Denetçiler Casusluk Yapınca
Kamil BAYRAKTAR
ABD'nin bir gerekçesi de Irak'ın BM silah denetçilerine izin vermediği şeklinde ortaya sürüldü, durdu. Gerçekten Irak, BM silah denetçilerini ülkesinde istemiyor muydu? Ülkede 7 yıl görev yapan ve içinde W. Scot Ritter'in de bulunduğu silah denetçileri, 1998 yılında, başlangıç olmak üzere Irak'ı neden terk etmiş, bu terk ediş Irak topraklarının bombardıman üstüne bombardımana tutulmasına sebep olmuş, sonra da Bush'un savaş tamtamlarına çanak tutma özelliği taşımıştı. Bu olayın arka planını da açıklıyor Ritter ve çarpıcı, ilginç ve Irak olayında ne kadar da büyük bir oyun oynandığını gösteren şu sözleri sarfediyor:
"Esasında Irak silah denetçileriyle işbirliği yapmaya istekli olduğunu defalarca gösterdi. Denetimlerin kesilişini ve misyonun sonuçsuz ya da yarım kalışını (bununla Irak'ın silahtan tamamen arındığını kanıtlayamamasını kastediyorum) hafifleten koşullar var. Bu kararları uygulamaya çalışanlar -örneğin ABD- aslında, sadece kendilerine tanınan Irak içinde hareket etme iznini Güvenlik Konseyi'nin kararlarına aykırı bir biçimde kullanarak, sözgelimi casusluk yaparak karar hükümlerini ihlal ettiler."
Casusluk da yetmedi
Ritter'in söylediğine göre denetçiler casuslukla da yetinmemişlerdi. Savaş tamtamları çalanların gerekçelerini boşlukta sallandıracak gerçeklerin ortaya çıkmaması için "biyolojik silah" alanında olduğu gibi, gerekli araştırmayı yapmaktan kaçındıkları bile olmuştu. Çünkü, var olduğunu iddia edip de aradıklarının yoklar listesinde olduğunun ortaya çıkması işlerine gelmiyor, yüzeysel çalışmalar ise iddialarını ve savaş tamtamlarını çalmayı sürdürme imkanı veriyordu. Yani biyolojik silah arama işinde, Ritter'e sorular yönelterek Irak konusunda dünya kamuoyunun aydınlanmasına büyük katkı sağlayan gazeteci William R. Pitt'in, söylediği şekliyle "Bir şey bulamamak korkusuyla arama iznine cinayet silahını arama şıkkını koydurmaya yanaşmayan, sonra da silahı bulamayışlarını kanıt sayan polis dedektifleri gibi" bir örnek yaşanıyordu. Bu örneğin yaşanmaması durumunda işe gelmez, istenmeyen sonuçlar kaçınılmaz olup yine Pitt'in ifadesiyle, "Denetçilere izin verilmesi kesinlikle Iraklıların işine gelirdi, çünkü iddiaları kanıtlanamazsa yaptırımlardan kurtulmak için bir tez oluşturmaya devam edebilirlerdi." Konunun bu ilginç cephesi ile ilgili olarak Ritter'in verdiği bilgiler şöyle:
"Kontroller bazen istismar edildi. Bu istismarlarla ilgili olarak, UNSCOM'un Irak'taki çalışmalarının sonraki bölümünde Birleşmiş Milletler'in biyolojik silah denetimini yöneten Dick Spertzel örneği verilebilir. Spertzel Amerikan ordusunda biyolojik savaş subayı olarak görev yapmış ve ABD'nin biyolojik saldırı silahları üretiminde rol oynamıştı. Bu nedenle konu hakkında bir hayli bilgisi vardır. Kendisi Birleşmiş Milletler'in biyolojik silah örnekleri aramayacağını açıkladı. En berbat olaylardan biri Irak Devlet Başkanlığı saraylarıyla ilgilidir. O saraylara 1998'de, bir torba şekeri havaya kaldırıp, 'Bu şarbon mikrobu olsa Washington D.C'de yaşayanların tamamını öldürebilir' diyen Savunma Bakanı Cohen gibi yönetimde yer alan pek çok politikacının son derece sert bir söylem tutturduğu bir dönemde gittik. Pek çok kişi şarbonun Irak saraylarında imal edildiğini söylüyordu. Dünya bizi oralara sokmak için neredeyse savaşa tutuşacaktı. Saraylara girdik, nükleer ve kimyasal silah testi yaptık, hiçbir şey bulamadık. Ama biyologların herhangi bir test yapması engellendi. Iraklılar bunu Dick Spertzel'in yüzüne vurduklarında, kendisi orada biyolojik silah olabileceğini aklından bile geçirmediğini belirtti. Iraklıların, biyolojik silah iddialarının kanıtlanamamasından faydalanmalarını istememişti..."
