Batı medeniyetinin eseri olan kapitalizm ve sosyalizm, uzun yıllar birbiriyle yarıştırılmış, sonunda sosyalizm başarısız bulunmuş ve uygulamadan kaldırılmıştır. Ancak sosyalistlerin, kapitalizme karşı yönelttiği eleştiriler, hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Ne hazindir ki, şimdi aynı eleştirileri kapitalistler, Marks'tan alıntı yaparak gündeme getiriyorlar.Son zamanlarda daha çok artmış olan bu eleştirilere bakarak, kapitalistlerin hidayete erdiğini söyleyemeyiz. Çünkü yapılan eleştiriler, bizzat kapitalizme değil, onun uygulamasından doğan bazı aksaklıklara yöneliktir. Daha doğrusu kapitalizmin terk edilmesi ve yerine daha adil bir modelin konulması istenmiyor. İstenilen şey, kapitalizmin temel öğretisine dokunmadan birkaç önemsiz noktasını değiştirmek ve yine kapitalizmle yola devam etmektir. Sözü edilen eleştiriler, kapitalizme bir zarar veriyor mu? Hayır, tam aksine eleştiriler, kapitalizmin temel ilkelerini saldırıdan koruyor ve gündemde kalmasını sağlıyor.Kapitalizmin eleştiri kampanyasına zaman zaman Hıristiyan din adamları da katılıyor. Bunlardan biri olan rahip Roux, Paris'te 'Hıristiyan kuduranlar' manifestosunu okumuş ve şöyle demişti: "İnsanlarımızı boşluğa iteleyip sefalet içinde öldüren ticaret ve özel mülkiyete karşı ekonomik ve toplumsal bir devrimden yana olmalıyız." Bu çağrı, sosyalizmin revaçta olduğu dönemlerde yapıldığı için, tam bir sosyalist söylemiydi. Hıristiyan din adamları, sosyalizmden sonra moda olan serbest piyasa ekonomisini de savunmuş ve faziletlerinden söz etmişlerdir. Günümüzde kapitalizmi eleştirme modası yaygınlaşınca, ona da katılmışlar. En son örnek, Papa Francis'in eleştirileridir. Papa Francis diyor ki: "Hepimiz günaha batmış durumdayız. Dünyada bu ekonomik sistem devam edemez." Papa Francis, eleştirilerini şöyle sürdürüyor: "Emperyalist güçler bugüne kadar yapa geldikleri gibi sitemin devamı için savaş çıkartıyorlar. Üçüncü Dünya Savaşı pek mümkün görülmediği için bölgesel savaşlar yapılıyor."Görülen o ki, Papa Francis de, diğer Hıristiyan din adamları gibi genel geçer fikirlerin arkasında kalmamak için kulağa hoş gelecek eleştirilerde bulunuyor. Bu eleştirileri yapan ve "paraya put gibi tapılmamasını" belirten Papa Francis, kapitalizmin mabedinin bankalar olduğunu ve parayı asıl onların putlaştırdığını bilmiyor mu? Elbette biliyor, ama o tarafa hiç dokunmuyor. Papa Francis, eleştirilerinde samimi olduğunu ispatlaması için, ilkönce bankalara savaş açması, yani sahibi bulunduğu Vatikan Bankası'nı kapatması gerekir. Vatikan Bankası, dünyada kara para aklayan bankalar arasındadır. Öyle ki, eroin kaçakçılarının, mafya örgütlerinin kara paralarının çoğu, bu banka kanalıyla aklanmaktadır. Birçok kirli işe karışmış Vatikan Bankası hakkında yüzlerce soruşturma açılmıştır. Bilindiği üzere dünyada en gizli ve gizemli işler Vatikan'da döndüğünden, Vatikan Bankası da aynı özelliktedir. Neden Hıristiyan din adamları moda olan ekonomik görüşlerin peşinden sürükleniyorlar? Sebebi şudur: Hıristiyanlar sosyal, siyasal ve ekonomik bir düzen kuramamışlardır. Bu konularda Romalıların görüşlerini aynen kabul etmişlerdir. Bundan dolayı şöyle denilmiştir: "Romalılar Hıristiyanlaşmadı, Hıristiyanlar Romalılaştı." Bir başka deyişle, Hıristiyan din adamları, ekonomik bir görüş önermemiş, Romalılardan beri, ekonomide hangi görüş yaygın ise onu benimsemiş ve savunmuşlardır. Onun içindir ki, Batılılardan doğru bir ekonomik görüş ve ekonomik sorunlara çözüm beklemek beyhudedir. Her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da çare ve çözüm İslam medeniyetindedir. İşte Milli Ekonomi Modeli, bunun en güzel ispatıdır. Bunu bilenler, kapitalizme karşı yapılan göstermelik eleştirilere aldanmaz. Kapitalizme gerçekten karşı olanlar için tek yol, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaktır. Başkası yalan ve oyalamadır.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018