15 Aralık Cumartesi akşamı Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Haydar Baş sosyal medya üzerinden kendisini ve partisini takip eden, mesaj gönderen sevenleri ile buluştu. Muazzam geçen bu toplantı birkaç yönden ilklerin yaşandığı bir akşamdı. Gelenlerin hepsi çok memnun kaldıklarını ve mutlu olduklarını ifade ederek ayrıldılar.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bu toplantıyı her ne kadar partinin il başkanlığı organize etmiş olsa da aslında yapılan, artık göz ardı edilemeyecek noktaya gelen taleplere cevap verme zorunluluğunun yerine getirilmesiydi. Zira her gün partinin sosyal medya hesaplarına yüzlerce mesaj bırakılıyordu vatandaşlar tarafından. Bu mesajlarda Prof. Haydar Baş'a olan hayranlıklarını, onunla mutlaka tanışmak, konuşmak istediklerini, partiye üye olmak istediklerini ifade ediyorlardı. Dolayısıyla artık bu isteklerin bir karşılık bulması şarttı. Hemen harekete geçildi ve bu gece organize edildi. Birçok parti böyle yemekli toplantılar düzenliyor elbette ama yöntem genelde üyelerden, iş adamlarından, çeşitli meslek gruplarından bir davetli listesi oluşturulup davetiye gönderilmesi şeklinde oluyor. Ancak bu gecede davetliler 'Bizi davet edin, gelelim' talebinde bulunan kişiler olduğundan bir ilkin yaşandığı özel bir gece oldu. Salon hınca hınç doluydu ve aslında katılmak isteyen birçok kişiyi salon kapasitesinin dolmasından dolayı bir başka programa davet etmek sözüyle kabul edememenin üzüntüsünü yaşadı tertip komitesi. Geceden haberdar olup da mazeretleri olduğundan dolayı katılamayanlardan ise sürekli mesajlar gelmeye devam etti. Programın videosunu isteyip izlemek isteyenlerden tutun da en kısa zamanda tekrarının düzenlenmesini ve kendilerine de genel başkanla tanışma fırsatının verilmesini istiyorlardı. Dolayısıyla bu açıdan da bir ilkti.
Toplantının ortamı son derece nezihti. BTP kadrolarından önemli isimler konuştu. İşin ilginç yanı yemekli bir toplantı olmasına rağmen salonda çatal kaşık sesi duyulmadı. Konuklar öyle pür dikkat dinliyorlardı ki konuşmacıların hiçbir söylediğini kaçırmak istemiyorlardı sanki. Hatta kağıt kalem çıkarıp notlar alanlar olduğunu da gördük. Masalarda oturanların neredeyse hiçbiri birbirini önceden tanımıyorlardı. Ancak öyle sıcak bir hava oluşmuştu ki, sanki yıllardır dost olanlar bir araya gelmiş gibi sıcak sohbetler yapıldı. Bu durumun tek sebebi vardı. Hepsinin aynı hassasiyette olan, vatanını milletini seven, milli manevi değerlere sahip çıkan ve çözüm arayan insanlar olmalarıydı. Elbette ki hepsinin farklı siyasi görüşleri olmuştu, hepsi farklı partilere oy vermişlerdi öncesinde ama artık biliyorlardı ki Atatürk paydası altında buluşmak elzemdi ve bunu yapabilecek, bu kadar farklı insanı bir ve beraber kılacak ve çözümü de olan tek bir lider vardı bugün. Prof. Haydar Baş. Hepsi daha önce oy verdikleri liderlerden umutlarını kesmişlerdi. Bu kadar bilinçli, duyarlı bir topluluğu bir arada görebilmek öyle her zaman mümkün olmaz. Dolayısıyla belki bu da bir ilk olabilir.
Konuşmalar ilerledikçe salonda herkesin kısık sesle birbirinin kulağına fısıldadığı bir cümle de dikkat çekiciydi. Henüz genel başkan konuşmasını yapmamıştı. Ancak herkesin birbirilerine söylediği 'Henüz Haydar Bey'i dinlemedik ama kadrosu bile yetti. Böyle insanlar başka hangi partide var?' Eeee, ne de olsa o kadroyu da Prof. Haydar Baş yetiştirdi. O yüzden böyle olması çok normal. O zaten hep çok övünür kadrosuyla. Bir öğretmenin öğrencileriyle gurur duyduğu gibi. Gözleri dolar onlar konuşurken. Övündüğü kadar da var. Başka hiçbir partide göremezsiniz böylesine baştan sona donanımlı bir kadroyu. Çünkü insan yetiştirme konusundaki başarısı da bir ilktir Haydar Baş Bey'in.
Ve gecenin sonuna doğru artık sahne genel başkanındı. Herkes pür dikkat onu dinliyordu. O ise 'Ne isterseniz sorun, cevaplayayım' diyordu. 'Ben bu işi çok iyi biliyorum' diye güvenle haykırdığında salonda alkış tufanı kopuyordu. Doğallığı, sahnede dolaşarak konuşması, annesinden, babasından bahsederkenki hali o kadar samimiydi ki herkes yanındakine 'Ne kadar bizden, ne kadar insan, ne kadar doğal, konuşması hali ne kadar etkileyici!' demekten kendini alamıyordu. O esnada birçok konuk görevli gençlerden parti üyelik formu istediler. Bir anda çığ gibi büyüyen bu istek programın sonuna rozet takma töreninin eklenmesi ile sonuçlandı. Genel başkanın muhteşem konuşması sona erdiğinde rozet takma töreni yapılacağının duyurulmasıyla bir anda yüzlerce insan sahneye hücum etti, rozetlerini genel başkanın eliyle takmasını istiyorlar, onunla bir kare fotoğraf çektirmek istiyorlardı. Ancak bu istek öyle bir noktaya ulaştı ki görevliler platformun çökmesinden korktular. Daha sonra Genel başkanın masasında uzun süre insanların tanışma, resim çekilme talepleri devam etti. Haydar Baş Bey hiçbirini kırmamaya çalışarak her biriyle ilgilenmeye çalıştı. Böyle bir ilgi alaka da bir ilkti diyebiliriz. Çünkü mecliste bulunmayan bir partinin liderine insanların böyle teveccühü daha önce görülmüş bir şey değildir.
15 Aralık 2018 tarihini bir kenara not edelim. Çünkü bu yeni bir başlangıcın tarihidir. Müjdemizi de verelim; bu toplantılar organize edilmeye devam edecek. Takipte kalın, sizin ilinizde olduğunda buyurun gelin diye duyurusunu da yapalım şimdiden...
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020