"Dick Spertzel'in o zamandan beri elimizde bilgi olmamasından şikayet edip bir yandan da Irak'ın biyolojik silah potansiyelini bir kara delik olarak nitelemesi ironiktir. Saçma. Iraklılar kendisinden tekrar, tekrar, gelişkin algılama cihazları getirip biyolojik silahların olup olmadığını test etmesini istediler. Spertzel ise, Irak'ın bu silahlara sahip olmadığı yolundaki iddiasını destekleyen tali kanıtlar bulunmasına yarayacak araştırmalar yapmayacağını söyledi sürekli olarak."
"Richard Butler'in (Denetçilein başkanı) Dick Spertzel'e bu şekilde hareket etme izni vermesini ne aklım alıyor ne ahlaken kabul edebiliyorum. Sabah toplantılarında araştırma tarzı yüzünden Dick Spertzel'le kaç kez ağız dalaşına girmişizdir neredeyse. Hayatımda profesyonellikten bu kadar uzak bir araştırma görmediğimi tekrar tekrar söyledim. Ama biyolojik silahlar alanında o görevliydi. Benim işim ise gizlenen bir şeyler olup olmadığını öğrenmekti. Ve biyolojik silahların gizlendiğine dair hiçbir kanıt bulamadım."
Yıl 1998; CIA adına istihbarat ve geri çekilen denetçiler
ABD, 1990'daki Körfez Harekâtının ardından, bu harekâtta Irak'a yağdırdığı bombalar yetmiyormuş gibi çeşitli bahanelerle bu ülkeye bomba yağdırmaya devam etti. 1998'den itibaren bu bahanelerin arasına BM denetçilerinin Irak'tan geri çekilişi, Iraklı makamlar tarafından kendilerine izin verilmemesi olayı da eklendi. En son olarak Kasım 2002'de giden ve Güvenlik Konseyi kararıyla 9 Aralık 2002'ye kadar tüm bilgilerin elinin altına verilmesi istenen denetçi olayında da kendini gösterdi ABD ve bu kez işi bombalamadan daha da ileri götürerek hazırlığını yaptığı savaşın nedeni sayacağını açıkladı. Irak, önerileni yaptı. Denetçileri kabul etti. Belirtilen tarihe kadar tüm dosyaları teslim etti. Fakat bu ABD'nin işine gelmemiş olacak ki, bu dosyalardaki bilgilerin eksik olduğunu ileri sürerek savaş tamtamları çalmaya devam etmeyi tercih etti. Etmeye de devam ediyor.
"Irak'ta yürütülen faaliyetler BM kurallarıyla çelişmediği sürece -kitle imha silahlarını aramak- sorun çıkmaz. Bu görevin dışına çıkıp istihbarat toplamaya yarayacak incelemelere izin verdiğiniz anda, denetleme misyonunun bütün güvenilirliğini yok edersiniz" tespitinde bulunan Ritter'in anlattığına göre, CIA'nin bu denetlemelerin arkasında, sırf Saddam hakkında bilgi toplama amaçlı pek çok program yürütmesine izin verilmiş. 1998 yılında istifa etmesinin sebeplerinden biri, bu yöntemin yanlışlığına dikkat çekip terk edilmesi gerektiğini söylemesine rağmen bu isteğini kabul ettirememesi olmuş. Ritter'in istifa ettiği 1998 yılı içinde UNSCOM denetçileri de geri çekildi. Ritter, BM denetçilerinin 1998'de neden geri çekildiğini şöyle kelimelere döküyor:
"O yılın Ağustos ayında, müzakere için Bağdat'a bir heyet gitti. Iraklıların, böyle ayak sürümelerden ve kasıtlı provokasyonlardan sabrı taşmıştı artık. Denetçilerin, Irak'ın ulusal egemenliği, güvenliği ve onuruyla doğrudan ilgili alanlara tamamen uygunsuz bir şekilde girdiklerini düşünüyorlardı. Bu konuların açıklığa kavuşmasını istiyorlardı. Richard Butler elinde çok saldırgan bir programla geldi, Iraklılar artık onu muhatap almayacaklarını açıkladılar. Butler'in artık Güvenlik Konseyi politikasının adil ve objektif bir uygulayıcısı değil, ABD'nin yardakçısı olduğunu düşünüyorlardı. Butler görevden çekildi, ama Iraklılar bundan böyle UNSCOM'u da muhatap almayacaklarını söylediler. Bunun üzerine Richard Butler, Ekim ayında tüm denetçileri geri çekti."
