Albay Havz, Berlin'den döndükten sonra Paris ve Londra'da Başbakan, Briand ve Askius ile Dışişleri Bakanı Gery'e Amerikan barış tasarısını kabul ettirmek için çalışır. İngiliz ve Fransız yöneticilere, Amerikan Barış taslağındaki ana düşünceyi anlatır. Anlaşma gurubu Devletlerinin kazanmak ihtimali azaldığı ölçüde Amerika onları destekleyecektir. 1916 ilkbahar ve yazında yapılan vuruşmalarda başarılar kazanılırsa Amerika işe karışmayacak. Bir aksilik olursa veya vuruşmalar neticesiz bir şekilde sürekli olarak devam eder giderse Amerika savaşa katılacaktır. Havz tasarının bu özünü anlatmakla İngiltere ve Fransa'ya güven vermektedir. Böylece onların güvenini kazanarak Umutları olmasını sağlamak istiyordu. Neticede Başbakan Askius ve Grey'e tasarıyı kabul ettirir. 10 Şubat 1916. Fakat Albay Havz, nüfuzlu başka devlet adamları ilen de görüşerek işi sağlama bağlamak ister. Onlara Barış tasarısının amaçlarını şöyle açıklar:"Erken bir sürekli ve güvenli, barışa varmak ancak Amerika'yı da, Almanya'ya karşı savaşa katmakla mümkündür."" Ayrıca özel toplantılarda, Almanya'nın barış ile ilgili düşüncelerini anlatır: Genel olarak Bağlaşık Devletler gurubunun lideri Almanya'nın durumunu ve barış hakkındaki düşüncelerini şöyle anlatır: "Alman Başbakanı ile yaptığı görüşmelerden çıkardığım barış ile ilgili düşünce ve istekleri şöyledir der: Marn yenilgisinden sonra 1915 yılındaki bütün vuruşmaları kazanmışlardır. Alman Başbakanı kazançlı olmalarına rağmen barışı düşünmektedir. Bu barış görüşmelerinde ele geçirdikleri yerlerde aşırı isteklerde bulunmayı düşünmüyorlar. Müttefikleri ile beraber az istekli bir barışa razıdırlar. Anlaşma gurubu devletleri savaşı çok uzatarak isteklerinde amacına ulaşmak düşüncesinde iseler, sonunda Almanya ve bağlaşıklarını yenemeyeceklerini anlayacaklardır. Bu Alman yenilmezliği Londra, Paris, Petrograd'da anlaşılınca, o zaman Alman isteklerine (savaş haritasına) göre barışa ulaşacaklardır. Onun bu düşüncesi (Barış görüşmelerine girişildiği sırada türlü cephelerin durumunu göz önünde tutarak bir barışa varmak) anlamındadır. Bu gün Almanya ile barışa gidilirse; Almanya sömürgelerinin geri verilmesini, Avrupa'da da bir miktar yer almayı, yalnız işgali altında ki toprakları boşaltırken karşılık olarak Osmanlı'nın ve Avusturya'nın verdikleri yerlerin geri verilmesini istemektedir.Almanya'nın diğer bir barış düşüncesi de şudur: "Tarafların barış masasına ön koşulsuz oturulmasını ister. Mesela onların gurubu Almanya'yı dize getirerek veya pes ettirmek düşüncesi sökmeyecektir. Çünkü onların içindeki liberal düşünceler, sosyalist düşünceler, halkların dostluğu ilkesi ile hareket ederek daha demokratik yönetim istemeleri onları bu isteklerinden vazgeçirterek barışı isteteceklerdir. Bütün isteklerinden barış masasında vazgeçeceklerdir. Çünkü Alman siyasasını anlatan yazılarımda anlattığım gibi; Pan Germanistlerin dışındaki liberal veya sosyalist Alman aydınlarının da düşünceleri barıştır. Bu nedenle Almanya kendisini barış masasında avantajlı görmektedir." Bunu yanında Pan Germanist Alman Halkı da aşırı Alman isteklerinin gerçekleşmesi için Genelkurmaylığa Denizaltı savaşını yeniden başlaması için baskıda bulunmaktadırlar. Havz, Berlin'de onların barış hakkındaki düşüncelerini öğrenince "Amerika Barış tasarısından onlara hiç bahsetmedim" der. "Çünkü, anlattığım Alman barış düşüncesine göre Almanya, Amerikan Barış tasarısını asla kabul etmeyecekti."Havz'ın 10 Şubattan sonra Londra'da devlet adamları ile yaptığı toplatılardan algıladığı duygu ve düşünceler şunlardır: "1- Onlar Amerika'nın savaşa katılmasını, bunun nedeninin de denizaltı savaşı olmasını istiyorlar. Onlara göre böyle olursa Waşington hükümeti,Anlaşma gurubuna yardım için değil, kendi uyruk ve gemilerini korumak için bu işe katılmış olacağından, İngiltere ve Bağlaşıkları barış koşulları içinde özgür kalacaklardır. 2-Almanya yenilmeden bir barış konferansı lafı bile, onu ağzına alacak İngiliz Devlet adamını kamuoyu karşısında lekeler.Havz, 14 Şubat 1916 da İngiliz Bakanlarla yemekli bir toplantıda buluşur. Toplantıya Başbakan Askius, Grey, Balfur, Loyd Corc ve Riding vardır. Yemekli sohbet toplantısının ana konusu yine politika ve vardır..Bakanlardan Balfur,; Almanya ile Rusya arasında bir Polonya devletinin kurulursa, Fransa, Almanya'nın keyfine bırakılmış olur diyerek karşı olur. Toplantıda Osmanlı Devleti üzerinde de şu konular tartışma konusu olur. Havz, Osmanlı devleti için şöyle der: "Türkiye'yi keyf içinde hem Avrupa'da, hem de Asya'da paylaştınız. İstanbul'un konumu ise tartışmalı oluyor" der. Balfur ve Loyd Corc "İstanbul'un ve Boğazların, Rusya'ya verilmesine karşı olurlar" Fakat Başbakan Askius ile Dışişleri Bakanı Grey, İstanbul ve Boğazlar Ruslara verilmezse başka türlü yapılırsa yeni çatışmalara kapı açılmış olur" derler. Albay Havz ise, İngiliz Bakanlar arasında düşünce birliği olmadığını görüce onları ortak bir düşüncede birleştirmek konusunda şu öneriyi yapar; "İstanbul'u özgür bir Kent yapılsın" der. 14 Şubat 1916. Çünkü, Albay Havz'a göre, Amerika, Wilson'un Dünya Egemenliği düşüncesine başarıya ulaşması için "ÖZGÜR İstanbul'da söz sahibi olması ona çok şeyler kazandırır.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011