Bulgaristan'ın 5 Ekim 1915'de Osmanlı-Avusturya ve Almanya ile antlaşma imzalaması ve 11 Ekim 1915'de Sırp topraklarına ordusu ile girmesi Rusya'yı telaşlandırır. Rus Genelkurmay Başkanı General Aleksieief, Dışişleri bakanı temsilcisi Prens Kuşadef ile Sırbistan ve Bulgaristan'ın durumu ile ilgili bir görüşme yapar. Bu görüşmede şunlar konuşulmuştur: General der ki: Bulgaristan'ın düşmanlarımız arsına katılmasından doğan durum o kadar ciddidir ki, Türkiye ile ayrı bir barış yapmazsak bu işin içinden çıkamayız. Prens Kuşadef şöyle karşılık verir: Böyle bir barış mümkün olsa bile (ki bunun için aşılmaz engeller vardır) bu, İstanbul sorumu bakımından bütün ümitlerimizin yok olması demektir.General Alksieief, Pirensin düşüncesine şöyle karşılık verir: Ne yapalım sakınılmayacak olanı kabul etmek gerekir. Eğer Sırbistan ezilir Almanya ile Türkiye arasında yol açılırsa Türkler asker, yiyecek ve hammadde vererek Almanları destekler. Biz bu sırada Almanların hakkından gelemiyoruz, bundan sonra ne yapabiliriz? Eğer Türkiye ile aramızda barış olursa, Almanya bu kaynaklardan mahrum olacağı gibi, Boğaz yolu da açılır. Buğdayımızı dışarıya satarak mali ve ekonomik durumumuzu düzeltiriz. Bizim Kafkasdaki ve İngiliz ve Fransızların Çanakkale'deki orduları serbest kalır ve böylelikle bu savaştaki esas amacı gerçekleştirmek mümkün olur. O da düşmanın topraklarımızdan atılmasını sağlar ve bizim için tehlikeli olan Alman askerlik gücü yok edilir. Bundan başka amaçlar kovalamak bir serabın arkasından koşmaktır" der. General Alksieief bu düşüncelerinin Sazonof'a bildirilmesini ister. Çünkü Sazonof, İstanbul ve Boğazları, bağlaşıkları olan İngiltere ve Fransa ile yaptığı anlaşmalarla Rusya'ya bırakılmasını sağlamıştı. O savaş sonunda bu bölgeyi almanın hayali ile politikasını yürütmektedir. Böylece Rusya'yı sıcak denizlere açmış olacaktı. Ona göre Almanlar karşısında yenilen Rusya'nın var olması için tek çıkar yol bu düşüncedir. General Alksieief ise Sırbistan ezilmeden Osmanlı ile ayrı bir barış yapılmasını istiyordu. Çünkü bu barışla Rusya ekonomik ablukanın etkilerinden uzaklaşacak, buğdayını satacak, silah ve cephane alarak Alman saldırılarına karşı kendisini koruyacak. Ama Sırbistan ekim ayı içerisinde ezilir toprakları işgal edilince Rusya'nın durumunda bir değişiklik olmaz.Anlaşma gurubunda Sırbistan'ın ezilmesi ve Gelibolu'nun boşaltılması ile başarıya giden yol olarak elinde sadece Almanya ve Avusturya'ya uyguladığı kıta ablukası kalmıştır. İkincisi ise Başkan Wilson'un barış düşüncesi. Ama dünya Deniz egemenliğini kaybetmemek için barış görüşmelerinde Amerikanın isteklerine direnmektedir.16 Ocak 1916 günü Albay Havz, Başkan Wilson'a bir tel çekerek diplomatik görüşmelerle ilgili şu bilgileri verir: "Gelecek ilkbahar ve yazda Rus'lar daha da gerilerse bir ayrı barış yapabilirler. Bunun üzerine Almanlar, Fransızlara bir ölüm çırpısı indirmeyip onlara kabul edebilecekleri bir barış önerisi yapıp, İngiltere ile başa baş kalabilir. Almanya gerçekten karşısında tek düşman olarak İngiliz'i görünce Rusya'ya güney ve batıdan hiç donmayan limanlardan faydalanmayı sağlayabilir. Fransa'ya Alsas Loren'i verebilir. Anversle Eko'yu alarak Belçika'yı boşaltabilir. Türkiye Mısır ve Afarikanın bazı bölgelerinde de nüfuz sahibi olabilir. Bunlar gerçekleşirse Dünya Denizler egemenliği neye yarar." Havz, İngilizlerin direnmelerine rağmen yakın zamanda gelişen olaylarla isteklerini kabul ettirdiği bir barışa ulaşabileceğini bildirir. Havz'ın istekleri karşısında, İngiltere'nin bağlaşıklar gurubuna karşı en büyük güvencesi kıta ablukasıdır.Alman ve Avusturya kuvvetleri karşısında süratle yenilerek geri çekilen Sırpların sonunun geldiğini gören Alman Başbakanı Betman Holven 9 Aralık 1915'de Alman meclisinde şöyle konuşur. "Barışın yalnızca barıştan önceki duruma bir geri dönme olmayacağını, Almanya'ya geniş inancalar getieceğini söyler. Bulgar başbakanının akla uygun bir siyasa izlediğini över. Yunanistan'ın yansızlığı nedeni ile İngiltere'den askeri baskı gördüğünü açıklar. Kısa zaman sonra Berlin Türkiye ve Ön Asya yolunun açılacağını bildirir. Nitekim,17 Ocak 1916 günü Sirkeci Tren İstasyonunda Berlin'den gelen ilk tiren katarının karşılanış merasimi yapılır. İngiltere'nin son artısı olan kıta ablukasının önemi de böylelikle kalmamış olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011