Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin üç kırmızı çizgisini miting alanlarında dile getiriyor. Erdoğan'ın Kırmızı çizgilerin ilki: Bölgesel milliyetçiliğe hayır
İkincisi: Irka dayalı milliyetçiliğe hayır.
Üçüncüsü: Dine dayalı milliyetçiliğe hayır.
TC Anayasamız başta olmak üzere diğer yasalarımızda da bu çizgilerin çizili olduğunu maddeler halinde görebilirsiniz.
Erdoğan'ın parti tüzüğüne de yansıttığı bu çizgileri Türk devleti yıllardan beri büyük bir hassasiyetle uygulamaya çalışıyor.
Yasal gerçekler ortada iken biz ülke olarak diğer kırmızı çizgilerimizin ne derece ve nerelerindeyiz?
İçsel kırmızı çizgilere duyulan hassasiyetin dış politika açısından ve yeniden değerlendirilmesi gerekmiyor mu?
Dinsel ve ırksal milliyetçiliği etnik boyutta bir devlet politikası olarak pratiğe dökmemeyi ilke edinen Türk politikasının dışarıya yönelik nasıl bir milli politika uyguladığı sorgulanmak zorunda.
"Yurtta barış, dünyada barış''sloganını içte ve dışta denge olarak kabul eden Türk politikacıları içte ve dışta terazinin dengesini tam olarak ayarlayabiliyorlar mı?
Başbakanımızın üç kırmızı çizgisine katılmamak elde değil. Biz mevcut hükümetin diğer kırmızı çizgiler üzerinde de halkı bilgilendirmesini yeğlerdik.
Dış politikada öncelikler nelerdir?
Kıbrıs'ta Başbakanımızın kırmızı çizgileri net olarak nedir?
Kuzey Irak'a ve bu bölgedeki Türkmen nüfusa dair kırmızı çizgilerin boyutu nedir?
Ve hükümet bu çizgileri ne derece kırmızı görüyor?
Koyu kırmızı mı, açık kırmızı mı?
Bazı kesimlerin ısrarla vurguladığı ve bizim de bu satırlarda zaman zaman üzerinde durduğumuz pembeleşen bir renk mi var yoksa?
Kazanımlarımız mı, kayıplarımız mı daha ağır bu çizgilerde?
Tüm bu sorular mevcut hükümet tarafından net olarak açıklanmış değil. Hükümet bunu yerel seçim malzemesi yapmamak gibi bir gayret içerisinde olsa da biz aksini savunuyoruz. Dış politika da iç politikanın bir yansımasıdır.
İçte milli bir şuurla hareket ettiğini söyleyen kadroların dışta ne derece milli duruş sergilediğini görmek gerek.
Kuzey Irak'taki kırmızı çizgiler, Kısrıs'taki kırmızı çizgiler ve Kafkaslar'dan Balkanlar'a uzanan kırmızı hatta olmazsa olmazlarımız neler?
Bunu kaç kişi hatta kaç AKP milletvekili halka tam olarak anlatabilir?
Kırmızı noktalardaki boşluklar doldurulmadıkça miting alanlarında atılan sloganlar bi dereceye kadar anlam kazanacaktır.
Talabani ve Barzani'nin kırmızı çizgileri ile Türkiye'nin Kuzey Irak'taki çizgilerinin hangisi daha koyu.
Annan'ın, Denktaş'ın, Erdoğan'ın mı kırmızı çizgileri daha koyu?
Arada ne tür ton farkı var?
Siyasiler dahi kırmızı çizgiler konusunda çatışma yaşarken halkın bu çizgilerin neresinde olduğunu kestirebiliyor musunuz?
Çizginin tam üzerinde miyiz, dışında mı?
Yerimizi bilip, ona göre adım atmalıyız.
Başbakan Erdoğan dışarıdaki kırmızı çizgilerini halka tam anlatmalı.
Kırmızının hangi tonunda bir milliyetçilik'e sahip Erdoğan?
Koyu mu, açık kırmızı mı, yoksa pembe mi?
