Üç aylar diye adlandırılan ve Recep ayı ile başlayan rahmet iklimi, her anı paha biçilmez değerde zaman dilimleridir. Bu zamanlara insanoğlunun eline geçen tarihi fırsatlardan biri de diyebiliriz.
Dünyanın telaşı ve çeşitli sıkıntıları sayesinde ister istemez insan kulluk yörüngesinden çıkmakta, yolunu ve yönünü şaşırabilmektedir. Zaten bu durum insanın yaratılışında vardır. İnsan beşer sıfatıyla yaratılmış; her an şaşırmaya, iyilik ya da kötülük arasında gelgitler yaşamaya müsait bir halde var edilmiştir.
Yüce yaratıcı, kendi yarattığı insan denen mahlûku her yönden tanıdığı için onun hangi hallerde şaşıracağını, hangi hallerde yolunu ve yönünü bulabileceğini işaret etmiştir. Gönderdiği ilahi kitaplar ve peygamberlerle insana yol haritası ve davranış biçimini de göstermiştir.
İnsanın en önemli vasfı beşer olmasıdır. Yani her an şaşırmaya meyilli oluşudur. Işıktan ayrılsa karanlıkta kalan, rehberinden uzak kalsa yolunu kaybeden, gıdasını almasa sağlığını kaybeden, ruhun gıdası hükmünde olan ibadetsiz kalsa imanını kaybeden, velhasıl sürekli ilgiye, bakıma muhtaç olan bir yaratıktır insanoğlu.
Üç aylar denen Recep, Şaban ve Ramazan ayları biz kullarına yüce Allah’ın bir lütfudur. Bu zaman diliminde Yüce Allah biz kullarına daha az çabayla daha çok sevap kazanmanın imkânını sağlamıştır. Diğer zamanlarda yapılan ibadetlere karşılık olan sevap katsayısı ile bu aylardaki katsayı farklılık arz etmektedir. Daha açık bir ifadeyle Allah bu aylarda daha cömert davranmaktadır.
Yüce Allah’ın cömertlik tecellisinin gereği olarak insanların gönülleri bu aylarda daha yumuşak olur, sevap işlemeye daha meyilli olur, günahlara karşı daha dikkatli olur. Bizler de bu zaman dilimlerinin kıymetini bilmeli daha çok ibadetle meşgul olmalıyız.
Mesela bu aylarda oruç tutmaya gayret etmeliyiz. Recep ayında, Şaban ayında tutulacak nafile oruçların faziletleri saymakla bitmeyecek derecededir. Hem sevap alacağız hem de nefsimiz tezkiye olacak, terbiye olacak; gönüler zenginleşecektir. Gönül sermayesi arttıkça da Allah’a kulluk yolunda mesafe alacağımız muhakkaktır.
Bu aylarda gece namazlarına da gayret etmeliyiz. Zikir meclislerini ihmal etmemeli, bolca salavat getirerek peygamber yakınlığını kazanmalıyız.
Velhasıl öyle bir zaman dilimine girdik ki her anı kârlı, bereketli, feyizli bir zaman dilimi. İstifade edenlere aşk olsun. Bu zamanlarını dahi gafletle geçirenlere de Allah hidayet nasip eylesin.
Dünyanın telaşı ve çeşitli sıkıntıları sayesinde ister istemez insan kulluk yörüngesinden çıkmakta, yolunu ve yönünü şaşırabilmektedir. Zaten bu durum insanın yaratılışında vardır. İnsan beşer sıfatıyla yaratılmış; her an şaşırmaya, iyilik ya da kötülük arasında gelgitler yaşamaya müsait bir halde var edilmiştir.
Yüce yaratıcı, kendi yarattığı insan denen mahlûku her yönden tanıdığı için onun hangi hallerde şaşıracağını, hangi hallerde yolunu ve yönünü bulabileceğini işaret etmiştir. Gönderdiği ilahi kitaplar ve peygamberlerle insana yol haritası ve davranış biçimini de göstermiştir.
İnsanın en önemli vasfı beşer olmasıdır. Yani her an şaşırmaya meyilli oluşudur. Işıktan ayrılsa karanlıkta kalan, rehberinden uzak kalsa yolunu kaybeden, gıdasını almasa sağlığını kaybeden, ruhun gıdası hükmünde olan ibadetsiz kalsa imanını kaybeden, velhasıl sürekli ilgiye, bakıma muhtaç olan bir yaratıktır insanoğlu.
Üç aylar denen Recep, Şaban ve Ramazan ayları biz kullarına yüce Allah’ın bir lütfudur. Bu zaman diliminde Yüce Allah biz kullarına daha az çabayla daha çok sevap kazanmanın imkânını sağlamıştır. Diğer zamanlarda yapılan ibadetlere karşılık olan sevap katsayısı ile bu aylardaki katsayı farklılık arz etmektedir. Daha açık bir ifadeyle Allah bu aylarda daha cömert davranmaktadır.
Yüce Allah’ın cömertlik tecellisinin gereği olarak insanların gönülleri bu aylarda daha yumuşak olur, sevap işlemeye daha meyilli olur, günahlara karşı daha dikkatli olur. Bizler de bu zaman dilimlerinin kıymetini bilmeli daha çok ibadetle meşgul olmalıyız.
Mesela bu aylarda oruç tutmaya gayret etmeliyiz. Recep ayında, Şaban ayında tutulacak nafile oruçların faziletleri saymakla bitmeyecek derecededir. Hem sevap alacağız hem de nefsimiz tezkiye olacak, terbiye olacak; gönüler zenginleşecektir. Gönül sermayesi arttıkça da Allah’a kulluk yolunda mesafe alacağımız muhakkaktır.
Bu aylarda gece namazlarına da gayret etmeliyiz. Zikir meclislerini ihmal etmemeli, bolca salavat getirerek peygamber yakınlığını kazanmalıyız.
Velhasıl öyle bir zaman dilimine girdik ki her anı kârlı, bereketli, feyizli bir zaman dilimi. İstifade edenlere aşk olsun. Bu zamanlarını dahi gafletle geçirenlere de Allah hidayet nasip eylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -6- / 20.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 19.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 18.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -3- / 17.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 16.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 15.06.2025
- Gadir-i Hum bayramımız kutlu olsun / 14.06.2025
- Merhamet etmeyene merhamet olunmaz / 13.06.2025
- İnsanlığın imtihanı Gazze / 12.06.2025
- Bâki olan sâlih ameldir / 11.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 19.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 18.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -3- / 17.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 16.06.2025
- Gadir-i Hum Bayramı hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 15.06.2025
- Gadir-i Hum bayramımız kutlu olsun / 14.06.2025
- Merhamet etmeyene merhamet olunmaz / 13.06.2025
- İnsanlığın imtihanı Gazze / 12.06.2025
- Bâki olan sâlih ameldir / 11.06.2025