Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, Bingöl'den 1993 yılında 33 erin şehit edilmesiyle ilgili iddialara Trabzon'dan cevap verdi. Başbuğ, "Terör olaylarını TSK ile ilişkilendirmeyi, PKK destekleyicileri, PKK sempatizanları yapabilir" dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Trabzon'da Oruç Reis Kruvazörü'nde yaptığı basın toplantısında, "Farklılıklara elbette saygılı olmalıyız. Farklılıklara saygılı olmak farklılıklarımızı öne çıkarmayı gerektirmez. Esas önemli olan binlerce yllık sahip olduğumuz bizi birbirimize kenetleyen ortak değerlerin sıkça ortaya konulması ve sahip çıkılmasıdır" dedi.
Başbuğ, Türkiye'nin, 1984'ten beri bölücü terör örgütüyle mücadele ettiğinin altını çizerek, "Bu süreçte insanlarımız terörden büyük zarar görmüştür. TSK mücadelesine yasalar çerçevesinde her türlü fedakarlığı ve gayreti göstererek devam etmiştir ve devam etmeye azimli olarak kararlıdır. Ana hedefimiz terör sorunun Türkiye'nin gündeminin en alt sıralarına indirilmesidir. Unutmayınız ki teröristler ve destekleyicileri gündemin kan, gözyaşı, kin ve nefret üzerinde oluşmasını ister. Yine unutulmalalıdır ki, ülkenin ve milletin bütünlüğünün korunmasının her zaman elbette bir bedeli olur" diye konuştu.
Güçlü olmayan devletler ayakta kalmazBaşbuğ, son zamanlarda TSK'ya karşı yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekata da değinerek, "Bu konuya özellikle bugün üzerinde beraber olduğumuz TCG Oruç Reis Fırkateyni'nde değinmemim özel bir anlamı vardır. Türkiye'nin bulunduğu coğrafya zor bir coğrafyadır. Ülkemizin etrafı sorunlarla çevrilidir. Bu coğrafyada güçlü olmayan devletler ayakta kalamaz. Milli gücün üst unsurlardından birisi de askeri güçtür. Etkin ve caydırıcı niteliklere sahip olunması hayatidir. Ülkenin beka sorunuyla direk ilgilidir. TSK'nın kendine olan özgüveni tamdır. Bundan kimsenin en ufak şüphesi olmasın. Sahip olduğumuz bu özgüven bu TSK'nın kendisine yönelik gerçeklere, doğrulara dayanan, önyargılı olmayan, sağduyulu eleştirileri her zaman saygıyla karşıladığını, bu tip eleştirilere her zaman açık olduğunun açık bir kanıtıdır. Ancak bu duruma karşın son zamanlarda gerçek dışı olaylara, yalanlara dayalı, önyargılı olarak bazı çevreler ve kişiler tarafından TSK'ya karşı asimetrik psikolojik harekat yürütülmektedir. Ne acıdır ki özellikle medyanın Türkiye'de bir kısmının varoluşlarının temel nedeni gerçeklere ve doğrulara dayanmayan, önyargılı eleştiriler yaparak TSK aleyhine kampanya yürütmektir. Bunlar aynı zamanda kendilerini demokrasinin savunucusu olarak da göstermektedir. Demokrasiyi savunmak için tek çıkar yol onlar için TSK'nın karşısında olmaktır. TSK, hukuk devletinden yana olduğunu her fırsatta dile getirmektedir. İçinde bulunduğumuz bu süreçten rahatsızız" şeklinde konuştu.
Millet yapılanların farkındadırYasal olarak yapılması gerekenleri yaptıklarının altını çizen Başbuğ, "Hem ülkesini sevmek hem de TSK'ya karşı psikolojik harekat yürütmek bir arada olamaz. Amaçlı ve kendi amaçları çerçevesinde psikolojik harekat yürütenlere diyorum ki bulunduğunuz yol ve yer doğru değildir. Türk milleti ne yaptığınızın da farkındadır. Son dönemde meydana gelen her terör olayıyla TSK'yı ilişkilendirme çabaları da vardır. Her gün bu çabalara yenisi ilave edilmektedir. İlişkilendirmeyi PKK sempatizanları yapabilir. Ancak böyle yönlendirmeleri siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmamalıdır. Türkiye cumhuriyeti hukuk devletidir. Bizi en çok üzen ve yaralayan noktalardan birisi ise TSK içinde bizlere canları emanet edilen Mehmetçikler üzerinden kanlı hesaplar yapabilenlerin TSK içinde olduğunun düşünülebilmesi, ileri sürülebilmesi konusudur. Bu düşünceleri kapalı ya da açık şekilde söyleyen ya da ima edenler bu yaptıkları Türk milletine ne kadar zavallı bir durumda olduğunu göstermektedirler. Bu kapsamda adli makamlarımıza da bazı sorumlulukla düşmektedir" dedi.
'Suçluları korumuyoruz'TSK'nın suçluları korumadığını belirten Başbuğ, "Adli makamlar ihbar mektuplarına, itirafçıların ve gizli tanıkların verdiği ifadelere karşı daha duyarlı olarak hareket etmelidir. TSK ile bilgi teatisi ve işbirliğinde bulunmalıdır. Aksi durumlar kurumlar arası çatışmalara neden olabilir. TSK'nın hiçbir zaman hataları örtme, suçluları koruma durumu olmamıştır. Ancak artık haksız, mesnetsiz suçlamalara karşı da TSK sessiz kalamaz. Bazı meydana gelen terör olaylarında elbette bazen hatalar olabilir" diye konuştu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Trabzon'da Oruç Reis Kruvazörü'nde yaptığı basın toplantısında, "Farklılıklara elbette saygılı olmalıyız. Farklılıklara saygılı olmak farklılıklarımızı öne çıkarmayı gerektirmez. Esas önemli olan binlerce yllık sahip olduğumuz bizi birbirimize kenetleyen ortak değerlerin sıkça ortaya konulması ve sahip çıkılmasıdır" dedi.
