Mevcut iktidarı en çok rahatsız eden şey galiba "Hükümetin ABD ile ilişkilerinin iyi olmadığına dair" uluorta yapılan haber ve yorumlar. Gerek Başbakan, gerekse 2 No'lu isim Abdullah Gül, bunu bir türlü hazmedemiyorlar. Belli ki bu nevi'den haberleri anlamakta da güçlük çekiyorlar. Hatta bana öyle geliyor ki; Edoğan-Gül biraraya geldiklerinde de sırf bu sebeple sıkıntıdan perişan oluyor, "biz nerde hata yaptık" şarkısına "ama öyle bir şey yok ki, ne istediler de vermedik" diye birbirlerini teskine çalışıyorlar. Yani "Dükkan sizin dedik, verirken nezakette kusur mu ettik" diye muhtemelen esasa değil, yönteme ilişkin bir eksik mi var diye kıvır kıvır kıvranıyorlar.Kimbilir belki de hükümetin iki tepe ismi birbirini suçluyordur: "Ben sana demedim mi, istemeden verelim diye, bak adamlar hassas insanlar alındılar!"Sonrası feryad-ı figan, ağlama fasılları... "ABD bize tek gözle bakarsa yandık babacığım" sözlerine gözyaşı ile yoğrularak yapılan besteler, besteler...***Sakın yukarıdaki fotoğrafı hafife almayın. Başbakanın "ABD ile ilişkilerde hafif bir sıkıntı var" söylemine bile tahammülü yok.Ne diyor canım Türkiye'min Başbakanı: "Ne demek ilişkiler normalleşti lafı! Daha önce kötü müydü sanki!" Ben açıkçası Tayyib Bey'e -gerçekten bu nedenle- bizim medyanın, "Amerikancı bülbüllerin" haksızlık ettiğini düşünüyorum. Gerçi onlar bunu süreci kontrol edebilmek, bağlılıkta-bağımlılıkta en ufak bir eksiklik olmasın diye yapıyorlar ama olsun işte! Hükümetin de bu noktada duyguları var nihayet! Onlar da insan! Onların da bir tahammül çizgileri var!Alimallah ABD'deki ağabeyler ya yanlış anlarsa ne olacak! O zaman bunun hesabını Amerikancı bülbüller mi verecek? Yoksa zavallı bu hükümet mi? O açıdan ben diyorum ki: "Sevgili bülbüller, lütfen kendinize gelin! Yazdığınıza çizdiğinize dikkat edin!"İşte bu bozguncu medya tezkere sonrasında da "Sam Amca hükümete kızdı" diye fitne-fücur yorumlar yaptıydı da, Abdullah Bey ağzındaki baklayı çıkarmak zorunda kaldıydı. Ne demişti, "Ben Sabetayist değilim" diyerek hedef saptıran ama "Ben Amerikancı değilim" diyemeyeceğine her türlü iddiasına girebileceğim Gül Abdullah Bey: "Konuşturmayın beni! Irak'ın işgali için yaptıklarımızı açıklarsam birileri zor durumda kalır!"Şahşen o günden bu tarafa benim dudaklarım uçuklamış durumda. Ya bu hükümet ABD'ye yeterince hizmet edemedi diye yazan Amerikan bülbülleri, acaba onlar ne durumdadır ki!***Bakın fitne-fücur medya! Başbakanımız, giderken de Türkiye'yi sallamadı mı? Ne dedi önce, "Kıbrıs'ta Türkiye işgalcidir" dedi, sonra da ağzımı kilitleyecek lafı ediverdi: "CHP Amerikan karşıtı olduğu için böyle konuşuyor!" Yani müthiş bir buluşla bu geziye laf edebilecek olanları Amerikan sopasıyla terbiye etmiş oldu!Vallahi bu politikaya ben bir tane değil, 40 tane sapka çıkarıyorum! Hadi bakalım, bundan sonra gezi aleyhine bir tek laf edebiliyorsan et de görelim bakalım!Benim zaten nutkum tutulmuş durumda! O açıdan benden bir çare bekliyorsanız, çok beklersiniz! Baksanıza ne yazacağımı bilmez haldeyim zaten, çizginin dışına çıktım!Gelin bakalım, şu sözleri duyup işittikten sonra Tayyib Bey'in vizyonu karşısında diliniz tutulup, üslubunuz bozulmasın bakalım.Efendim şöyle buyurmuş kendileri:"- ABD'nin küresel çıkarlarını, geçmişte olduğu gibi bugün de, hatta belki bugün daha belirgin bir vurguyla, özgürlüklerin ve demokratik değerlerin korunması ve yayılması temelinde tanımladığını görmekteyiz.- 21. yüzyılın yeni fırsat, risk ve tehditlerine ilişkin olarak, ABD ve Türkiye'nin vizyonları, stratejileri örtüşmektedir.- Türkiye bugün, çevresindeki coğrafyalardan yükselen değişim arzuları için ilham kaynağı olarak gösterilmeye başlanmıştır.- Ülkemiz, bölgede barış ve istikrar umutlarına güç katan bir aktör haline gelmiştir.- Özellikle vurgulamak isterim ki, Türkiye'nin geçirmekte olduğu değişim, bizi ABD'den uzaklaştırmamaktadır; aksine daha da yakınlaştırmaktadır!.."Alın işte, duydunuz lafın hasını, hoşafın suyunu!Ne durumdaymışız da haberimiz yokmuş, yıldızımız yükseliyor, burcumuz tavan yapıyormuş meğer!Meğer biz taşeron değil, yükselen değermişiz!Meğer bizim ABD ile çıkarlarımız çatışmıyormuş da aynen uyuşuyormuşuz!Daha fazla dayanamayacağım ey okur, ben ışıkları kapatmaya gidiyorum!
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021