"Bunun üzerine ABD, Irak'ı bombalama hazırlıklarına girişti. Bombardıman uçakları Irak semalarında dolaşmaya başladı. Ardından BM Genel Sekreterliği Iraklıları denetçileri tekrar ve koşulsuz kabul etmeye ikna etti, bombardıman uçakları geri çağrıldı. Ancak Pentagon ve Beyaz Saray BM tarafından yönlendirildikleri hissine kapıldılar, böylece her ne olursa olsun bombalama kararı alındı. Bombalama operasyonu denetleme misyonuyla çakışmalıydı: Denetlemeler bombalamayı başlatmak için tetik olarak kullanılacaktı."
"Sonuçta denetçiler Irak'a gönderildi. Görevleri oldukça hassas alanlarda incelemeler yapmaktı. Silahsızlanmayla filan ilgisi olmayıp Iraklıları provoke etmeye yönelik şeyler."
"...Irak 'Hassas Bölge Denetlemeleri' protokolü diye bir teklif öne sürmüştü. Iraklılar, gayet anlaşılır bir şekilde, yüzlerce istihbarat görevlisinin buralarda dolaşmalarını istemediklerini söylemişlerdi. Rolf Ekeus
(BM Denetçilerinin Başkanı) Haziran 1996'da Irak'a gitmiş, 'Hassas Bölge Denetleme Usulleri' başlıklı bir sözleşme hazırlamıştı. Bu sözleşmeye göre denetçiler Iraklıların hassas kabul ettikleri bir bölgeye geldiklerinde, Irak dört kişiden oluşan bir ekibi derhal içeriye alacak, bu ekip de o bölgenin kitle imha silahlarıyla bir ilgisi olup olmadığını ya da gerçekten hassas olup olmadığını belirleyecekti. Söz konusu mıntıkanın hassas olduğuna karar verilmesi durumunda, denetime derhal son verilecekti."
"Hassas Bölge Denetleme Usulleri, Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmiş ve yürürlükteki kuralların bir parçası haline gelmişti..."
"O Aralık ayında denetçiler Irak'a giderken Hassas Bölge Denetleme Usulleri'ni işlemez hale getirme emrini almışlardı. Bu emir Güvenlik Konseyi'nin bilgisi dışında yerine getirildi. O dönem denetçilerin eşgüdüm içinde çalıştıkları tek ülke ABD'ydi."
"Denetçiler, Irak'a, Bağdat'ın göbeğindeki Baas Partisi merkezine gittiler. Iraklılar buranın hassas bir bölge olduğunu, usuller uyarınca ancak dört kişilik bir ekibin içeri girebileceğini söylediler. Denetçiler, tek yönlü olarak Hassa Bölge Denetleme Usulleri'nin geçersiz olduğunu ilan edip tüm ekibin içeri gireceğini söylediler. Iraklılar uzlaşmacı davranıp içeri altı kişi kabul edeceklerini söylediler. Sonuçta içeri kabul edilen grup hiçbir şey bulamadı. Buna rağmen ekip başkanı daha büyük bir ekibin içeri alınmasını talep etti. Iraklılarsa, içeri bir ekibin daha alınabileceğini ama yine Hassas Bölge Denetleme Usulleri'ne uyulması gerektiğini söylediler. Denetçiler, denetlemeyi o noktada kesip durumu Richard Butler'a bildirdiler. Butler da bu olayı Güvenlik Konseyi hükümlerinin kesin ihlali olarak rapor etti."
"Denetçi ekipleri, Güvenlik Konseyi'nin diğer üyelerine verilmiş bir taahhüdü doğrudan ihlal ederek görevden çekildiler; bu denetçilerin Güvenlik Konseyi'nin bilgisi ve izni olmadan geri çekilmemeleri gerekiyordu. Zira denetçiler Konsey'e bağlıdır. Bu son olaydan iki gün sonra, Richard Butler'ın Güvenlik Konseyi'ne verdiği rapor gerekçe gösterilerek ABD bombardımanı başladı. Elbette raporda Iraklıların denetçilerin görevlerini yapmalarına izin vermedikleri yazıyordu."
