"Kardeş kandan mıdır, candan mıdır?" diye bir soru ile başlayalım yazımıza.
Kardeş kandandır, diyenlerin bir bölümü; aynı karnı paylaşanlara, karındaşın eş anlamlısı olarak kardeş ismini kullanıyorlar. Bazıları aynı babadan olma çocuklara bu sıfatı veriyor. Kısaca anne bir veya baba bir çocuklara verilen isimdir. Erkek kardeş olur, kız kardeş olur.
Sütkardeşliği de önemli bir hukuki kardeşliktir. Hele hele evlenme hukukunda...
Bir de din kardeşliği; Allah-ü Teâlâ'nın Hucurat sûresi 10. ayet-i kerimede emir buyurduğu üzere "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki, size merhamet edilsin."
Soy kardeşliği, sütkardeşliği, inanç kardeşliği, İslam dininin üzerinde durduğu kardeşliklerdir.
Soy kardeşliği ve sütkardeşliği kişinin kendi elinde kendi seçimi ile meydana gelen bir kardeşlik değildir. Kaderin cilvesi ile takdiri ilahinin tezahürüdür.
Din kardeşliği, insanların hayatın içinde, inancından, itikadından, imanından dolayı sevmek zorunda olduğu; malı, canı, namusu kendisine haram olan mü'mindir.
Her ne kadar sevemesek de, inanamasak da; Allah-ü Teâlâ'nın emrettiği kardeşlik hukuku, soy ve sütkardeşlik hukukunun üzerinde duruyor.
Şimdi aynı karnı paylaşanlar birbirlerinin karınlarını deşiyor, sen hangi din kardeşliğinden bahsediyorsun, diyorsunuzdur.
Gelin o zaman Server-i Kâinat, Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.a.) hadis-i şerifine bir kulak verelim. Abdullah b. Ömer'den (r.a) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman'dan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslüman'ın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter." (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58.)
Çoğu insanın candan sevdiği dost olarak sıfatlandırdığı, gördüğünde, içini rahatlatan bir kardeşi vardır hayatında. Aslında herkes arkasında dağ gibi duran bir kardeşin varlığını gözler, ister soyundan isterse dininden olsun.
Peki, hiç düşündük mü, İman ettiğimiz, canımızdan daha çok sevdiğimizi iddia ettiğimiz, Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.a.) kime kardeşim demiş diye; Muhacirle Ensarı kardeş yapan Server-i Kâinat, kime hicret'te kardeş olmuş? Efendimizin kardeşi kim olmuş? Efendimiz kime kardeşim demiş?
Resûl-i Ekrem, Mekkeli Müslümanları teker teker birbirlerine kardeş yapıyordu. O sırada Hz. Ali çıkageldi. Gözyaşları arasında şöyle dedi:
"Yâ Resûlallah, sen Sahabeleri birbirine kardeş yaptın. Benimle hiçbir kimse arasında kardeşlik kurmadın?"
Peygamber Efendimiz, "Yâ Ali, sen dünyada ve Ahrette benim kardeşimsin" buyurarak gözyaşlarını dindirdi. (Müstedrek c.3 s.14, Sevaik-ül Muhrika s.73)
Önce en yakın akrabanı uyar." (Şuara sûresi, 26) ayeti nazil olup Efendimiz (s.a.a.) yakın akrabası Haşim oğullarını İslam'a davet ettikten sonra İmam Ali (a.s.) işaret ederek, kendi aşiretine şöyle söylemişti;
- "İşte bu genç benim kardeşim, vasim ve sizin aranızda benim halifemdir, O'nu dinleyiniz ve tabi olunuz" buyurdu. Resûlullah bu soruyu üç defa tekrar etti, üç defasında da sadece ben ayağa kalkarak "Ben varım" dedim; ona vâris olan benim." (Taberî Tarih, 2/217)
Peygamber Efendimizin (s.a.a.) kardeşim dediği kişi yalnız İmam Ali (a.s.) idi.
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023