Terör örgütü ile müzakere süreci başladığı andan itibaren, bu süreçten asla ve asla devletin kârlı çıkmayacağını, bu işin içinde bir oyun olduğunu söyledik durduk. Hatta bazı bakanların gaza gelip çok iddialı konuştukları sıralarda bile "Güldürmeyin bizi Sakın Bakan" diye yazılar bile kaleme aldık. Yeni Mesaj Gazetesindeki köşemizde özetle şu ifadelere yer vermiştik: "Ne diyor Sayın Bakan: "Terör örgütü inat etti, yaktı yıktı. Biz de inat ettik. Sonunda havlu attı. Hizaya geldi." Sayın Bakan, temel atın, ama konuşurken yüksekten atmayın lütfen. Bu ülkede kimin havlu attığını, kimin kimi hizaya getirdiğini sağır sultanlar bile duydu.İdamla yargılanmış bir türlü asılamamış bir terör örgütü liderinin mektupları meydanlarda okunuyor, istekleri anayasa metinlerine, komisyonlara giriyor, oturduğu yerden örgütünü yönetiyor; bu mu havlu atmak?Terör örgütü elebaşı, meydanlarda okunup bütün dünyaya canlı olarak duyurulan mektupla "Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır" diyor; bu mu havlu atmak?Terör örgütü ile müzakere ediliyor; bu mu havlu atmak?Hükümetin resmi görevlileri İmralı'yı hamam yoluna çevirdi; bu mu havlu atmak?Terör örgütü, verdikleri silahlı, silahsız bütün mücadeleleri başarmış, hedeflerine adım adım yaklaşmış; bu mu havlu atmak?Terör örgütüne "silahlarınızı ister gömün, ister birlikte götürün, yeter ki buraları terk edin, size de kimse karışmayacak. Gerekirse Valilere genelge göndeririz, zaten asker siyasi iradenin emri altındadır." Diyen ve adeta suçluyu koruma aşamasına gelen bir hükümetin hali meydanda; bu mu havlu atmak? Bu kadar gelişmeye rağmen Sayın Bakan kalkıyor ve "Terör örgütü inat etti yaktı yıktı. Bizde inat ettik. Sonunda havlu attı. Hizaya geldi." Diyor. Bu söze ancak katıla katıla gülünür. Güldürmeyin bizi Sayın Bakan! (Yeni Mesaj /Uğur Kepekçi / 16.Nisan.2013)Gelinen noktaya bakar mısınız? Bizzat hükümet "teröristlerin ancak % 15 i ülkeyi terk etti." Diye açıklama yapıyor. Basına yansıyan haberlere ve yorumlara bakılırsa örgüt elemanları değil de ellerindeki telsizler sınırdan geçmiş. "Sınırdan geçenler hasta ve deneyimsiz elamanlar" deniliyor. "Örgüt bu ara zamanda çok daha kuvvetlendi" deniliyor.Karakol yapımına karşı çıkılıyor. Sokaklarda "hükümet adım at" eylemleri yapılıyor. Süratle şehir yapılanmaları gerçekleşiyor. Şehir içinde bazı sivil yapılanmaların kimlik kontrolü yaptığı basına yansıyor. Terörle müzakere sürecini "güzel şeyler olacak" diye millete yutturmaya çalışanlar; "örgüt hizaya geldi, havlu attı" diyenler, şimdi kimin havlu attığını, kimin hizaya geldiğini anladılar mı acaba?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Atatürk’ün devlet aklı / 18.09.2025
- Mazlum Gazzeliler / 17.09.2025
- Sosyal medyadan kimler korkar / 16.09.2025
- Ana muhalefete düşen görev / 15.09.2025
- Atasözleri bir milletin kültürüdür / 14.09.2025
- İbadetlere değer katan ilimdir / 13.09.2025
- İç cephe çökertilmeye çalışılıyor / 12.09.2025
- Hesap verme duygusu kaybedilirse! / 11.09.2025
- Susuz kalmaktan mı korkuyorsunuz? / 10.09.2025
- Vatandaşın derdi geçimdir / 09.09.2025
- Mazlum Gazzeliler / 17.09.2025
- Sosyal medyadan kimler korkar / 16.09.2025
- Ana muhalefete düşen görev / 15.09.2025
- Atasözleri bir milletin kültürüdür / 14.09.2025
- İbadetlere değer katan ilimdir / 13.09.2025
- İç cephe çökertilmeye çalışılıyor / 12.09.2025
- Hesap verme duygusu kaybedilirse! / 11.09.2025
- Susuz kalmaktan mı korkuyorsunuz? / 10.09.2025
- Vatandaşın derdi geçimdir / 09.09.2025