Recep ayının on üçünde, Cuma günü Mekke'de Kâbe'nin içinde dünya gelen tek kişinin İmam Ali Efendimiz olduğunu çoğumuz bilmez. Fatıma bint-i Esed anamızın doğum sancısı geldiğinde Allah'ın evine Beytül Haram'a gelmesi kendisine ilham edilir.
Hz. Ali'nin (a.s.) Kâbe'nin içinde doğumu hususunda Ehl-i Sünnet (Murucu'z-Zeheb Mes'udi c.2 s.358, Metalibu's Suul s: 63, Kifayetu't-Talib s: 407 vs.) ve Ehli Beyt (Beşaretul Mustafa s: 26, İlamu'l Vera c.1 s: 306, Biharul Envar c. 35 s: 8 vs.) âlimleri arasında ittifak vardır.
Tarih kitaplarında nakledildiği üzere Hz. Ali'nin Kâbe'nin içinde doğumu hakkında olayın canlı tanıklarından İbn-i Gan'eb şöyle anlatıyor: "Abbas b. Abdulmuttalib ve birkaç kişiyle Kâbe'nin karşısında oturmuş sohbet ediyorduk. Fatıma b. Esed'in doğum sancıları içinde Kâbe'ye yaklaştığını gördük. Kâbe'ye yöneldi ve şöyle dua etmeye başladı: "Ey Rabbim! Sana, Peygamberlerine ve onlara gönderdiğin kitaplarına inanıyorum. Ben atam İbrahim'in söylediklerini tasdik ediyorum. Doğrusu O bu evi yükseltti. Öyleyse Kâbe'yi yapanın ve karnımda taşıdığım bu çocuğun hürmetine bana bu doğumu kolaylaştır."
Bu sırada hepimizi hayrete düşüren bir şey oldu. Gözlerimizin önünde Kâbe'nin duvarı yarıldı ve Fatıma binti Esed içeriye girdi, gözden kayboldu ve yarılan duvar tekrar birleşti. Biz koşarak Kâbe'nin kapısına vardık ve kilidini açmaya çalıştık ancak açamadık. Bu esnada bu olayın sıradan bir olay olmadığını anladık. Dört gün sonra tekrar Kâbe'nin yarılan yeri açıldı ve Fatıma binti Esed kucağında nur topu gibi bir çocukla dışarı çıktı."
Mübarek adının konması hakkında da annesi şöyle diyor: "Ben oğlumun doğumundan sonra Kâbe'den çıkmak istediğimde bir hatıf (gaybten gelen ses) şöyle dedi: "Ey Fatıma! Bu bebeğin ismini Ali koy. Çünkü Aliyy'ül A'la (yücelerin yücesi) olan Allah Teâlâ buyuruyor ki; 'Ben onun ismini kendi ismimden türettim, edebimle onu edeplendirdim ve en derin bilgilerimi ona öğrettim. O putları benim evimde (Kâbe'de) kıracaktır, evimin üzerinde ezan okuyacaktır, beni takdis ve temcit edecektir (büyültüp ululayacaktır.) Onu sevene ve ona uyana ne mutlu. Ona karşı gelip düşmanlık yapana ise yazıklar olsun."
Fatıma binti Esed, Kâbe'nin içinde doğurduğu oğlunu kucağına alarak Kâbe'den çıktığında karşılaştığı ilk kişi Hz. Peygamber (s.a.a) olmuştur. Hz. Peygamber bu karşılama sırasında Hz. Ali'yi annesinin kucağından alarak bağrına basar. Bu olay Hz. Peygamber'in ona yönelik ilgisinin ve ona dönük özel yetiştirme sürecinin başlangıcı idi.
Bu yeni doğan bebek, anne-babası ile amcasının oğlu olan Hz. Peygamber'in (s.a.a) kucaklarında büyüdü. Hz. Peygamber ona, başka hiç kimseye göstermediği üstün bir duygu ve özen ile yaklaşıyordu.
Kâbe'nin Hz. Ali'nin (aleyhi selam) değerli annesi için yarıldığı yere şimdilerde "Müstecar" denmektedir ve "Rukn-u Yemani"ye yapışık vaziyettedir.
O günden bu zamana kadar Kâbe defalarca onarılmış ve hatta yeniden yapılmıştır, ama her defasında onarım ve yeniden yapılmasından sonra ve hatta taşlarının değiştirilmesine rağmen yine de yarılan yer her defasında açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Damat Allah'ın evinden, gelinse Peygamber evinden... Hz. Fatıma ve Hz. Ali'nin evlilikleri âlemde görülmeyen ve herkesi kıskandıran bir güzelliktir... Âlem böyle bir çift görmemiştir...
Hal böyle olmasına rağmen, başta Hz. Peygamber ve Hz. Fatıma olmak üzere bu ümmet 12 İmam'ın kadr ü kıymetini bilmemiş/bilememiştir... Müslümanlar bugün "Ehl-i Beyt'i sıradan insanlar gibi bilip, ihtiram göstermedikleri için zillet içindedir..."
Son söz Kâbe'de doğan İmam Ali Efendimizin olsun: "Ağaca hizmet ettim meyve verdi. İnsana hizmet ettim İNKAR etti..."
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025