Daha doğru bir yol bulmak isteyenlerin, kendine bir rehber edinmesi gerek şarttır. Ancak takip edilecek rehberin çok iyi tahlil edilmesi, doğru karar verilmesi de o kadar önemlidir.Onun içindir ki atalarımız: “Kılavuzu karga olanın, gagası pislikten kurtulmaz” uyarısını yaparak rehber seçiminde gösterilmesi gereken önemi işaret etmişlerdir. Çünkü rehberin peşine düşüp yola çıktıktan sonra, dönüşü olmayan, telafisi mümkün olmayan hatalara düşülebilir. Rahmetli Celal Mısır Hocamız sohbetlerinde bizlere sık sık şu nasihati yapardı: “Kişinin istenilen hedefe varabilmesi için asla açı sapması yapmaması lazımdır. Başlangıçta çok küçük bile olsa bir açı farkı, görülmeyebilir. Fakat bu açı farkı insanı zamanla istenilen hedeften çok uzaklara götürebilir.” Gerçekten de öyle değil mi? Hesapsız kitapsız, ya da yanlış olarak yola çıkılan hangi iş, kişiyi maksadına ulaştırmıştır? Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra hemen her konuda ABD kılavuz tayin edilmiş. Siyasetin temeline ABD icazeti oturmuştur. Küresel güçlerin güdümünde siyasi parti kuran, lider olmayı düşünen, belli bir harekete odaklanan; mutlaka ABD’ye gitmiş; Yahudi lobilerinden destekler aramış, güç almış, enerji almış, onun emir ve görüşlerine tabi olmuştur.İktidar olanlar da icazet ve yol haritasını almak için Beyaz Saraylara koşmuştur.Geçtiğimiz günlerde ABD ziyaretinde bulunan Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan’a, “bazı fikirlerinizin Obama’nın fikri doğrultusunda değiştiğini söyleyenler var. Bu konuda ne dersiniz” diye soran bir gazeteciye verdiği cevap çok manidardı: “Bizim çizgimiz asla şaşmaz, bize bunu diyenler önce bizim çizgimizi öğrensin. Biz olduğumuz yerde duruyoruz” Aslında bu söz, çok doğru bir sözdür. Neden mi? Gerçekten de bu sorunun sorulması abesle iştigal etmektir. Çünkü herkesin bilmesi gereken şudur ki, bizdeki iktidar sahiplerinin çizgisi zaten ABD çizgisidir. Düşünceleri de ABD’nin düşüncesidir. Zaten aksini düşünmek imkânsız bir hale gelmiştir. Bizim siyasilerimizin aklı, fikri, otomatik pilota bağlanmış gibi ABD’ye bağlandığı için zaten şaşması ve değişmesi de mümkün değildir.Devletin en zirvesindekilerin ve diğer yetkililerin yapmış oldukları ABD ziyaretlerinde yapılan görüşmeler, yapılan konuşmalar, yapılan anlaşmalar bunun en açık göstergesidir. Ayrıca; BOP Eş Başkanlığı, Medeniyetler İttifakı, Arap Baharı ve Suriye’de alınan roller bunun en önemli göstergeleridir. Dış ilişkilerde, Arap Baharı aldatmacasında ve özellikle de Suriye konusunda, sözde müttefikimiz ABD, Türk milletini ve devletini ateş çemberine, içinden çıkılmaz bir bataklığa sürüklemiştir. Bundan sonra başımız beladan zor kurtulur!İktidar sahiplerine nasihat niteliğinde bu uyarımız olsun: “Kılavuzu karga olanın gagası çöplükten, kılavuzu ABD olanın da başı beladan kurtulmaz.”Millet olarak başkalarının, özellikle de ABD’nin yol haritalarından, emir ve görüşlerinden vazgeçip, kendi inanç ve kültürümüze ait değerlerle donanmış; milli bir duruş, milli bir siyaset ve milli bir ekonomi için seferberlik başlatan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’tan başka da çare kalmamıştır.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- Nice bayramlara / 26.04.2024
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024