İmam Ali’nin huzurunda

"Irak'ın kalbinde bir şehir…
Kimi için tozlu bir çöl,
Kimi içinse kalplerin kıblesi…
Burası Necef.
Ve Necef'in kalbinde, insanlığın en büyük sırlarından biri yatıyor:
Ali bin Ebi Talib."

"O, Resulullah'ın kardeşi…
İslam'ın kapısı, ilmin merkezi, adaletin sembolü…
Savaşta aslan, barışta derviş…
O, kılıcıyla zulmü kesen, kalbiyle mazlumu kucaklayan bir yürektir."

"Ali'yi anlamak, sadece tarihi değil, insanın özünü anlamaktır.
Çünkü o, yeryüzünde hakka adanmış bir hayatın en yüce örneğidir.
Onun adaleti, sultanların değil; mazlumların kalbinde hüküm sürer."

"Bu şehir, sadece taş ve kubbe değildir…
Her adımında bir dua yankılanır,
Her rüzgarında Ali'nin adı fısıldanır.
Necef, Ali'nin nefesiyle yaşar."

"Ve biz her yıl buraya geliriz,
Gözlerimiz yaşarır, kalplerimiz yumuşar…
Çünkü biliriz ki,
Hak yolunun nuru, hâlâ bu şehirde parlıyor.
Necef'in kalbi Ali'dir.
Ve Ali, insanlığın kalbidir…"
O, adaletin sesi… zulmün karşısında dimdik duran yürek…
İmam Ali, sadece bir halife değil; aklın, vicdanın ve insanlığın rehberidir.
Onun adaleti, kılıçtan keskin; merhameti, denizden derindir.
Ali'yi anlamak, insan olmayı anlamaktır."

"Bir şehir karanlıktaysa, bir kandil yeter bazen…
O kandilin adı Ali'dir.
Onun ilmi, Resulullah'ın kapısından dökülen hikmettir.
'Ben ilmin şehriyim, Ali kapısıdır' buyuran Peygamber'in vasiyetidir o.
Ali, ilmin, cesaretin ve aşkın vücut bulmuş halidir."

"Kılıcı Zülfikar, adaletin sembolü…
Kalbi, kainat kadar geniş bir rahmet…
Savaş meydanında aslan; mazlumun yanında bir derviş…
O, İmam Ali'dir.
Allah'ın aslanı, hak yolunun önderi.
Her çağda yeniden doğan bir cesaretin, bir aşkın adıdır Ali."

"Onu seven, iyiliğe yönelir.
Onu tanıyan, adaleti sever.
Onu anlayan, Allah'a yaklaşır.
Çünkü Ali, insanlığın aynasıdır…
Ne yüceliği ne de tevazusu ölçülebilir.
O, Hak'la bir olan kuldur."

"Her dönemde hakkın ve direnişin sembolüdür.
Onu anlamayan tarih, eksik kalır.
Onu sevmeyen kalp, yoksul kalır.
Ali, sadece bir isim değil…
Bir duruştur, bir iman ateşidir."
İmam Ali ve Ehl-i Beyt'inin hakkını teslim ederek özellikle Sünni dünyada ve tüm İslam aleminde tanınmasına vesile olan, bir ilk olarak dünya tarihinde Ehl-i Beyt külliyatını yazan Ehl-i Beyt dostu, hamisi, son Sancaktarı sayın Prof. Dr  Haydar Baş hocamıza selam saygı ve muhabbetlerimizle şefaatlarını talep ediyoruz... Rabbim ceddine rahmet eylesin. Makamı ali yüceler yüce olsun...

NECEF, IŞIĞIN ŞEHRİ

Mezopotamya'nın kalbinde…
Tarih boyunca ilimle, hikmetle ve maneviyatla yoğrulmuş bir şehir yükselir:
Necef.
Bu şehirde gökyüzü altın kubbelerle süslenmiştir…
Ve her taşında, insanlığa ışık tutan bir iz vardır
Necef, İslam dünyasının kalbinde parlayan bir nurdur.
Çünkü burada, Hz. Ali bin Ebu Talib – Allah'ın arslanı, adaletin simgesi, ilmin kapısı – ebedi istirahatgâhındadır.
Onun türbesi, her gün dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca ziyaretçiyle dolar.
Bu ziyaretler sadece bir gelenek değil,
imanın ve sevginin sürekliliğidir. Hz. Ali'nin kabri üzerine inşa edilen bu muhteşem türbe, sadece bir mimari eser değil…
Yüzyıllardır süregelen Ehlibeyt aşkının simgesidir.
Necef'in sokaklarında yürürken duyduğunuz her ses,
bir dua, bir yakarış, bir selamdır.
Gün batımında türbenin kubbesine vuran ışık,
sanki "adalet, ilim ve sevgi"nin yankısıdır.
Bu şehir, Kerbelâ'ya gidenlerin ilk durağıdır.
Ve her yolcu, Necef'ten geçerken kalbinde bir dua taşır:
"Ey Ali! Adaletinle, hikmetinle bize yol göster."
Necef, sadece taş ve kubbeden ibaret değildir…
O, insanlığın ortak mirasıdır.
İnancın, ilmin ve insan sevgisinin birleştiği bir ışıktır.