Yarın: Körfez'de kıyamet senaryosu
Kamil BAYRAKTAR
ABD'nin bir gerekçesi de Irak'ın BM silah denetçilerine izin vermediği şeklinde ortaya sürüldü, durdu. Gerçekten Irak, BM silah denetçilerini ülkesinde istemiyor muydu? Ülkede 7 yıl görev yapan ve içinde W. Scot Ritter'in de bulunduğu silah denetçileri, 1998 yılında, başlangıç olmak üzere Irak'ı neden terk etmiş, bu terk ediş Irak topraklarının bombardıman üstüne bombardımana tutulmasına sebep olmuş, sonra da Bush'un savaş tamtamlarına çanak tutma özelliği taşımıştı. Bu olayın arka planını da açıklıyor Ritter ve çarpıcı, ilginç ve Irak olayında ne kadar da büyük bir oyun oynandığını gösteren şu sözleri sarfediyor:
"Esasında Irak silah denetçileriyle işbirliği yapmaya istekli olduğunu defalarca gösterdi. Denetimlerin kesilişini ve misyonun sonuçsuz ya da yarım kalışını (bununla Irak'ın silahtan tamamen arındığını kanıtlayamamasını kastediyorum) hafifleten koşullar var. Bu kararları uygulamaya çalışanlar -örneğin ABD- aslında, sadece kendilerine tanınan Irak içinde hareket etme iznini Güvenlik Konseyi'nin kararlarına aykırı bir biçimde kullanarak, sözgelimi casusluk yaparak karar hükümlerini ihlal ettiler."
Casusluk da yetmedi
Ritter'in söylediğine göre denetçiler casuslukla da yetinmemişlerdi. Savaş tamtamları çalanların gerekçelerini boşlukta sallandıracak gerçeklerin ortaya çıkmaması için "biyolojik silah" alanında olduğu gibi, gerekli araştırmayı yapmaktan kaçındıkları bile olmuştu. Çünkü, var olduğunu iddia edip de aradıklarının yoklar listesinde olduğunun ortaya çıkması işlerine gelmiyor, yüzeysel çalışmalar ise iddialarını ve savaş tamtamlarını çalmayı sürdürme imkanı veriyordu. Yani biyolojik silah arama işinde, Ritter'e sorular yönelterek Irak konusunda dünya kamuoyunun aydınlanmasına büyük katkı sağlayan gazeteci William R. Pitt'in, söylediği şekliyle "Bir şey bulamamak korkusuyla arama iznine cinayet silahını arama şıkkını koydurmaya yanaşmayan, sonra da silahı bulamayışlarını kanıt sayan polis dedektifleri gibi" bir örnek yaşanıyordu. Bu örneğin yaşanmaması durumunda işe gelmez, istenmeyen sonuçlar kaçınılmaz olup yine Pitt'in ifadesiyle, "Denetçilere izin verilmesi kesinlikle Iraklıların işine gelirdi, çünkü iddiaları kanıtlanamazsa yaptırımlardan kurtulmak için bir tez oluşturmaya devam edebilirlerdi." Konunun bu ilginç cephesi ile ilgili olarak Ritter'in verdiği bilgiler şöyle:
"Kontroller bazen istismar edildi. Bu istismarlarla ilgili olarak, UNSCOM'un Irak'taki çalışmalarının sonraki bölümünde Birleşmiş Milletler'in biyolojik silah denetimini yöneten Dick Spertzel örneği verilebilir. Spertzel Amerikan ordusunda biyolojik savaş subayı olarak görev yapmış ve ABD'nin biyolojik saldırı silahları üretiminde rol oynamıştı. Bu nedenle konu hakkında bir hayli bilgisi vardır. Kendisi Birleşmiş Milletler'in biyolojik silah örnekleri aramayacağını açıkladı. En berbat olaylardan biri Irak Devlet Başkanlığı saraylarıyla ilgilidir. O saraylara 1998'de, bir torba şekeri havaya kaldırıp, 'Bu şarbon mikrobu olsa Washington D.C'de yaşayanların tamamını öldürebilir' diyen Savunma Bakanı Cohen gibi yönetimde yer alan pek çok politikacının son derece sert bir söylem tutturduğu bir dönemde gittik. Pek çok kişi şarbonun Irak saraylarında imal edildiğini söylüyordu. Dünya bizi oralara sokmak için neredeyse savaşa tutuşacaktı. Saraylara girdik, nükleer ve kimyasal silah testi yaptık, hiçbir şey bulamadık. Ama biyologların herhangi bir test yapması engellendi. Iraklılar bunu Dick Spertzel'in yüzüne vurduklarında, kendisi orada biyolojik silah olabileceğini aklından bile geçirmediğini belirtti. Iraklıların, biyolojik silah iddialarının kanıtlanamamasından faydalanmalarını istememişti..."
