Çağın mehdisi olan büyük liderler, bütün insanlığın ortak değeridir. Onları bir millete, bir coğrafyaya, bir dile, hatta bir dine hapsedemezsiniz. Onlar İslam'ın dışında diğer din mensuplarına da dokunmuşlardır. Mehdi; sapıklıklardan azgınlıktan, sapmalardan, hurafelerden İslam'ı arındırarak aslına döndürmesi manasında ele alındığında Mustafa Kemal Atatürk, verdiği istiklal mücadelesiyle, "yurtta sulh cihanda sulh" ölmez ölçüsüyle, gerçek Müslümanla işgalcilerle iş birliği içinde olan münafıkları birbirinden ayırt etmesiyle çağının mehdisi unvanını hak etmişti.
İkbal, Atatürk'ün verdiği mücadeleyi mazlum milletlerin umudu olarak değerlendiriyordu.
Mao Zedong, halkına "Ben Çin'in Atatürk'üyüm" ifadesiyle, kendini anlatıyordu.
Hint Parlamento Heyeti Başkanı Sucheta Kripalani, kendi başarılarını "Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk" İfadesiyle anlatıyordu.
Afganistan generali Veli Han, Atatürk'ün ölümünden duyduğu üzüntüyü, "Atatürk, yalnız Türkiye'nin değil, bütün şarkın Ata'sı idi" ifadesiyle anlatıyordu.
Lenin, Atatürk'ün farklılığını "Mustafa Kemal sosyalist değil, fakat soygunculara karşı bir Kurtuluş Savaşı veriyor. Emperyalistlerin gururunu kıracağına ve Sultanı da yaranı ile birlikte alt edeceğine inanıyorum" şeklinde ifade ediyordu.
Küba Başbakanı Fidel Castro, Atatürk'e olan hayranlığını "Devrimci Kemal Atatürk, bizim esin kaynağımız oldu. Ona ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir önder aramayın" şeklinde ifade ediyordu. Türk milletinin yüzünü Atatürk'e çevirmesi gerektiği, uyarısını da yapıyordu.
Atatürk'ün mücadelesi, entelektüel birikimi, cesareti, ölüme meydan okuyuşu, ferasetiyle münafıkları ayırt etmesi, özgün ve özgür fikirleri, zekâsı, manevi değerlere olan bağlılığı, onun şöhretini sınırlarımızın dışına taşımış ve dünya devletlerinin ve liderlerinin rol modeli olmuştu.
Yaşadığımız çağın da bir Atatürk'e ihtiyacı olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Sorunlarımız birikmiştir. Ülkeleri köleleştirerek sömüren kapitalizmden, medet umar duruma gelinmiştir. Gelir dağılımında makas açılmış, iki bin zenginin serveti 83 milyon insanımızın servetinden daha büyük hale gelmiştir. Dünyada da durum aynıdır. Yaklaşık iki bin zenginin serveti dünya nüfusunun yarısının gelirinden daha faladır. Ekonomik bağımsızlığını kaybetmiş bireyler, ekmek veren efendisine gönüllü olarak kulluk yapmak durumuna getirilmiştir.
Öyle ki, sömürünün küreselleştiği, işsizliğin normal karşılandığı, açlık ve yoksulluğun insan onurunu yok ettiği, insanoğlunun doğuştan kazandığı farklılıkların, zenginliğe değil savaş unsuruna dönüştürüldüğü, İslam'ın istismar edildiği, hurafelerin, menkıbelerin, giyim kuşamın, dinin yerine ikame edildiği bir dünyada yaşıyoruz.
Toplumsal barışımızı sağlayan temel unsurlarımızla açı yapmak noktasına geldik. Bölgesel zenginliklerimiz ayrışma unsuru olarak bizlere dayatılıyor. İslam, dışarıdan beslenen cemaatlere kurban ediliyor. Mezhep farklılıklarından dolayı Müslümanın kanı helaldir, fetvası veriliyor. Maslahatın arkasına saklanılarak, Allah'ın haram dediğine helal, helal dediğine haram diyerek icraatlar yapılıyor. Din adamları hareketlerini, yorumlarını, İslam'ın temel kaynaklarına göre değil, idarecilerin isteklerine göre dizayn ediyorlar.