Başbuğ, Türkiye'nin, 1984'ten beri bölücü terör örgütüyle mücadele ettiğinin altını çizerek, "Bu süreçte insanlarımız terörden büyük zarar görmüştür. TSK mücadelesine yasalar çerçevesinde her türlü fedakarlığı ve gayreti göstererek devam etmiştir ve devam etmeye azimli olarak kararlıdır. Ana hedefimiz terör sorunun Türkiye'nin gündeminin en alt sıralarına indirilmesidir. Unutmayınız ki teröristler ve destekleyicileri gündemin kan, gözyaşı, kin ve nefret üzerinde oluşmasını ister. Yine unutulmalalıdır ki, ülkenin ve milletin bütünlüğünün korunmasının her zaman elbette bir bedeli olur" diye konuştu.
Güçlü olmayan devletler ayakta kalmazBaşbuğ, son zamanlarda TSK'ya karşı yürütülmekte olan asimetrik psikolojik harekata da değinerek, "Bu konuya özellikle bugün üzerinde beraber olduğumuz TCG Oruç Reis Fırkateyni'nde değinmemim özel bir anlamı vardır. Türkiye'nin bulunduğu coğrafya zor bir coğrafyadır. Ülkemizin etrafı sorunlarla çevrilidir. Bu coğrafyada güçlü olmayan devletler ayakta kalamaz. Milli gücün üst unsurlardından birisi de askeri güçtür. Etkin ve caydırıcı niteliklere sahip olunması hayatidir. Ülkenin beka sorunuyla direk ilgilidir. TSK'nın kendine olan özgüveni tamdır. Bundan kimsenin en ufak şüphesi olmasın. Sahip olduğumuz bu özgüven bu TSK'nın kendisine yönelik gerçeklere, doğrulara dayanan, önyargılı olmayan, sağduyulu eleştirileri her zaman saygıyla karşıladığını, bu tip eleştirilere her zaman açık olduğunun açık bir kanıtıdır. Ancak bu duruma karşın son zamanlarda gerçek dışı olaylara, yalanlara dayalı, önyargılı olarak bazı çevreler ve kişiler tarafından TSK'ya karşı asimetrik psikolojik harekat yürütülmektedir. Ne acıdır ki özellikle medyanın Türkiye'de bir kısmının varoluşlarının temel nedeni gerçeklere ve doğrulara dayanmayan, önyargılı eleştiriler yaparak TSK aleyhine kampanya yürütmektir. Bunlar aynı zamanda kendilerini demokrasinin savunucusu olarak da göstermektedir. Demokrasiyi savunmak için tek çıkar yol onlar için TSK'nın karşısında olmaktır. TSK, hukuk devletinden yana olduğunu her fırsatta dile getirmektedir. İçinde bulunduğumuz bu süreçten rahatsızız" şeklinde konuştu.
Millet yapılanların farkındadırYasal olarak yapılması gerekenleri yaptıklarının altını çizen Başbuğ, "Hem ülkesini sevmek hem de TSK'ya karşı psikolojik harekat yürütmek bir arada olamaz. Amaçlı ve kendi amaçları çerçevesinde psikolojik harekat yürütenlere diyorum ki bulunduğunuz yol ve yer doğru değildir. Türk milleti ne yaptığınızın da farkındadır. Son dönemde meydana gelen her terör olayıyla TSK'yı ilişkilendirme çabaları da vardır. Her gün bu çabalara yenisi ilave edilmektedir. İlişkilendirmeyi PKK sempatizanları yapabilir. Ancak böyle yönlendirmeleri siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmamalıdır. Türkiye cumhuriyeti hukuk devletidir. Bizi en çok üzen ve yaralayan noktalardan birisi ise TSK içinde bizlere canları emanet edilen Mehmetçikler üzerinden kanlı hesaplar yapabilenlerin TSK içinde olduğunun düşünülebilmesi, ileri sürülebilmesi konusudur. Bu düşünceleri kapalı ya da açık şekilde söyleyen ya da ima edenler bu yaptıkları Türk milletine ne kadar zavallı bir durumda olduğunu göstermektedirler. Bu kapsamda adli makamlarımıza da bazı sorumlulukla düşmektedir" dedi.
'Suçluları korumuyoruz'TSK'nın suçluları korumadığını belirten Başbuğ, "Adli makamlar ihbar mektuplarına, itirafçıların ve gizli tanıkların verdiği ifadelere karşı daha duyarlı olarak hareket etmelidir. TSK ile bilgi teatisi ve işbirliğinde bulunmalıdır. Aksi durumlar kurumlar arası çatışmalara neden olabilir. TSK'nın hiçbir zaman hataları örtme, suçluları koruma durumu olmamıştır. Ancak artık haksız, mesnetsiz suçlamalara karşı da TSK sessiz kalamaz. Bazı meydana gelen terör olaylarında elbette bazen hatalar olabilir" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.