"Dick Spertzel'in o zamandan beri elimizde bilgi olmamasından şikayet edip bir yandan da Irak'ın biyolojik silah potansiyelini bir kara delik olarak nitelemesi ironiktir. Saçma. Iraklılar kendisinden tekrar, tekrar, gelişkin algılama cihazları getirip biyolojik silahların olup olmadığını test etmesini istediler. Spertzel ise, Irak'ın bu silahlara sahip olmadığı yolundaki iddiasını destekleyen tali kanıtlar bulunmasına yarayacak araştırmalar yapmayacağını söyledi sürekli olarak."
"Richard Butler'in (Denetçilein başkanı) Dick Spertzel'e bu şekilde hareket etme izni vermesini ne aklım alıyor ne ahlaken kabul edebiliyorum. Sabah toplantılarında araştırma tarzı yüzünden Dick Spertzel'le kaç kez ağız dalaşına girmişizdir neredeyse. Hayatımda profesyonellikten bu kadar uzak bir araştırma görmediğimi tekrar tekrar söyledim. Ama biyolojik silahlar alanında o görevliydi. Benim işim ise gizlenen bir şeyler olup olmadığını öğrenmekti. Ve biyolojik silahların gizlendiğine dair hiçbir kanıt bulamadım."
Yıl 1998; CIA adına istihbarat ve geri çekilen denetçiler
ABD, 1990'daki Körfez Harekâtının ardından, bu harekâtta Irak'a yağdırdığı bombalar yetmiyormuş gibi çeşitli bahanelerle bu ülkeye bomba yağdırmaya devam etti. 1998'den itibaren bu bahanelerin arasına BM denetçilerinin Irak'tan geri çekilişi, Iraklı makamlar tarafından kendilerine izin verilmemesi olayı da eklendi. En son olarak Kasım 2002'de giden ve Güvenlik Konseyi kararıyla 9 Aralık 2002'ye kadar tüm bilgilerin elinin altına verilmesi istenen denetçi olayında da kendini gösterdi ABD ve bu kez işi bombalamadan daha da ileri götürerek hazırlığını yaptığı savaşın nedeni sayacağını açıkladı. Irak, önerileni yaptı. Denetçileri kabul etti. Belirtilen tarihe kadar tüm dosyaları teslim etti. Fakat bu ABD'nin işine gelmemiş olacak ki, bu dosyalardaki bilgilerin eksik olduğunu ileri sürerek savaş tamtamları çalmaya devam etmeyi tercih etti. Etmeye de devam ediyor.
"Irak'ta yürütülen faaliyetler BM kurallarıyla çelişmediği sürece -kitle imha silahlarını aramak- sorun çıkmaz. Bu görevin dışına çıkıp istihbarat toplamaya yarayacak incelemelere izin verdiğiniz anda, denetleme misyonunun bütün güvenilirliğini yok edersiniz" tespitinde bulunan Ritter'in anlattığına göre, CIA'nin bu denetlemelerin arkasında, sırf Saddam hakkında bilgi toplama amaçlı pek çok program yürütmesine izin verilmiş. 1998 yılında istifa etmesinin sebeplerinden biri, bu yöntemin yanlışlığına dikkat çekip terk edilmesi gerektiğini söylemesine rağmen bu isteğini kabul ettirememesi olmuş. Ritter'in istifa ettiği 1998 yılı içinde UNSCOM denetçileri de geri çekildi. Ritter, BM denetçilerinin 1998'de neden geri çekildiğini şöyle kelimelere döküyor:
"O yılın Ağustos ayında, müzakere için Bağdat'a bir heyet gitti. Iraklıların, böyle ayak sürümelerden ve kasıtlı provokasyonlardan sabrı taşmıştı artık. Denetçilerin, Irak'ın ulusal egemenliği, güvenliği ve onuruyla doğrudan ilgili alanlara tamamen uygunsuz bir şekilde girdiklerini düşünüyorlardı. Bu konuların açıklığa kavuşmasını istiyorlardı. Richard Butler elinde çok saldırgan bir programla geldi, Iraklılar artık onu muhatap almayacaklarını açıkladılar. Butler'in artık Güvenlik Konseyi politikasının adil ve objektif bir uygulayıcısı değil, ABD'nin yardakçısı olduğunu düşünüyorlardı. Butler görevden çekildi, ama Iraklılar bundan böyle UNSCOM'u da muhatap almayacaklarını söylediler. Bunun üzerine Richard Butler, Ekim ayında tüm denetçileri geri çekti."