Bütün olumsuz tabloları ters düz edecek sistemi, birlik ve bütünlüğümüzü, toplumsal barışımızı sağlamak için adanmış bir ömrü ve yazılmış altmıştan fazla eseri ortaya koyan, milletimizi Atatürk'le, "Hoş Geldin Atatürk" eserini yazarak buluşturup barıştıran, ekonomide yazdığı "Milli Ekonomi Modeli" ile bir devrimi gerçekleştirerek dengeleri baştan aşağı değiştiren, Allah'ın tertemiz kıldığı Ehl-i Beyt'in yaşadığı İslam anlayışını, yazdığı eserleriyle ortaya koyarak İslam'ı hurafelerden, yanlış yorumlardan, dini istismar edenlerden temizleyen çağımızın Atatürk'ü "Hoca Atatürk" Prof. Dr. Haydar Baş tır. Allah bu büyük değeri yine Türk milletine bahşetmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş "Milli Ekonomi Modeli" eseriyle, kapitalizmin ve onun temsilcilerinin saltanatını yıkmıştır. Ulusal devletler, "Milli Para" ortak paydasında bir araya gelerek yeni bloklar oluşturmuştur. Prof. Dr. Haydar Baş, her bir bireyin ekonomik bağımsızlığını kazanacağı ve onurlu bir yaşam süreceği sistemi projelendirmiştir.
Prof. Dr. Haydar Baş hocam, aklıyla, zekasıyla, imanıyla, özgün ve özgür fikirleriyle, ülke sevdasıyla, yeryüzünde yaşayan bütün mazlumları yüreğinde kutsal bir yük gibi taşıyışıyla, zalimlere hesap soracak Milli Ekonomi Modeli'yle, inancından zerre-i miskal kadar taviz vermeyen duruşuyla, dünyaya yön veren tezleriyle, Atatürk'ü sonsuz istirahatgahından istikbal ederek günümüze taşıyan ilmiyle ve gönlüyle, tam bağımsızlık sevdasıyla, kelimenin tam manasıyla çağa mührünü vurmuştur. Gelecek asırlar da onun sistemiyle şekillenecek, insanlık mutluluğu, huzuru onun geriye bıraktığı kadrosuyla, eserleriyle ve sistemiyle yaşayacaktır.
Yaşarken Türkiye'nin dışında bütün dünyada uygulanma imkânı bulan Haydar Baş Hocanın sistemi, aslında kendisi tarafından Türk milleti için yazılmıştı. O'nu dinlemeyerek en büyük zararı kendimize verdik. O'na millet olarak minnet borcumuz var. Bari yetiştirdiği kadrolarının, çözümün kucağında doğup büyüyen Hukukçu Hüseyin Baş'ın etrafında bir ve beraber olarak kendi geleceğimize sahip çıkalım. Umutluyuz ve mutlu olacağız zira BTP ve Hüseyin Baş'la var bi hayalimiz.
- Zulme baş kaldırmak sistemle olur / 19.11.2023
- Hamaset mi, çözüm mü? / 16.11.2023
- Asıl hedef Türkiye! / 06.11.2023
- Sahi siz kimsiniz, Sayın Önkibar? / 08.05.2023
- Yeni Mesaj’la çeyrek asır / 01.12.2022
- İslam’ı yaşamak, Ehl-i Beyt’i anlamaktan geçer / 04.08.2022
- Gadir-i Hum bayramını anlamak / 18.07.2022
- Bermuda ekonomi üçgeninden kurtulmanın yolu / 02.12.2021
- Böyle bir şey olabilir mi, biz neyi tartışıyoruz? / 01.12.2021