Tam kırk gün önce, Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in 2014 yılında Necef'te görüştüğü Merhum Ayetullah Muhammed Said El-Hekim'in vefatının birinci sene-i devriyesinde yapılan anma programı için Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi Bey'in tercümanı olarak Irak'ta idim.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş Bey'e yapılan davete, Genel Başkan adına katılımı, Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi Bey yaptı. Anma programında konuşan altı konuşmacıdan biri, Irak dışından tek konuşmacı, Genel Başkan Av. Hüseyin Baş Bey'in mesajını okuyan, Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Hamdi Bey oldu.
Programımızda ziyaret ettiğimiz illerin güzergâhı Bağdat, Necef, Kerbelâ, Felluce Bağdat şeklinde oldu. Programımız kapsamında; Merhum Ayetullah Muhammed Said El-Hekim'in anma programından sonra, ilk başta el-Hekim ailesine hem Genel Başkan Av. Hüseyin Baş Bey'in selamlarını iletmek, hem de kendileri ile hasbihal etmek üzere, Necef'te bir araya geldik. Daha sonrasında Irak'taki dostlarımızla görüşmek üzere Bağdat ve Felluce'de bir dizi ziyaretler gerçekleştirdik.
Programımızda, Necef'te İmam Ali (a.s.) başta olmak üzere, Kerbelâ'da İmam Hüseyin (a.s.) ve kardeşi Ebulfazl Abbas'ın, Bağdat'ta İmam Musa Kazım (a.s.) ve İmam Muhammed Cevat Taki (a.s.) Türbeleri ile mezhep imamımız Ebu Hanife hazretleri ile tasavvuf müessesinin Peygamber (s.a.a.) Efendimizden günümüze kadar kesintisiz gelmesini sağlayan birçok usullerin yolların, tedvin ve irşadını gelecek nesillere ulaştıran, anne ve baba tarafından Peygamber (s.a.a.) Efendimizin pak Ehl-i Beyt'inden olan büyük âlim, evliyalar sultanı Gavsu'l-Azam Abdülkadir Geylani (k.s.) hazretlerini ziyaret ettik.
Ziyaretimiz çok önemli ve verimli idi. Benim en çok dikkatimi çeken olay ise, Bağdat'ta oldu. Bağdat'ta bizleri misafir eden Muhammedi Âlimler Birliği Başkan Yardımcısı Abdülcebbar Bey ile Dicle'nin kıyısında İmam Ebu Hanefi hazretlerine yapmış olduğumuz ziyaret sonrasında bizi Dicle nehrinin öbür yakasındaki Kazımeyn (Kazımiye) deki İmam Musa Kazım (a.s.) ve İmam Muhammed Cevat Taki (a.s.) Türbelerini ziyaret ettirmesi oldu.
Malumunuz Sünni ve Şii âlimler giyiniş tarzlarına göre çok rahat ayırt edilebilirler. Bir Sünni olarak Abdülcebbar Bey'in bizi İmam Ebu Hanife'den hemen sonra Şiilerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge olan Kazımiyye bölgesine, Sünni âlim kıyafetiyle getirip ziyaret ettirebilmesi ve güvenliği sağlayan görevlilerin, bu Sünni âlimle göstermiş oldukları misafirperverlik beni hem çok sevindirdi, hem de çok şaşırttı.
Dicle'nin iki kıyısının birinde, Sünnilerin yaşadığı ve Sünni İmam Ebu Hanife hazretlerinin türbesinin camisinin olduğu, öbür tarafta Şiilerin yaşadığı, İmam Musa (a.s.) ve İmam Cevat (a.s.) kabirlerinin olduğu Bağdat.
İki üç yıl öncesine kadar, Dicle'nin bu iki kıyısında ulaşım ıssız bir köprü üzerinden 25 kişilik minibüslerle sağlanıyordu, çünkü köprü üzerinden özel araç ve yaya geçişi yasaktı, yalnız arada sırada koltukları dolduğunda ayakta yolcu alması yasak bir minibüs.
Şimdi ise köprünün üzeri insanlar ve araçlarla dopdolu en ilginci son derece sıkışık bir trafik. Yalnız köprü değil, Irak'ın bütün şehirleri ana baba günü gibi, hele Bağdat, ne İstanbul'da, ne Şam'da, ne de Kahire'de böyle kalabalık görmedim dersem, yanılmış olmam.
Irak'a, ilk girişim olan 1988 yılından beri Irak'ta, birçok değişik iktidar devrinde çeşitli zamanlarda onlarca defa seyahat edip bulunan biri olarak, Irak halkının hiç bu kadar güvende, huzurlu ve bu kadar mutlu olduğunu görmediğimi ifade etmek isterim.
Pekâlâ, kırk gün sonra Irak'ta ne değişti de Meclis basıldı! Meclisi kimler bastı? Niçin bastı?
Efendim Amerika'nın Beyaz Saray'ı basıldığında dahi iki kişinin öldüğünü hatırlarsak. Irak gibi savaşlarla iç çatışmalarla adını yaklaşık kırk yıldır dünyaya duyuran bir devletin Meclisinin, halk tarafından basılmasında herhangi bir ölüm olayının meydana gelmemesi, Irak'taki huzurun ve güvenin en büyük tezahürüdür.
Bu arada Meclisi Şiilerin bastığını da basında duymuşsunuzdur, isterseniz neden meclisi bastıklarına yarın ki yazımızda değinelim.
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023