"Bunun üzerine ABD, Irak'ı bombalama hazırlıklarına girişti. Bombardıman uçakları Irak semalarında dolaşmaya başladı. Ardından BM Genel Sekreterliği Iraklıları denetçileri tekrar ve koşulsuz kabul etmeye ikna etti, bombardıman uçakları geri çağrıldı. Ancak Pentagon ve Beyaz Saray BM tarafından yönlendirildikleri hissine kapıldılar, böylece her ne olursa olsun bombalama kararı alındı. Bombalama operasyonu denetleme misyonuyla çakışmalıydı: Denetlemeler bombalamayı başlatmak için tetik olarak kullanılacaktı."
"Sonuçta denetçiler Irak'a gönderildi. Görevleri oldukça hassas alanlarda incelemeler yapmaktı. Silahsızlanmayla filan ilgisi olmayıp Iraklıları provoke etmeye yönelik şeyler."
"...Irak 'Hassas Bölge Denetlemeleri' protokolü diye bir teklif öne sürmüştü. Iraklılar, gayet anlaşılır bir şekilde, yüzlerce istihbarat görevlisinin buralarda dolaşmalarını istemediklerini söylemişlerdi. Rolf Ekeus
(BM Denetçilerinin Başkanı) Haziran 1996'da Irak'a gitmiş, 'Hassas Bölge Denetleme Usulleri' başlıklı bir sözleşme hazırlamıştı. Bu sözleşmeye göre denetçiler Iraklıların hassas kabul ettikleri bir bölgeye geldiklerinde, Irak dört kişiden oluşan bir ekibi derhal içeriye alacak, bu ekip de o bölgenin kitle imha silahlarıyla bir ilgisi olup olmadığını ya da gerçekten hassas olup olmadığını belirleyecekti. Söz konusu mıntıkanın hassas olduğuna karar verilmesi durumunda, denetime derhal son verilecekti."
"Hassas Bölge Denetleme Usulleri, Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmiş ve yürürlükteki kuralların bir parçası haline gelmişti..."
"O Aralık ayında denetçiler Irak'a giderken Hassas Bölge Denetleme Usulleri'ni işlemez hale getirme emrini almışlardı. Bu emir Güvenlik Konseyi'nin bilgisi dışında yerine getirildi. O dönem denetçilerin eşgüdüm içinde çalıştıkları tek ülke ABD'ydi."
"Denetçiler, Irak'a, Bağdat'ın göbeğindeki Baas Partisi merkezine gittiler. Iraklılar buranın hassas bir bölge olduğunu, usuller uyarınca ancak dört kişilik bir ekibin içeri girebileceğini söylediler. Denetçiler, tek yönlü olarak Hassa Bölge Denetleme Usulleri'nin geçersiz olduğunu ilan edip tüm ekibin içeri gireceğini söylediler. Iraklılar uzlaşmacı davranıp içeri altı kişi kabul edeceklerini söylediler. Sonuçta içeri kabul edilen grup hiçbir şey bulamadı. Buna rağmen ekip başkanı daha büyük bir ekibin içeri alınmasını talep etti. Iraklılarsa, içeri bir ekibin daha alınabileceğini ama yine Hassas Bölge Denetleme Usulleri'ne uyulması gerektiğini söylediler. Denetçiler, denetlemeyi o noktada kesip durumu Richard Butler'a bildirdiler. Butler da bu olayı Güvenlik Konseyi hükümlerinin kesin ihlali olarak rapor etti."
"Denetçi ekipleri, Güvenlik Konseyi'nin diğer üyelerine verilmiş bir taahhüdü doğrudan ihlal ederek görevden çekildiler; bu denetçilerin Güvenlik Konseyi'nin bilgisi ve izni olmadan geri çekilmemeleri gerekiyordu. Zira denetçiler Konsey'e bağlıdır. Bu son olaydan iki gün sonra, Richard Butler'ın Güvenlik Konseyi'ne verdiği rapor gerekçe gösterilerek ABD bombardımanı başladı. Elbette raporda Iraklıların denetçilerin görevlerini yapmalarına izin vermedikleri yazıyordu."
Yarın: Körfez'de kıyamet senaryosu
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.