam onun hobisi ya da egosunun tatmin kaynağıysa eğer, küçük kıyameti bekleyin. Bir anda toz duman olur ortalık. Ne dava kalır ne görev ne dost ne arkadaş…
Ahir zamanda zaten kimse bir başkasının sözünü dinlemek istemiyor. Kimse bir başkasının emri altında olmak istemiyor. Kimse başkasının fikrine saygı duymuyor. Nefisine söz dinletemeyenler, kendi sözünün hüküm sürmesini istiyor. Buradan anlıyoruz insanlar makam ve idare etmeye karşı zaaf sahibi olmuşlar.
Öncelikle idareci konumunda olanlara Kur'an'ın uyarısını aktaralım:
"Ey Dâvud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında hak ve adaletle hükmet. Heva ve hevesine uyma, yoksa bu seni, Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu, Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır." (Sâd /28)
"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol; onların heveslerine uyma ve şöyle de: Allah'ın indirdiği Kitaba inandım ve aranızda adaletle hükmetmekle emrolundum." (Şûra /15)
Peygamberimiz idareci konumunda olan birilerini ne kadar büyük tehlikeler beklediğini şu hadislerinde haber veriyor.
"Allah herhangi bir kulunu bir topluma idareci yapar da o idareci halkına samimiyetle kuşatmazsa cennetin kokusunu bile duyamayacaktır." (Buhari, Ahkam, 8, VIII, 107).
"Allah bir kulunu bir toplumun başına getirir de o da halkını aldatarak ölürse Allah cenneti ona haram kılar." (Müslim, İman, 63, 227, I, 126).
Şimdi bu Ayetler ve Hadis-i Şerifler ışığında kendimizi hesaba çekelim. Küçücük bir koltuk bile şirin oluyormuş meğer. Kimse koltuğundan kalkmak istemiyor. Şöyle bir düşünüyorum da yirmi yılı aşkın idareci olmuş birileri hala idarede kalmak için uğraş veriyor. Aman Allah'ım bu kadar yılın hesabını vermeği hayal bile etmek ne kadar zordur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- BTP lideri Hüseyin Baş: 'Biz niye vergi ödüyoruz?' / 11.10.2025
- Değerleri kaybolmuş haldeyiz / 10.10.2025
- Açtığınız çığıra dikkat ediniz / 09.10.2025
- Geleceğinizi savunmazsanız neler olacaktır? / 08.10.2025
- Şanlıurfa’da da geleceğimizi savunduk / 07.10.2025
- Gaziantep’te de geleceğimizi savunduk / 06.10.2025
- Tehlikenin farkında mısınız? / 05.10.2025
- Gazze ve insanlık için onlar görevini yaptı ya siz! / 04.10.2025
- Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti hakkında sorular / 03.10.2025
- Her devrin nifak odaklarının Dırar Mescitleri vardır / 02.10.2025
- Değerleri kaybolmuş haldeyiz / 10.10.2025
- Açtığınız çığıra dikkat ediniz / 09.10.2025
- Geleceğinizi savunmazsanız neler olacaktır? / 08.10.2025
- Şanlıurfa’da da geleceğimizi savunduk / 07.10.2025
- Gaziantep’te de geleceğimizi savunduk / 06.10.2025
- Tehlikenin farkında mısınız? / 05.10.2025
- Gazze ve insanlık için onlar görevini yaptı ya siz! / 04.10.2025
- Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti hakkında sorular / 03.10.2025
- Her devrin nifak odaklarının Dırar Mescitleri vardır / 02.10.2025