Merhaba sevgili okuyucular yazının mutfağında güzel bir mayıs akşamı, ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun. Allah cümlemize sağlık, huzur, afiyet, muhabbet versin.Kalbimizi her türden güzelliklere açtığımızda anlıyoruz ki, eğer bir mümin kardeşimizi sevindirirsek, onun hakkında olumsuz olabilecek tüm düşünceleri bir kenarda bırakıp, onunla nasıl dost olabilirim ve birbirimizi nasıl tamamlayabiliriz, Allah için ona ne öğretebilirim ve yine Allah için ondan ne öğrenebilirim diye düşünürsek, o zaman sanki cennetten bir koku duyarız.Bu dünyada da cennetin tadını alabilmek acaba müminleri hakkıyla sevebilmek, tevazu ehli olmak, verici olmak, kendi nefsimizde kanaatkar olmak, görünenlerin ardındaki görünmeyeni merak etmekten mi geçiyor? Yani acaba insan hakikaten şükredebildiğinde, her şeye rağmen can-ı gönülden bir "Elhamdülillah" dediğinde ve melekler bu hamdın ecrini nasıl yazacaklarını bilemediklerinde mi insan cennete bir adım daha yaklaşıyor, ne dersiniz?Müminlerin cennette nasıl bir hisle "yaşayacaklarını" hiç düşündünüz mü? Cemalullah'ı görebilmekten başka hemen hiçbir kaygının olmadığı o diyarda acaba insanların dünyada zorluklar içinde hamdetmeyi başardığı günleri özlemle anmayacaklarını söyleyebilir miyiz? Biz insanlar hem dünya sahnesine gönderilmişiz, hem beden kalıbına girmişiz, hem eksik akıllar ve olgunlaşmamış nefislerle Rabbimizi ararken bir yandan da sıkıntılara sabredebiliyorsak, vallahi bize "aferin" demek gerekli.Rasulullah Efendimizin (sav) şöyle bir duası var;"Dünya musibetlerini bana kolaylaştıran bir yakini senden isterim".Bu yakin denen şey yani kesin olarak bilme, herhalde marifetullah ile ilgili. Yani insan Allah'ı ne kadar bilirse O'ndan gelenlere katlanmak o kadar kolay. Belki başımıza gelen bir şeyi sıkıntı veya hediye olarak algılayıp algılamamak da bizim elimizde. "Amel edenlerin mükafatı ne güzeldir ki, onlar sabretmişlerdir" (Ankebut/58). Sevgili okuyucular, ne garip ki biz insanların dünya olaylarına gereğinden fazla üzülme ve gereğinden fazla sevinme hallerimiz var, halbuki biz yolcuyuz, ne dersiniz?
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022