İnsan niçin YezİT yolundan gider ki?

"İşçiler, memurlar 1 ay maaş almasın" diyen eski Kırklareli Valisi Osman Bilgin'in serveti mercek altında. 6 yılda mal varlığında 98 milyon TL artış tespit edilen Bilgin hakkında açılan soruşturmada müfettişler geriye dönük her banka işlemini inceliyor. 

Evet, sevgili okurlar sizce bu güzel ülkemizde böyle mal varlığının araştırılması gereken kaç kişi vardır acaba? İmam Ali Efendimiz "Bir beldede açlıktan ölen biri varsa o beldenin tamamının katil olduğunu" söylüyor ve devamla "Eğer Müslümanların yaşadığı bir şehirde fakir görürseniz bilin ki, o şehrin yöneticileri halkın malını çalıyorlar" şeklinde buyuruyorlar.

İmam Ali Efendimizin hayatını tek kelime ile özetlemeye çalışsak elbette "adalet"tir deriz. Tüm hayatı boyunca adil tutum ve davranışları ile yüce bir kimlik ortaya koymuştur. Bir devlet adamında ve yöneticide olması gereken niteliklerin tamamı şahsında vücut bulmuştu. 

İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuşlardır: "... Emir'ul-Müminin Ali (a.s), beş yıl yöneticilik yaptı; bu müddet içerisinde bir tuğlayı bir tuğla ve bir kerpici bir kerpiç üzerine bırakmadı; herhangi bir araziyi kendisine tahsis etmedi; kendisinden sonra beyaz dirhem ve kızıl dinar miras bırakmadı." 

Tarihte bu örnek davranışın bir benzerini de cennetmekân Gazi Mustafa Kemal Paşa hazretlerinde görmekteyiz. Ömrünün son zamanlarında, bunlar bende yüktür diyerek tüm varlığını devlete bağışlamıştır.

Adalet mazharı İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuşlardır:

* "Allah-u Teâlâ beni, yarattıklarına İmam (önder) kılmıştır. İşte bundan dolayı, fakirlerin beni örnek edinmesi ve zenginlerin serveti kendilerini azdırmaması için, şahsi işlerimde, yememde, içmemde ve giyimimde güçsüz insanlar gibi yaşamayı bana farz kılmıştır."

* "Eğer isteseydim, balın safını ve buğdayın halisini yemeğe ve ipek elbise giyinmeğe yol bulabilirdim. Fakat heyhat! Hicaz'da veya Yemame'de bir ekmek bile bulamayan; tokluk, doyumluk denen şeye ulaşamayan nice yoksullar varken nefsimin beni yenmesi, lezzetli yemekler yemeğe götürmesi nasıl mümkün olabilir! Çevremde aç karınlar, susuzluktan yanmış ciğerler varken geceyi nasıl tok olarak geçirebilirim!

Kûfe halkına zamanın birinde şöyle seslenmişti: "Ey Kûfe halkı! Eğer ben sizin yanınızdan, şahsi ev eşyam, devem ve kölemden gayri herhangi bir şeyle çıkmış olursam, o zaman bilin ki ben hainim." 

Hz. Ali, hükümeti süresince Beyt'ul-Maldan istifade etmemiştir. Nafakasını (geçim masrafı) Medine'de olan Yenba bölgesinin mahsulünden temin ediliyordu."

Kendilerine bugün sahabeyi, Hz. Ömer'i ve adaletini örnek aldıklarını söyleyen yetkililerin gelmiş olduğu noktaya bakar mısınız? Tam tersi bir uygulama. Örnek alınan Hz. Peygamberin sahabesi değil de, beddua ettiği melun Muaviye ve YezİT… Dini kullanıp saltanatına alet eden, İslam dininin en büyük bozguncusu Muaviye laneti bu dünyadan doymayarak, karnı fazla yemekten çatlayarak geberip gitmiştir.

Evet, sevgili okurlar, çalan ve harama uçkur çözen insan doymaz ve tatmin olmaz. Çalanın, hırsızın bir vadi altını olsa bir vadi daha ister. Onun gözünü de bir avuç toprak doyurur.

Devletin başında olan insan sonuna kadar şeffaf ve adaletli olmak zorundadır. Her an milletine hesap vermek şuurunda hüküm sürmelidir. Tıpkı İmam Ali ve Gazi Mustafa Kemal Paşa gibi… Atatürk'ün Nutku bir nevi hesap verme beyannamesidir.

Önümüzde tertemiz önderler varken insan niçin YezİT yolunu tercih eder ki?..