Dışarıdaki gelişmelere bakılırsa kırmızılarımız gittikçe pembeleşiyor.
İkincisi: Irka dayalı milliyetçiliğe hayır.
Üçüncüsü: Dine dayalı milliyetçiliğe hayır.
TC Anayasamız başta olmak üzere diğer yasalarımızda da bu çizgilerin çizili olduğunu maddeler halinde görebilirsiniz.
Erdoğan'ın parti tüzüğüne de yansıttığı bu çizgileri Türk devleti yıllardan beri büyük bir hassasiyetle uygulamaya çalışıyor.
Yasal gerçekler ortada iken biz ülke olarak diğer kırmızı çizgilerimizin ne derece ve nerelerindeyiz?
İçsel kırmızı çizgilere duyulan hassasiyetin dış politika açısından ve yeniden değerlendirilmesi gerekmiyor mu?
Dinsel ve ırksal milliyetçiliği etnik boyutta bir devlet politikası olarak pratiğe dökmemeyi ilke edinen Türk politikasının dışarıya yönelik nasıl bir milli politika uyguladığı sorgulanmak zorunda.
"Yurtta barış, dünyada barış''sloganını içte ve dışta denge olarak kabul eden Türk politikacıları içte ve dışta terazinin dengesini tam olarak ayarlayabiliyorlar mı?
Başbakanımızın üç kırmızı çizgisine katılmamak elde değil. Biz mevcut hükümetin diğer kırmızı çizgiler üzerinde de halkı bilgilendirmesini yeğlerdik.
Dış politikada öncelikler nelerdir?
Kıbrıs'ta Başbakanımızın kırmızı çizgileri net olarak nedir?
Kuzey Irak'a ve bu bölgedeki Türkmen nüfusa dair kırmızı çizgilerin boyutu nedir?
Ve hükümet bu çizgileri ne derece kırmızı görüyor?
Koyu kırmızı mı, açık kırmızı mı?
Bazı kesimlerin ısrarla vurguladığı ve bizim de bu satırlarda zaman zaman üzerinde durduğumuz pembeleşen bir renk mi var yoksa?
Kazanımlarımız mı, kayıplarımız mı daha ağır bu çizgilerde?
Tüm bu sorular mevcut hükümet tarafından net olarak açıklanmış değil. Hükümet bunu yerel seçim malzemesi yapmamak gibi bir gayret içerisinde olsa da biz aksini savunuyoruz. Dış politika da iç politikanın bir yansımasıdır.
İçte milli bir şuurla hareket ettiğini söyleyen kadroların dışta ne derece milli duruş sergilediğini görmek gerek.
Kuzey Irak'taki kırmızı çizgiler, Kısrıs'taki kırmızı çizgiler ve Kafkaslar'dan Balkanlar'a uzanan kırmızı hatta olmazsa olmazlarımız neler?
Bunu kaç kişi hatta kaç AKP milletvekili halka tam olarak anlatabilir?
Kırmızı noktalardaki boşluklar doldurulmadıkça miting alanlarında atılan sloganlar bi dereceye kadar anlam kazanacaktır.
Talabani ve Barzani'nin kırmızı çizgileri ile Türkiye'nin Kuzey Irak'taki çizgilerinin hangisi daha koyu.
Annan'ın, Denktaş'ın, Erdoğan'ın mı kırmızı çizgileri daha koyu?
Arada ne tür ton farkı var?
Siyasiler dahi kırmızı çizgiler konusunda çatışma yaşarken halkın bu çizgilerin neresinde olduğunu kestirebiliyor musunuz?
Çizginin tam üzerinde miyiz, dışında mı?
Yerimizi bilip, ona göre adım atmalıyız.
Başbakan Erdoğan dışarıdaki kırmızı çizgilerini halka tam anlatmalı.
Kırmızının hangi tonunda bir milliyetçilik'e sahip Erdoğan?
Koyu mu, açık kırmızı mı, yoksa pembe mi?
Dışarıdaki gelişmelere bakılırsa kırmızılarımız gittikçe pembeleşiyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005