Bilal Erdoğan Amerika'da yüksek burslarla okuyup, lüks evlerde ikamet edip, Dünya Bankası'nda staj yaparken, Bursalı Ahmet amcanın oğlu Hüseyin Şırnak'ta kahpe bir kurşunla, Samsunlu Fatma annenin biricik torunu Murat Hakkari'de hain mayına basarak, Edirneli Musa dayının oğlu Hasan Van'daki pusuda, Çankırılı Fadime teyzenin kınalı kuzusu Eren Çukurca'daki karakol baskınında şehit oluyor. Bu da yetmiyor, bakan çocukları, vekil çocukları günlerini gün edip sefalarını sürerken, benim mehmetçiğim Lübnan bataklığına İsrail'in pisliğini temizlemek üzere gönderiliyor. Meclis'teki tezkereye "evet" oyu verirken vicdanları ve yürekleri sızlamayan, ruhları titremeyen, basiretleri kapanan 340 vekilin oğlu, yeğeni ve akrabası askerlik görevlerini nerelerde yaptılar, ya da yaptılar mı? Lübnan'a kişisel menfaat, ABD'ye hoşgörünmek ve 1 Mart'ın bedelini ödemek üzere gönderilen askeri birlikte bu vekillerin çocukları, akrabaları, yeğenleri var mı?Ya da oraya gönderilen vatan evlatları kimin, ne kadar umurunda?Türkiye'yi, böyle tehlikeli bir süreçte, savaşın bir tarafı- hem de Haçlı tarafına angaje eden böyle bir karara el kaldıran vekiller, Salı gecesi evlerinde yattıkları zaman "Aman Allahım ben bugün nasıl bir hata yaptım, bunun vebalini nasıl ödeyeceğim" diye düşündüler mi, düşünecekler mi acaba?Daha vicdanlarının bağımsızlığını sağlayamayanların, ülkenin bağımsızlığıyla, geleceğiyle, kaderiyle dertlenmeleri mümkün mü?Lübnan bataklığına sürükledikleri mehmetçiklerden Allah muhafaza, şehit cenazeleri gelmeye başladığı zaman sokağa, insan içine nasıl çıkacak, eşlerinin, çocuklarının yüzüne nasıl bakacak bu 340 vekil?Oraya gönderilen mehmetçiklerimiz "yan gelip yatmayacakalar" sayın Başbakan!Kendilerine verilen görevi layıkıyla yerine getirecekler. Fakat onlara biçtiğiniz İsrail ve ABD'ye taşeronluk görevinin ağırlığı ve vebali onları değil sizi ezecek.Tarih önünde, millet önünde siz hesap vereceksiniz.Tarih orada şehit olan mehmetçiklerden övgüyle bahsederken, sizden nasıl bahsedecek biliyor musunuz? Bildiğinizi sanmıyorum... AB istedi diye, ABD emretti diye, İsrail bastırdı diye Türk askerini, Anadolu evlatlarını böyle bir bataklığın içine sürükleyenlerin tarih, millet ve vicdanlar asla ve asla affetmeyecek!Ve bu Meclis oturumunda 340 AKP'li vekilin kaldırdığı oylar, 1 Mart'ta kalkan ellerin samimiyetsizliğini de tüm Türk halkına göstermiş oldu. Demek ki o zaman kalkan ve bizim de "onurlu" saydığımız ve sandığımız eller, mekanik ve bir anlık bir rüzgarla kalkmış. Şayet öyle olmasaydı 1 Mart'ta kalkan o eller, bugün de "Lübnan bataklığına Mehmetçiği göndermiyorum" diye kalkardı. Ama kalkmadı? Türk askerini Soros'tan farksız gören, şehitliği ve askerlik makamını sözleriyle tahfif eden Başbakanın seçim listesi şantajına boyun eğen vekiller, Türkiye'yi İsrail ve ABD'nin başlattıkları Haçlı savaşında, Haçlıların yanında cepheye sürenler bu ağır hesabı, bu büyük vebali ve bu kara lekeyi nasıl temizleyecekler?